Arınç: Tokat'taki saldırı bir suikasttır

Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç, Tokat'taki saldırıyı gerçekleştirenlerin mutlaka cezalarını çekeceklerini belirtti.

Arınç: Tokat'taki saldırı bir suikasttır
Başbakan Vekili, Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç, Tokat'taki terörist saldırının, PKK ya da o bölgede geçmişten beri faaliyet gösteren terörist bir örgüt tarafından yapılmış olabileceğini belirterek, "Kim yaparsa yapsın bu bir suikasttır. Faillerini yakalayıp, cezalarını vereceğiz" dedi.

Arınç, Basın Yayın ve Enformasyon Genel Müdür Vekili Salih Melek ile bazı İsveçli gazetecileri, Başbakanlık Merkez Bina'da kabul etti.

Kabulde yaptığı konuşmada, Türkiye ile İsveç hükümetleri ve parlamentoları arasındaki ilişkilerin yanı sıra ticari münasebetlerin de çok iyi düzeyde olduğunu belirten Arınç, İsveç'in, Türkiye'nin Avrupa Birliği üyeliğine ve son dönemde gerçekleştirilen demokratik gelişmelere destek verdiğini, bu durumdan mutluluk duyduklarını ifade etti.

Konuk gazetecilerin sorularını da yanıtlayan Arınç, Expressen gazetesi Muhabiri Kassem Hamade'nin, Tokat'taki terörist saldırıyı anımsatarak, Türkiye'nin, İsveç'te bulunduğu belirtilen PKK terör örgütü üyelerinin iadesini isteyip istemediğini sorması üzerine, şöyle konuştu:

"Çok üzücü bir olay. Bu saldırıyı, hangi örgütün düzenlediği konusunda bilgiye henüz ulaşamadık. Failleri de henüz yakalanmadı. Olay araştırılıyor. PKK olabileceği gibi o bölgede geçmişten beri faaliyet gösteren bir örgüt de olabilir. Kim yaparsa yapsın bu bir suikasttır. Faillerini yakalayıp, cezalarını vereceğiz.

6-7 aydır PKK terörü olmamıştı. Çatışmazlık vardı. Bu olayın yeri ve zamanlaması ilginç geldi. Araştırıyoruz. PKK terörist bir örgüttür, suç işlemektedir ve Türkiye'nin 30 yıldan beri süregelen bir sorunudur.

PKK'yı, AB üyesi ülkeler de terörist örgüt olarak kabul etmiştir. Buna rağmen PKK'ya destek veren ülkeler vardır. En önemlisi Danimarka'dan Roj TV'nin yayın yapmasıdır. Yine Türkiye'de terör amaçlı suç işleyen kişiler Belçika'ya sığınmış ancak Belçika hak ettikleri cezaları vermemiştir. Diğer bazı ülkelerde de PKK'ya destek için kurulmuş dernek ve televizyonlar bulunmaktadır. Türk hükümeti bu konuda ilgili ülkelerin dikkatlerini çekmiştir ancak iç hukukları nedeniyle istenilen sonuç henüz alınamamıştır. İsveç hükümetinin 5-6 yıldır daha dikkatli davrandığını biliyoruz. İsveç hükümetinden şikayetçi değiliz. Türkiye, İsveç hükümetinden suçluların iadesini istedi mi bilmiyorum. Şu anda iki ülke arasında bu konuda bir sorun yok."

Arınç, bir başka soru üzerine, geçmişte bazı Avrupa ülkelerinin, PKK terör örgütünü "Kürt haklının özgürlük savaşçıları" olarak gördüğünü, Türkiye'nin, gerçeğin böyle olmadığını anlatması sonucu, AB ülkelerinin artık PKK'yı terör örgütü olarak kabul ettiğini söyledi. PKK sempatizanlarının, AB ülkelerinin de huzurunu bozduğunu anımsatan Arınç, bu nedenle şu anda İsveç, Finlandiya ve diğer AB ülkelerinin, PKK terör örgütü konusunda Türkiye'ye "anlayış gösterdiğini" ve terör örgütüne "bilinçli olarak destek vermediklerini" belirtti.

Bakan Arınç, bir başka gazetecinin, "AB'ye üyelik sürecinde hangi konular Türkiye'ye zorluk yaratacak?" şeklindeki sorusuna, şu yanıtı verdi:

"Bugüne kadar bütün taramalar tamamlandı. 30'dan fazla başlığın 3'te 1'i geçildi. Bazı konularda kısıtlamalar var o yüzden açılamıyor. Güney Kıbrıs Rum tarafı, Fransa ve diğer bazı ülkeler... Diğer konu başlıkları çok rahat açılıyor ve geçici olarak kapatılıyor. Müzakereler başlayalı 4 yıl oldu, AB sürecini başarıyla götürüyoruz. Zaman zaman Fransa Cumhurbaşkanı Nicolas Sarkozy ve Almanya Başbakanı Angela Merkel'in tavırları bizi üzüyor ama pek çok dostumuz var. Onlar bize yardımcı oluyor. Zorluklar bu işin doğasında var. Geçmişte İngiltere; İspanya ve Portekiz'in vetosuyla karşılaşmış. Lizbon Anlaşması'nın yürürlüğe girmesiyle işlerin daha da yoluna gireceğini düşünüyorum."

Arınç, "bazı AB üyesi ülkelerin liderlerinin kendi politik gelecekleri için yabancı düşmanlığı yaptığını" kaydederek, "Batı ile ABD ile ilişkilerimiz çok iyi. Bölgede, barış ve demokrasi içinde yaşayan tek ülkeyiz. Komşularla ilişkilerimiz iyi. Hem bölge hem de dünya barışına katkı sağlamak istiyoruz" dedi.

"BİZ, İRAN'LA MASAYA OTURUR, ONU İKNA EDERİZ"

Bir gazetecinin, Türkiye'nin, İran ile nükleer konularda diyalog kurmayı nasıl başaracağına ilişkin sorusu üzerine Arınç, şunları söyledi:

"Türkiye, bölgesinde prestijli bir ülke. Suriye-İsrail, Lübnan-İsrail arasında 'arabuluculuk' denildiğinde iki ülke de 'Türkiye' diyor. Suriye-ABD ilişkileri bozulsa, arabulucu Türkiye oluyor. Azerbaycan-Ermenistan, Rusya-Gürcistan arasında sorun olsa... Türkiye güvenilen, sözüne itibar edilen bir ülke.

İran, barışçıl amaçlı nükleer program yürütebilir. Bunu birçok ülke yapıyor. Nükleer silah konusunda ise İran dahil tüm ülkelere karşıyız. Bunu, bölgedeki bazı ülkelerde nükleer silah bulunduğunu bilerek söylüyoruz. ABD ve bazı ülkeler, nükleer silah gerekçesiyle İran'ı dışlamaya, ambargo uygulamaya çalışıyor. Biz, 'diyalog' diyoruz. 'Bunu yapamazsanız, biz yapalım' diyoruz. Biz, İran'la masaya oturur, onu ikna ederiz. Diyalog kapıları kapanırsa bu işler yürümez."