Davutoğlu: Kriz çözüldü
İsrail'den gelen özür mektubunun talep edilen unsurları içerdiğini belirten Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu ''Bu aşamada mesele bizim için çözülmüştür'' diye konuştu.
Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu, İsrail'den gelen özür mektubunun talep edilen unsurları içerdiğini belirterek, ''Bu aşamada mesele bizim için çözülmüştür'' dedi.
Davutoğlu, Hırvatistan'ın başkenti Zagreb'de kaldığı otelde, İsrail'in özür mektubuna ilişkin soruya verdiği yanıtta, Moskova'dan Zagreb'e gelirken mektubun Dışişleri Bakanlığına ulaştığını belirterek, ''Bizim İsrail'den talep ettiğimiz unsurları ihtiva etmektedir'' diye konuştu.
Türk devleti ve diplomasinin çok köklü geleneklere sahip olduğunu, olaylar karşısında vakur bir tavır alma geleneğine de sahip olunduğunu belirten Davutoğlu, şunları kaydetti:
''Ancak büyükelçimizin de onurunu temsil eden devletimizin onuru her şeyin üstündedir. Bu onuru korumak bizim asli görevimizdir. Biz bu tavrı, bu perspektiften değerlendirdik ve şu anda bu verilen cevapla bu vakur tavrın karşılığını almış bulunuyoruz. Dolayısıyla bu aşamada mesele bizim açımızdan çözülmüştür.''
İYİ GELİŞME
Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu, İsrail'in Türk büyükelçisine yönelik tutumuyla başlayan sürecin çözümlenmiş olmasının ''iyi bir gelişme'' olduğunu söyledi.
Davutoğlu, İsrail'in tutumuyla ilgili süreci Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan ve Dışişleri Bakanlığı’nın yakından takip ettiğini belirterek, şunları kaydetti:
''Umarım bundan sonra bu tür olaylarla karşılaşılmaz ve ikili ilişkiler uluslararası diplomasi kurallarının gerektirdiği etik çerçevede ve nezaket kuralları çerçevesinde seyreder. Böyle seyrettiği sürece Türkiye bütün ülkelere, bu ülkelerin hak ettiği saygı çerçevesinde yaklaşacaktır. Böyle yaklaşılmıştır zaten. Biz bir kez daha bu olayların, bu tür tutumların devam etmemesini, her şeyden önce bu tür tavır gösteren ülkelerin çıkarına olduğunu vurgulamak istiyoruz.''
Türkiye-İsrail ilişkilerinin kapsamlı ilişkiler olduğunu söyleyen Davutoğlu, ancak İsrail'in son dönemde takip ettiği bölge politikasının, özellikle Gazze saldırılarında sivil ayrımı gözetmeksizin yapılan yoğun saldırılarda çok sayıda sivil kaybın olmasının Türk kamuoyunda ciddi infiale sebebiyet verdiğini vurguladı.
Davutoğlu, hükümetin de, daha önce göstermiş olduğu barış yönündeki yoğun diplomatik çabaların bir anlamda bu saldırılar sebebiyle kesintiye uğramış olması nedeniyle haklı bir tepki gösterdiğini belirterek, ''Bu tepkiyi göstermeye devam edeceğiz, ta ki, İsrail barışçı bir politika benimseyene kadar'' diye konuştu.
''BARIŞIN EGEMEN OLMASINI İSTİYORUZ''
Bu tür eleştirilerin, Türkiye Cumhuriyeti Devletinin bölgeye dönük sorumluluğunun bir parçası olduğunu ifade eden Davutoğlu, şunları söyledi:
''Biz bölgemizde barışın egemen olmasını istiyoruz, iyi ilişkilerin egemen olmasını istiyoruz. Türkiye ile İsrail arasında da iyi ilişkilerin olmasını arzu ediyoruz. Bu iyi ilişkilerin, ancak bir barış perspektifi içinde gerçekleşeceğini düşünüyoruz. Eleştirilerimiz de bu çerçevede yapılan eleştirilerdir. Bundan sonraki dönemde ümit ederiz ki, Ortadoğu barış süreci Filistin, Suriye ve Lübnan ayaklarında doğru bir eksene oturur. İsrail barışçı politikalar benimser ve bu barışçı politikalar çevremizde kalıcı bir istikrarın sağlanmasına katkıda bulunur. Böyle bir ortamda Türkiye-İsrail ilişkileri doğru eksenine oturur. Ancak bölgemizde sürekli gerginliğin yaşanmasını kabul edemeyiz.''
''ALDIĞIMIZ NETİCE ÖNEMLİ''
Sorunun çözümünde İsrail Cumhurbaşkanı Şimon Peres'in devreye girdiği yönündeki haberlere ilişkin de Davutoğlu, ''İsrail iç politikasıyla ilgili yorum yapmak istemem. Bizim için önemli olan devletimize ve devletimizin temsilcilerine gösterilmesi gereken tutumun gösterilmiş olmasıdır. Bu İsrail'de hangi faktörle gerçekleşmiş olursa olsun, aldığımız netice önemlidir'' diye konuştu.
Türk büyükelçilerinin bulundukları yerlerde Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin onurunu temsil ettiğini vurgulayan Davutoğlu, ''O onuru korumak bizim görevimizdir. Hangi ülkede olursa olsun aynı tepkiyi gösterirdik. Olayın bu biçimde çözümlenmiş olması iyi bir gelişmedir. Kimin katkısı olduğu ikincil konudur'' diye konuştu.
Bir soru üzerine Davutoğlu, ''Bu gelişmeden sonra, daha önce planlanmış olan Ehud Barak'ın ziyareti bizim açımızdan gerçekleşebilir bir ziyarettir'' dedi.
Davutoğlu, bütün bu hususların son derece açık sözlülükle ve diplomatik nezaket kuralları içinde görüşüleceğini kaydetti.
Davutoğlu, Hırvatistan'ın başkenti Zagreb'de kaldığı otelde, İsrail'in özür mektubuna ilişkin soruya verdiği yanıtta, Moskova'dan Zagreb'e gelirken mektubun Dışişleri Bakanlığına ulaştığını belirterek, ''Bizim İsrail'den talep ettiğimiz unsurları ihtiva etmektedir'' diye konuştu.
Türk devleti ve diplomasinin çok köklü geleneklere sahip olduğunu, olaylar karşısında vakur bir tavır alma geleneğine de sahip olunduğunu belirten Davutoğlu, şunları kaydetti:
''Ancak büyükelçimizin de onurunu temsil eden devletimizin onuru her şeyin üstündedir. Bu onuru korumak bizim asli görevimizdir. Biz bu tavrı, bu perspektiften değerlendirdik ve şu anda bu verilen cevapla bu vakur tavrın karşılığını almış bulunuyoruz. Dolayısıyla bu aşamada mesele bizim açımızdan çözülmüştür.''
İYİ GELİŞME
Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu, İsrail'in Türk büyükelçisine yönelik tutumuyla başlayan sürecin çözümlenmiş olmasının ''iyi bir gelişme'' olduğunu söyledi.
Davutoğlu, İsrail'in tutumuyla ilgili süreci Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan ve Dışişleri Bakanlığı’nın yakından takip ettiğini belirterek, şunları kaydetti:
''Umarım bundan sonra bu tür olaylarla karşılaşılmaz ve ikili ilişkiler uluslararası diplomasi kurallarının gerektirdiği etik çerçevede ve nezaket kuralları çerçevesinde seyreder. Böyle seyrettiği sürece Türkiye bütün ülkelere, bu ülkelerin hak ettiği saygı çerçevesinde yaklaşacaktır. Böyle yaklaşılmıştır zaten. Biz bir kez daha bu olayların, bu tür tutumların devam etmemesini, her şeyden önce bu tür tavır gösteren ülkelerin çıkarına olduğunu vurgulamak istiyoruz.''
Türkiye-İsrail ilişkilerinin kapsamlı ilişkiler olduğunu söyleyen Davutoğlu, ancak İsrail'in son dönemde takip ettiği bölge politikasının, özellikle Gazze saldırılarında sivil ayrımı gözetmeksizin yapılan yoğun saldırılarda çok sayıda sivil kaybın olmasının Türk kamuoyunda ciddi infiale sebebiyet verdiğini vurguladı.
Davutoğlu, hükümetin de, daha önce göstermiş olduğu barış yönündeki yoğun diplomatik çabaların bir anlamda bu saldırılar sebebiyle kesintiye uğramış olması nedeniyle haklı bir tepki gösterdiğini belirterek, ''Bu tepkiyi göstermeye devam edeceğiz, ta ki, İsrail barışçı bir politika benimseyene kadar'' diye konuştu.
''BARIŞIN EGEMEN OLMASINI İSTİYORUZ''
Bu tür eleştirilerin, Türkiye Cumhuriyeti Devletinin bölgeye dönük sorumluluğunun bir parçası olduğunu ifade eden Davutoğlu, şunları söyledi:
''Biz bölgemizde barışın egemen olmasını istiyoruz, iyi ilişkilerin egemen olmasını istiyoruz. Türkiye ile İsrail arasında da iyi ilişkilerin olmasını arzu ediyoruz. Bu iyi ilişkilerin, ancak bir barış perspektifi içinde gerçekleşeceğini düşünüyoruz. Eleştirilerimiz de bu çerçevede yapılan eleştirilerdir. Bundan sonraki dönemde ümit ederiz ki, Ortadoğu barış süreci Filistin, Suriye ve Lübnan ayaklarında doğru bir eksene oturur. İsrail barışçı politikalar benimser ve bu barışçı politikalar çevremizde kalıcı bir istikrarın sağlanmasına katkıda bulunur. Böyle bir ortamda Türkiye-İsrail ilişkileri doğru eksenine oturur. Ancak bölgemizde sürekli gerginliğin yaşanmasını kabul edemeyiz.''
''ALDIĞIMIZ NETİCE ÖNEMLİ''
Sorunun çözümünde İsrail Cumhurbaşkanı Şimon Peres'in devreye girdiği yönündeki haberlere ilişkin de Davutoğlu, ''İsrail iç politikasıyla ilgili yorum yapmak istemem. Bizim için önemli olan devletimize ve devletimizin temsilcilerine gösterilmesi gereken tutumun gösterilmiş olmasıdır. Bu İsrail'de hangi faktörle gerçekleşmiş olursa olsun, aldığımız netice önemlidir'' diye konuştu.
Türk büyükelçilerinin bulundukları yerlerde Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin onurunu temsil ettiğini vurgulayan Davutoğlu, ''O onuru korumak bizim görevimizdir. Hangi ülkede olursa olsun aynı tepkiyi gösterirdik. Olayın bu biçimde çözümlenmiş olması iyi bir gelişmedir. Kimin katkısı olduğu ikincil konudur'' diye konuştu.
Bir soru üzerine Davutoğlu, ''Bu gelişmeden sonra, daha önce planlanmış olan Ehud Barak'ın ziyareti bizim açımızdan gerçekleşebilir bir ziyarettir'' dedi.
Davutoğlu, bütün bu hususların son derece açık sözlülükle ve diplomatik nezaket kuralları içinde görüşüleceğini kaydetti.