Memur-Sen : Türkiye, balyozlardan kurtulmalı

Memur-Sen Genel Başkanı Ahmet Gündoğdu, Türkiye'nin Balyoz Planlarından kurtulması gerektiğini ve toplum mühendislerinin ellerini millet iradesinden çekmesini istedi.

Memur-Sen Burdur İl Yönetim Kurulu üyeleriyle toplantı yapmak üzere Burdur'a gelen Gündoğdu, Vali İbrahim Özçimen'i ziyaret etti, daha sonra da, Memur-Sen Burdur İl Temsilciliği’nde basın mensuplarının sorularını cevaplandırdı. Türkiye'de 376 bin üyeye sahip en büyük konfederasyon olduklarını belirten Gündoğdu, devletin memur ve işçiler arasında ayrımcılık yaptığını, devletin kamu işçisiyle toplu sözleşme imzaladığını, memur ile imza başına geçmekten imtina ettiğini belirterek, anayasa değişikliğine destek verdi.

PLANLARDA ADI GEÇENLER YARGI ÖNÜNE ÇIKARILMALI, YANLIŞ YAPANLAR CEZALANDIRILMALI

‘Balyoz Eylem Planı’ iddiasıyla ilgili olarak da değerlendirmelerde bulunan Gündoğdu, "Balyozu milletin iradesine indirerek gazetecilerden sivil toplum örgütlerine, eğitimcilerden siyasilere kadar sevdiklerini ya da döveceklerini ilan ediyorlar. Artık Türkiye bundan kurtulmalı. Ceza verilmesi gereken varsa bunu yapacak olan yargı ve hukuk ilkeleridir" dedi.

Gündoğdu, Genelkurmay Başkanı İlker Başbuğ'un darbe planı ile ilgili yaptığı açıklamada, muhatabı belli olmayan, altını çizdiği birkaç nokta olduğunu belirtti. Gündoğdu, şöyle devam etti: "Ben bu soruyu tekrarlamak istiyorum. Evet nasıl bu insanlar bomba atabilirler ve neden atabilirler? Neden atmak için plan yapabilirler? Genelkurmay Başkanı'ndan isteğimiz; içlerinde yanlış yapanları barındırmayacaklarını belirtmişlerdi. Yanlış yapanları içlerinde barındırmasınlar ve hukukun önüne çıkarsınlar.”


EĞİTİMDE FIRSAT EŞİTLİĞİNİ YARGI BOZUYOR


Eğitimdeki fırsat eşitliğinin bazen yargı kararlarıyla bazen de kurum kararlarıyla engellendiğini söyleyen Gündoğdu, öğrencilerden kendi olma bilincini engelleyen her türlü konunun uzak tutulması gerektiğini belirtti. Gündoğdu, "Kat sayı engeli Danıştay'ın YÖK'ün yeni düzenlemesini iptal etmesi de maalesef yargının, yürütmenin yerini alması gibi bir garabeti beraberinde getiriyor. 74 yılından 97 yılına kadar her öğrenci çözebildiği soru oranında üniversiteye girebiliyorken, 97'de 28 şubat sürecini yaşatanların dayatmasıyla bu karar getirilmiştir. Bugün Endüstri Meslek Lisesi'nde okuyan bir öğrenci bile elektrik mühendisliğine gidemiyorsa, Yargı'nın Danıştay'ın nasıl karar verdiğini de görmüş oluyoruz” şeklinde konuştu.

Bir diğer sıkıntılı konunun da din ve düşünce hürriyeti olduğunu söyleyen Gündoğdu, şunları söyledi: “Din hürriyeti ve düşünce hürriyetinde inanın ama yaşamayın, düşünün ama hayata yansıtmayın gibi bir garip çelişki var. 411 milletvekilinin iradesi Anayasa Mahkemesi tarafından engelleniyorsa, yasama yürütme yargı kuvvetler ayrılığı ilkesinde yargının Anayasa'yı çiğneyerek, yasamaya müdahale etmesi gibi sıkıntılı bir alan önümüze çıkıyor."