Kılıçdaroğlu Erdoğan'a yüklendi
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın TEKEL işçilerine yönelik söylediklerine çok sert çıkan CHP Grup Başkanvekili Kemal Kılıçdaroğlu Başbakan Erdoğan'ı yetim hakkı yemekle suçladı.
TEKEL işçilerini eylemlerinin 42. gününde Grup Başkanvekili Kemal Kılıçdaroğlu, Genel Başkan Yardımcısı Cevdet Selvi, Ankara Milletvekili Zekeriya Akıncı, Sinop Milletvekili Engin Altay, Sivas Milletvekili Malik Ecder Özdemir, Isparta Milletvekili Mevlüt Coşkuner, İzmir Milletvekilleri Canan Aritman ve Ahmet Ersin, İstanbul Milletvekili Sacid Yıldız ve Tokat Milletvekili Orhan Diren’in de aralarında bulunduğu yaklaşık 20 kişilik CHP heyeti ziyaret etti. Heyet önce Türk-İş Genel Merkezi’nde Tek Gıda -İş Sendikası Genel Başkanı Mustafa Türkel ile görüştü. Daha sonra Kılıçdaroğlu işçilere seslendi.
Kılıçdaroğlu, işçilerin verdiği mücadelenin hak, ekmek ve alınteri mücadelesi olduğunu belirterek haklı bir davayı yürüttükleri için ve haklarının ellerinden alınmak istendiğini bildikleri için yanlarında olduklarını söyledi. Kılıçdaroğlu, dün Ankara Valisi’nin "Çocuklar geçerken korkuyor" gerekçesiyle çadırların boşaltılmasını istemediğini anımsatarak şöyle konuştu:
"Sayın Vali’ye istirham ediyorum. Kendisi bir bürokrattır, AKP’nin dolduruşuna gelmesin. Buradan yaşlı, genç, çoluk çocuk herkes geçebilir. Ama buradan bir kişi geçmekten korkar o da Recep Tayyip Erdoğan’dır. Sayın Başbakan korkmak istemiyorsa işçilerin haklı talebiyle yüzleşmek istiyorsa buyursun gelsin, işçiler kucak açarlar. Sayın Başbakan, burada oturacak, işçilerin neden haklı olduğunu dinleyecek. Başbakan’a çağrı yapıyorum. Vali’yi devreye koymasına gerek yok. İşçiler hak mücadelesi veriyorlar. Bakın ne cam kırdılar ne çerçeve. Esnaf rahatsız olmuyor, tam tersine bütün esnaf destek veriyor. Sayın Başbakan’a kim bilgi veriyorsa doğru bilgi vermiyor. Sayın Başbakan korkmuyorsa gelsin buradan geçsin. Hiç kimsenin buradan geçerken ne korkmaya hakkı var, ne de saygısızlık yapmaya. Bir ikinci yanlış, Sayın Başbakan son günlerde TEKEL işçilerini ağzına dolamış. Dolayabilir ama bir Başbakan’a yalan söylemek yakışmaz. Başbakan diyor ki ‘Millet bize kasayı teslim etti, kasayı boşalttırmayacağız.’ Sayın Başbakan, 7 yıl oldu, sen o kasayı boşalttın. O kasayı boşaltan TEKEL işçisi değil. O kasayı boşaltanın kim olduğunu biz gayet iyi biliyoruz. Ama TEKEL işçisi sanki çalışmak istemiyor, sanki yan gelip yatacak, Başbakan çıkarıp cebinden para verecek. Sayın Başbakan TEKEL işçisini millete böyle anlatıyor."
"TEKEL İŞÇİSİ YETİM HAKKI YEMİYOR"
Kılıçdardoğlu, TEKEL işçilerinin isteklerini şöyle anlattı:
"Bir, Tekel işçisi çalışmak istiyor. İki, üretmek istiyor. Üç, hakları kaybolmasın istiyor. Dört, çalışıp üreterek alın teriyle evine ekmek götürmek istiyor. Beş, bugün sabah Maliye Bakanı’nın dediği gibi TEKEL işçisi merhamet istemiyor. Sayın Maliye Bakanı diyor ki, ‘Biz merhametli davrandık, daha önce feshedecektik, merhametimize geldi. Kendilerine yıl sonuna kadar süre verdik.’ Kim oluyorsun da sen merhamet ediyorsun? Sen dağıttığın paranın milletten toplandığını bilmiyor musun? Merhamet diye bir şey yoktur. Hak verilmez, hak alınır. Sayın Başbakan’a bir şey daha söyleyeyim: ‘Biz yetim hakkı yedirmeyiz, kasayı soydurmayız’ diyor. Sayın Başbakan, TEKEL işçisi yetim hakkı yemiyor zaten. Yetim hakkı yiyenlere karşı duruyor. Yetim hakkı yiyen hayali ihracatçı senin partinden milletvekili değil mi, çık söyle. Hayali ihracatçıyı milletvekili olarak parlamentoya taşırsın, TEKEL işçisine gelince ‘Yetim hakkı yedirmem’ diyorsun. Yetim hakkını sen birilerine yediriyorsun zaten Sayın Başbakan. İki kamu bankasından 750 milyon doları kime verdin?"
"BAŞBAKAN SENDİKAYI BİNA SANIYOR"
İşçilere seslenen Kılıçdaroğlu "Siz milyon dolarlar mı istiyorsunuz?" diye sordu. İşçiler hep bir ağızdan "Hayır" yanıtı verdiler. Kılıçdaroğlu, isteyenin de yedirenin de belli olduğunu dile getirerek şöyle dedi:
"Ama bunu millete nasıl anlatacak? TEKEL işçisi yetim hakkı yiyecekmiş de TEKEL işçisine bunu yedirmeyecekmiş. İkinci Büyük Cumhurbaşkanı’nın ifadesiyle söylüyorum: Hadi canım sen de. Sen kim oluyorsun da TEKEL işçisine ‘Yetim hakkı yedirmem’ diyeceksin. TEKEL işçisi alınteriyle çalışıyor. Sayın Başbakan bir şey daha söylüyor:
‘İktidarı millet getirir, millet götürür, sendikalar götürmez.’ O sanıyor ki sendika dediğin bir binadır ve bina götürmez. Sayın Başbakan, bu milletin bir parçası da sendikalı çalışan işçilerdir. Nasıl sen bunu bilmezsin? Sayın Başbakan, bunu unutup herkese demokrasi dersi veriyor. Demokrasi dersi vereceğine sendikalar nedir, sivil toplum kuruluşları nedir, güçler ayrılığı ilkesi nedir, hak arama nedir, çalışmak nedir, üretim nedir, önce bunları öğren ülkeyi peşkeş çekeceğine. Sayın Başbakan diyor ki, ‘Ben ülkemi adeta pazarlamakla mükellefim.’ Sayın Başbakan, yetmiyor mu artık bu memleketi pazarladığın? Bıkmadınız mı artık? Pazarlamayı bırak da şu TEKEL işçisinin hakkını bir teslim et bakalım."
Kılıçdaroğlu, TBMM’de kürsüye çıkan her milletvekilinin konuşmasına TEKEL işçilerinin haklarıyla başladığını ifade ederek AKP Grup Başkanvekili Mustafa Elitaş’ın "TEKEL işçilerinin aylık giydirilmiş ücretleri 3 bin 18 lira" dediğini anımsattı. Bu sırada işçiler Kılıçdaroğlu’na maaş bordrolarını gösterdi. Kılıçdaroğlu, bunun üzerine "Ben bordrolarınızı gördüm. Başbakan’a yalan söylemek yakışmaz ama siyasetçiye de yakışmaz. Biz şunu söyledik: Ayda bin 500 TL vereceğim deyin, ben TEKEL işçisini ikna edip eylemden vazgeçireceğim" diye konuştu.
Öte yandan Kılıçdaroğlu, TEKEL işçisinin durumunun TBMM İnsan Hakları Komisyonu’na taşıyacaklarını bildirdi.
Kılıçdardoğlu, TEKEL işçisine destek vermeyen sendikacının sendikacı olmayacağını, TEKEL işçisine destek vermeyen sendikacının çadırını gidip AKP Genel Merkezi’nin önüne kurması gerektiğini söyledi. Kılıçdaroğlu, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Sizin bir diğer güzelliğiniz daha var. Siz tarih yazıyorsunuz. Bizi bölmek isteyenlere karşı en ciddi mücadeleyi TEKEL işçisi veriyor. Diyarbakırlı, Batmanlı, Siirtli, İstanbullu, İzmirli var. AKP’ye söylüyorum, açılım yapacaksan gel TEKEL işçisine, yap burada açılımı."
Kılıçdaroğlu, gençliğinde Cem Karaca’nın "işçisin sen işçi kal, giy dedi tulumları" dizesini söylediklerini, daha sonra işçi sınıfını bir dönem unuttuklarını ifade ederek TEKEL işçisinin yeniden ayağa kalktığını söyledi. TEKEL işçisinin eksi 7-9 derecede bütün işçilere, siyasetçilere, sanayicilere, iktidara ve muhalefete ders verdiğini kaydeden Kılıçdaroğlu, TEKEL işçilerini sonuna kadar destekleyeceklerini belirtti.
Kılıçdaroğlu, işçilerin verdiği mücadelenin hak, ekmek ve alınteri mücadelesi olduğunu belirterek haklı bir davayı yürüttükleri için ve haklarının ellerinden alınmak istendiğini bildikleri için yanlarında olduklarını söyledi. Kılıçdaroğlu, dün Ankara Valisi’nin "Çocuklar geçerken korkuyor" gerekçesiyle çadırların boşaltılmasını istemediğini anımsatarak şöyle konuştu:
"Sayın Vali’ye istirham ediyorum. Kendisi bir bürokrattır, AKP’nin dolduruşuna gelmesin. Buradan yaşlı, genç, çoluk çocuk herkes geçebilir. Ama buradan bir kişi geçmekten korkar o da Recep Tayyip Erdoğan’dır. Sayın Başbakan korkmak istemiyorsa işçilerin haklı talebiyle yüzleşmek istiyorsa buyursun gelsin, işçiler kucak açarlar. Sayın Başbakan, burada oturacak, işçilerin neden haklı olduğunu dinleyecek. Başbakan’a çağrı yapıyorum. Vali’yi devreye koymasına gerek yok. İşçiler hak mücadelesi veriyorlar. Bakın ne cam kırdılar ne çerçeve. Esnaf rahatsız olmuyor, tam tersine bütün esnaf destek veriyor. Sayın Başbakan’a kim bilgi veriyorsa doğru bilgi vermiyor. Sayın Başbakan korkmuyorsa gelsin buradan geçsin. Hiç kimsenin buradan geçerken ne korkmaya hakkı var, ne de saygısızlık yapmaya. Bir ikinci yanlış, Sayın Başbakan son günlerde TEKEL işçilerini ağzına dolamış. Dolayabilir ama bir Başbakan’a yalan söylemek yakışmaz. Başbakan diyor ki ‘Millet bize kasayı teslim etti, kasayı boşalttırmayacağız.’ Sayın Başbakan, 7 yıl oldu, sen o kasayı boşalttın. O kasayı boşaltan TEKEL işçisi değil. O kasayı boşaltanın kim olduğunu biz gayet iyi biliyoruz. Ama TEKEL işçisi sanki çalışmak istemiyor, sanki yan gelip yatacak, Başbakan çıkarıp cebinden para verecek. Sayın Başbakan TEKEL işçisini millete böyle anlatıyor."
"TEKEL İŞÇİSİ YETİM HAKKI YEMİYOR"
Kılıçdardoğlu, TEKEL işçilerinin isteklerini şöyle anlattı:
"Bir, Tekel işçisi çalışmak istiyor. İki, üretmek istiyor. Üç, hakları kaybolmasın istiyor. Dört, çalışıp üreterek alın teriyle evine ekmek götürmek istiyor. Beş, bugün sabah Maliye Bakanı’nın dediği gibi TEKEL işçisi merhamet istemiyor. Sayın Maliye Bakanı diyor ki, ‘Biz merhametli davrandık, daha önce feshedecektik, merhametimize geldi. Kendilerine yıl sonuna kadar süre verdik.’ Kim oluyorsun da sen merhamet ediyorsun? Sen dağıttığın paranın milletten toplandığını bilmiyor musun? Merhamet diye bir şey yoktur. Hak verilmez, hak alınır. Sayın Başbakan’a bir şey daha söyleyeyim: ‘Biz yetim hakkı yedirmeyiz, kasayı soydurmayız’ diyor. Sayın Başbakan, TEKEL işçisi yetim hakkı yemiyor zaten. Yetim hakkı yiyenlere karşı duruyor. Yetim hakkı yiyen hayali ihracatçı senin partinden milletvekili değil mi, çık söyle. Hayali ihracatçıyı milletvekili olarak parlamentoya taşırsın, TEKEL işçisine gelince ‘Yetim hakkı yedirmem’ diyorsun. Yetim hakkını sen birilerine yediriyorsun zaten Sayın Başbakan. İki kamu bankasından 750 milyon doları kime verdin?"
"BAŞBAKAN SENDİKAYI BİNA SANIYOR"
İşçilere seslenen Kılıçdaroğlu "Siz milyon dolarlar mı istiyorsunuz?" diye sordu. İşçiler hep bir ağızdan "Hayır" yanıtı verdiler. Kılıçdaroğlu, isteyenin de yedirenin de belli olduğunu dile getirerek şöyle dedi:
"Ama bunu millete nasıl anlatacak? TEKEL işçisi yetim hakkı yiyecekmiş de TEKEL işçisine bunu yedirmeyecekmiş. İkinci Büyük Cumhurbaşkanı’nın ifadesiyle söylüyorum: Hadi canım sen de. Sen kim oluyorsun da TEKEL işçisine ‘Yetim hakkı yedirmem’ diyeceksin. TEKEL işçisi alınteriyle çalışıyor. Sayın Başbakan bir şey daha söylüyor:
‘İktidarı millet getirir, millet götürür, sendikalar götürmez.’ O sanıyor ki sendika dediğin bir binadır ve bina götürmez. Sayın Başbakan, bu milletin bir parçası da sendikalı çalışan işçilerdir. Nasıl sen bunu bilmezsin? Sayın Başbakan, bunu unutup herkese demokrasi dersi veriyor. Demokrasi dersi vereceğine sendikalar nedir, sivil toplum kuruluşları nedir, güçler ayrılığı ilkesi nedir, hak arama nedir, çalışmak nedir, üretim nedir, önce bunları öğren ülkeyi peşkeş çekeceğine. Sayın Başbakan diyor ki, ‘Ben ülkemi adeta pazarlamakla mükellefim.’ Sayın Başbakan, yetmiyor mu artık bu memleketi pazarladığın? Bıkmadınız mı artık? Pazarlamayı bırak da şu TEKEL işçisinin hakkını bir teslim et bakalım."
Kılıçdaroğlu, TBMM’de kürsüye çıkan her milletvekilinin konuşmasına TEKEL işçilerinin haklarıyla başladığını ifade ederek AKP Grup Başkanvekili Mustafa Elitaş’ın "TEKEL işçilerinin aylık giydirilmiş ücretleri 3 bin 18 lira" dediğini anımsattı. Bu sırada işçiler Kılıçdaroğlu’na maaş bordrolarını gösterdi. Kılıçdaroğlu, bunun üzerine "Ben bordrolarınızı gördüm. Başbakan’a yalan söylemek yakışmaz ama siyasetçiye de yakışmaz. Biz şunu söyledik: Ayda bin 500 TL vereceğim deyin, ben TEKEL işçisini ikna edip eylemden vazgeçireceğim" diye konuştu.
Öte yandan Kılıçdaroğlu, TEKEL işçisinin durumunun TBMM İnsan Hakları Komisyonu’na taşıyacaklarını bildirdi.
Kılıçdardoğlu, TEKEL işçisine destek vermeyen sendikacının sendikacı olmayacağını, TEKEL işçisine destek vermeyen sendikacının çadırını gidip AKP Genel Merkezi’nin önüne kurması gerektiğini söyledi. Kılıçdaroğlu, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Sizin bir diğer güzelliğiniz daha var. Siz tarih yazıyorsunuz. Bizi bölmek isteyenlere karşı en ciddi mücadeleyi TEKEL işçisi veriyor. Diyarbakırlı, Batmanlı, Siirtli, İstanbullu, İzmirli var. AKP’ye söylüyorum, açılım yapacaksan gel TEKEL işçisine, yap burada açılımı."
Kılıçdaroğlu, gençliğinde Cem Karaca’nın "işçisin sen işçi kal, giy dedi tulumları" dizesini söylediklerini, daha sonra işçi sınıfını bir dönem unuttuklarını ifade ederek TEKEL işçisinin yeniden ayağa kalktığını söyledi. TEKEL işçisinin eksi 7-9 derecede bütün işçilere, siyasetçilere, sanayicilere, iktidara ve muhalefete ders verdiğini kaydeden Kılıçdaroğlu, TEKEL işçilerini sonuna kadar destekleyeceklerini belirtti.