İsviçre Büyükeliçisi Diyanet İşleri'ni ziyaret etti

Yapılan minare referandumunun yankıları hala sürerken İsviçre Ankara Büyükelçisi Raimund Kunz, Diyanet İşleri'ne sürpriz bir ziyaret geliştirdi.

Minare yasağından sonra İsviçre'nin Ankara Büyükelçisi Raimund Kunz'un, Diyanet İşleri Başkan Vekili Mehmet Görmez'i ziyaret ederek ülkesinde minare yapımına yasak getiren referandum sonucundan hükümetinin duyduğu rahatsızlığı ve tepkilerden duyduğu endişeleri paylaştığı bildirildi.

İsviçre Büyükelçisi Raimund Kunz'un meydana gelebilecek yanlış anlamaları ortadan kaldırmak için ortak çalışma talebinde bulunduğu da belirtildi.

Diyanet İşleri Başkanlığından yapılan açıklamada, Görmez'i makamında ziyaret eden Kunz'un referandumun tamamen halk girişimi olduğunu belirttiği ifade edildi.

Referandumun halkın tercihini yansıttığını söyleyen Kunz, şu hususları dile getirdi:

"Öneriyi halk getirmiştir. Farklı partilerin üyesi olan İsviçre vatandaşları imza toplamışlar ve referandumun zeminini oluşturmuşlardır. Hükümet böyle bir talebi İsviçre Anayasası'na göre iki yıl içerisinde mutlaka gerçekleştirmek zorundadır. Referandum talebi kesinlikle hükümet ve parlamentonun faaliyeti değildir. İsviçre halkı 110 bin imza toplayıp devletin ortadan kalkması talebiyle dahi referandum yapmak istese hükümetin bu referandumu yapması anayasal bir zorunluluktur. İsviçre Hükümeti, milletvekillerinin çoğu, bütün resmi kurumlar ve dini kuruluşlar bu referandumda karşı oy kullanmalarını halka telkin etmişlerdir."

Çıkan sonucun, referandumun halk tarafından reddedileceğine inanan İsviçre Hükümetini şaşırttığını belirten Kunz, şunları kaydetti:

"Bu referandum sonucunda bundan sonraki minare yapımına yasak getirilmektedir. Mevcut minareler için bir yasak söz konusu değildir. Bu referandum kesinlikle Müslümanlara, onların inançlarına ve ibadethanelerine karşı değildir. İsviçre'deki Müslümanlar ibadethanelerine gidip ibadetlerini özgür bir ortamda yerine getirebilmektedir. İsviçre Hükümeti bazı belirsizlikler ve yanlış algılamalardan dolayı böyle bir sonuç çıktığını düşünmektedir. Bundan sonrası için İsviçre Hükümeti özellikle farklı dini gruplarla diyaloğu yoğunlaştırma kararlılığındadır. İsviçre Hükümeti bu konuda özellikle Türk Hükümeti ve Türk halkının kaygılarını çok iyi anlamaktadır. Yanlış anlamaları ortadan kaldırmak için Türkiye ile diyaloğa büyük önem vermektedir. Çünkü Türkiye Medeniyetler İttifakı'nı başlatan model bir ülkedir. İsviçre'de minare yasağını savunanlar bu konunun din özgürlüğüne aykırı olduğunu düşünmemişlerdir."

Kunz'un ülkesinde yapılan ve minare yapımına yasak getiren referandum sonucundan hükümetinin duyduğu rahatsızlığı, tepkilerden duyduğu endişeleri paylaşarak meydana gelebilecek yanlış anlamaları ortadan kaldırmak için ortak çalışma talebinde bulunduğu da bildirildi.

YASAĞIN ARKASINDAKİ NİYET ENDİŞE VERİCİ

Diyanet İşleri Başkan Vekili Prof. Dr. Mehmet Görmez ise bu tür ziyaretlerin iki ülke arasındaki ilişkilerin yanı sıra kültür ve dinler arası ilişkilerde de önemli rol oynadığını ifade etti.

Hukuku dünyaya öğreten Jean Jacques Rousseau'nun ülkesine söz konusu referandumun yakışmadığını kaydeden Görmez, şunları söyledi:

"Referandumun sonucundan çok, arka planı sorun teşkil etmektedir. İsviçre'de minarelerin yasaklanmasından ziyade, bu referandumun arkasındaki niyet endişe vericidir. Referandum sürecindeki minarelerin yasaklanması yönünde yapılan propaganda, asılan pankart ve afişler çirkin ve Müslümanları rencide edici mahiyettedir. Özellikle İsviçre bayrağı üzerindeki minareleri süngü olarak gösteren afişler ve burkalı kadın görüntüleri çok çirkindi.

Din ve inanç özgürlüğüne pranga vuran bu referandum ve benzeri uygulamaların diğer Avrupa ülkelerinde de uygulanması ve İslam karşıtlığının her geçen gün artması çok önemli bir sorunu teşkil etmektedir. Bu girişimin referandumun ötesinde farklı kültürlerin çatışması sonucunu doğurmasından endişe etmekteyiz."

Meydana gelebilecek olumsuzlukları ortadan kaldırmak ve gereken tedbirleri almak için ortak çalışmalar yapılması gerektiğini de vurgulayan Görmez, Diyanet İşleri Başkanlığının referandum sürecinde iki dinin ve mensuplarının karşı karşıya getirilmemesi için kendi camilerinde bile asla propaganda yapmamalarını talep ettiğini referandum süresince sağduyulu davranan İsviçreli yetkililere ve kilise mensuplarına teşekkür ettiğini de kaydetti.