İsrail krizinin perde arkası

Türkiye- İsrail arasında yaşanan diplomatik krizin perde arkası netleşmeye başladı.

İşte o süreç: Kriz üzerine Dışişleri’nde devreye iki önemli isim girdi. Bu isimler, her ikisi de daha önce Tel Aviv’de büyükelçilik yapmış olan Dışişleri Müsteşarı Feridun Sinirlioğlu ile Müsteşar Yardımcısı Namık Tan’dı. Sinirlioğlu ve Tan, Ayalon’un üzerinde baskı kurulması için İsrail’deki etkili isimlerle temas sağladı. Bunlar arasında İsrail’in eski başbakanlarından Ariel Şaron’un danışmanlığını yapmış Dov Weissglass, Ayalon’un üzerinde etki kurmada önemli rol oynadı. Ayalon üzerinde kurulan baskılar öğleden sonra sonuç verdi. Tan, çalan cep telefonunu açtığında karşısındaki ses Ayalon’undu. Karşılıklı selamlaşmadan sonra Tan, Türkiye’nin ne beklediğinin İsrail’in Ankara Büyükelçisi Gaby Levy’ye iletildiğini vurgulayarak, şunları söyledi: “Eğer büyükelçimizden ve Türk halkından açık şekilde özür dilemezseniz, tarihe Türkiye-İsrail ilişkilerini batıran isim olarak geçersiniz.”

Ben şaka yapmıştım

Bu sözler karşısında duraklayan Ayalon, şu açıklamayı yaptı: “Ben gazetecilere şaka yapmıştım. Kimseyi rencide etme gibi bir tutumum yoktu.” Tan’ın tavrı ise netti. Ayalon, Tan’ı tam dört kez aradı. 17.00’ye doğru gelen son telefonda Ayalon, özür mektubunu Türkiye’nin Tel Aviv Büyükelçiliği’ne diplomatik yollardan ileteceğini söyledi. Sinirlioğlu, yaşanan bu trafiği anında Moskova’da bulunan Erdoğan’a aktarırken, Dışişleri, mektubu beklemeye başladı. 19.50’de sekreteri, Müsteşar Sinirlioğlu’na Tel Aviv Büyükelçisi Çelikkol’dan gelen telefonu bağladı. Çelikkol, Sinirlioğlu’na şu bilgileri aktardı: “Mektup geldi. Benden ve Türk halkından özür diliyor.”


hürriyet