'2010 yılında toparlanma bekliyoruz'
Ziraat Bankası Genel Müdürü Can Akın Çağlar, 2009'un yaklaşık 50 milyar dolarlık bütçe açığı ile kapanacağını, 2010 yılında ise Türk ekonomisinde kısmi toparlanma beklediklerini belirtti.
Ziraat Bankası personeliyle iş adamlarını bir araya getiren toplantıya Ziraat Bankası Genel Müdürü Can Akın Çağlar katıldı. Almira Otel'de düzenlenen toplantıda konuşan Genel Müdür Can Akın Çağlar, dünya ve Türkiye ekonomisini değerlendirdi. Dünya genelindeki krizden ilk başta en çok etkilenen sektörün finans olduğunu belirten Çağlar, "Belki işadamları ve karar alıcılar olarak şu yanılsama içerisinde olduk. 'Bu finans sektöründen kaynaklanan bir kriz oldu. Bizim bankacılık sektörümüz sağlam. Biz buradan fazla etkilenmeyiz' dedik. Yatırım kararlarımızdan radikal kararlar almadık. Ama sonradan tedbir almamız gerektiğini gördük. Küresel bankacılıkta bu dönemde 2.8 trilyon dolarlık zarar ortaya çıktı. Bunun 1 trilyon doları Amerika'da, 1.5 trilyon doları ise Avrupa'da gözlemlendi. Küresel büyüme ciddi anlamda negatife dönüştü. Özellikle 2008 yılının son çeyreğinde ortaya çıkan daralma, 2009 yılının ikinci yarısından itibaren iyileşme temayülleri göstermeye başladı. Enflasyon dünyada en büyük problem olarak çözülmeye çalışılan unsurlardan birisi idi. Yaşanan kriz dolayısıyla kendi kendine çözüldü. Hatta ülkeler artık, 'Bir parça enflasyon olsa mı acaba?' noktasına geldi" dedi.
"2010 YILINDAN UMUTLUYUZ"
Yaşanan krizin dünya bankacılığını karmaşık bankacılıktan geleneksel bankacılığa dönmeye sevk ettiğini de kaydeden Çağlar, kredi politikalarında birtakım sıkılaştırmaların gündeme geldiğini, bankaların kredi vermez hale geldiğini belirtti. Son çeyrekteki verilerin, ekonominin toparlanmaya gittiğine işaret ettiğini de anlatan Çağlar, "Kredi piyasalarındaki sorunlar ve artan işsizlik oranları toplanmanın kademeli olacağını gösteriyor. Faiz oranlarının yukarıya hareketlerinden bahsedebiliriz. Türk ekonomisine baktığımızda ise iç talepte ve dış ticaretteki yavaşlamanın sonuçta istihdam problemlerine, ekonominin yavaşlaması sonucunda bütçe dengelerinin bozulmasına giden bir süreç yaşadık. Bu süreçte Türk bankacılığı fazla etkilenmedi. Ancak krizi önceden hissedemeyen reel sektör olarak ciddi sıkıntılar yaşadı. 2007 yılının sonlarına kadar yüzde 6.9'luk bir büyüme kaydeden ekonomimiz, en büyük daralmayı 2009 yılının ilk çeyreğinde yaşadı. Fakat 2009 yılı 3. çeyrek verilerinin 3.3 gelmesi 2010 yılının umutlu olduğunu gösteriyor" diye konuştu.
Bütçe açığının mutlaka bu dönemde olması gereken bir şey olduğunu da kaydeden Çağlar, GSMH içindeki payın binde 6'ya kadar düşürüldüğünü, yılın sonunun ise yüzde 6'larda kapatılacağının göründüğünü dile getirdi. Yaklaşık 50 milyar dolar değerinde bir bütçe açığıyla 2009'un kapatılacağını söyleyen Çağlar, tereddüt edilen cari açık meselesinin de sorun olmaktan çıktığını kaydetti.
"BÖYLE GİDERSE CİDDİ MİKTARDA KAYNAK GELİR"
Türkiye ekonomisiyle ilgili beklentilerini de dile getiren Çağlar, şöyle konuştu:
"2010 yılında ekonomide kısmi toparlanma bekliyoruz. İhtiyati iyimserlik içerisindeyiz. Cari işlemler açığı ve enflasyonun düşük seyir izleyeceğini düşünüyoruz. Faiz oranlarının buralardan devam etmesini bekliyoruz. Ülkenin reytinginin artması, ülkeye döviz girdisinin bollaşacağını bize gösteriyor. Biz bugüne kadar kendi kaynaklarımız yeter halde geldik. Ama 2 gün önce ısrarla dünyanın en büyük bankalarından bir tanesi 1 milyar doların üzerinde bir kredi kullandırma konusunda bizlerle görüşmeler yaptı. Türkiye bir parlayan yıldız olma unsurunu devam ettirdiği sürece ülkeye ciddi miktarda kaynak geleceğini tahmin ediyoruz. Yeni pazarlar kazanmış olmamızın avantajlarını da önümüzdeki dönemlerde yaşayacağız."
Türk bankacılığında 9 aylık dönemde kredinin yüzde 2 büyüme gösterebildiğini ifade eden Çağlar, buna karşın takipteki rakamların 14 milyardan 21 milyar TL'ye çıktığını, yani yüzde 51'lik gecikmeden bahsedildiğini belirtti. Bankacılık sektörünün bu dönemde bu kadar kar ediyor olmasının eleştirildiğini fakat yılı 20 milyar TL civarında bir karla kapatacaklarını söyleyen Çağlar, "Türkiye'de kredi kullanımı yüzde 2 artarken, Ziraat Bankası olarak yüzde 10'luk bir kredi artışına, 32.8 milyar TL kredi artışına ulaştık. Aslında biz yeni başladık. Ama şu anda Türkiye'de en fazla kredi kullandıran ikinci banka konumuna geldik. Eylül 2008'den Eylül 2009'a kadar haftalık 1 milyar TL'nin altında hiç kredi kullandırmadık. Bu kredilerin yaklaşık yüzde 70'i ticari kredi, 139 milyon TL'si tarımsal kredidir" şeklinde konuştu.
"2010 YILINDAN UMUTLUYUZ"
Yaşanan krizin dünya bankacılığını karmaşık bankacılıktan geleneksel bankacılığa dönmeye sevk ettiğini de kaydeden Çağlar, kredi politikalarında birtakım sıkılaştırmaların gündeme geldiğini, bankaların kredi vermez hale geldiğini belirtti. Son çeyrekteki verilerin, ekonominin toparlanmaya gittiğine işaret ettiğini de anlatan Çağlar, "Kredi piyasalarındaki sorunlar ve artan işsizlik oranları toplanmanın kademeli olacağını gösteriyor. Faiz oranlarının yukarıya hareketlerinden bahsedebiliriz. Türk ekonomisine baktığımızda ise iç talepte ve dış ticaretteki yavaşlamanın sonuçta istihdam problemlerine, ekonominin yavaşlaması sonucunda bütçe dengelerinin bozulmasına giden bir süreç yaşadık. Bu süreçte Türk bankacılığı fazla etkilenmedi. Ancak krizi önceden hissedemeyen reel sektör olarak ciddi sıkıntılar yaşadı. 2007 yılının sonlarına kadar yüzde 6.9'luk bir büyüme kaydeden ekonomimiz, en büyük daralmayı 2009 yılının ilk çeyreğinde yaşadı. Fakat 2009 yılı 3. çeyrek verilerinin 3.3 gelmesi 2010 yılının umutlu olduğunu gösteriyor" diye konuştu.
Bütçe açığının mutlaka bu dönemde olması gereken bir şey olduğunu da kaydeden Çağlar, GSMH içindeki payın binde 6'ya kadar düşürüldüğünü, yılın sonunun ise yüzde 6'larda kapatılacağının göründüğünü dile getirdi. Yaklaşık 50 milyar dolar değerinde bir bütçe açığıyla 2009'un kapatılacağını söyleyen Çağlar, tereddüt edilen cari açık meselesinin de sorun olmaktan çıktığını kaydetti.
"BÖYLE GİDERSE CİDDİ MİKTARDA KAYNAK GELİR"
Türkiye ekonomisiyle ilgili beklentilerini de dile getiren Çağlar, şöyle konuştu:
"2010 yılında ekonomide kısmi toparlanma bekliyoruz. İhtiyati iyimserlik içerisindeyiz. Cari işlemler açığı ve enflasyonun düşük seyir izleyeceğini düşünüyoruz. Faiz oranlarının buralardan devam etmesini bekliyoruz. Ülkenin reytinginin artması, ülkeye döviz girdisinin bollaşacağını bize gösteriyor. Biz bugüne kadar kendi kaynaklarımız yeter halde geldik. Ama 2 gün önce ısrarla dünyanın en büyük bankalarından bir tanesi 1 milyar doların üzerinde bir kredi kullandırma konusunda bizlerle görüşmeler yaptı. Türkiye bir parlayan yıldız olma unsurunu devam ettirdiği sürece ülkeye ciddi miktarda kaynak geleceğini tahmin ediyoruz. Yeni pazarlar kazanmış olmamızın avantajlarını da önümüzdeki dönemlerde yaşayacağız."
Türk bankacılığında 9 aylık dönemde kredinin yüzde 2 büyüme gösterebildiğini ifade eden Çağlar, buna karşın takipteki rakamların 14 milyardan 21 milyar TL'ye çıktığını, yani yüzde 51'lik gecikmeden bahsedildiğini belirtti. Bankacılık sektörünün bu dönemde bu kadar kar ediyor olmasının eleştirildiğini fakat yılı 20 milyar TL civarında bir karla kapatacaklarını söyleyen Çağlar, "Türkiye'de kredi kullanımı yüzde 2 artarken, Ziraat Bankası olarak yüzde 10'luk bir kredi artışına, 32.8 milyar TL kredi artışına ulaştık. Aslında biz yeni başladık. Ama şu anda Türkiye'de en fazla kredi kullandıran ikinci banka konumuna geldik. Eylül 2008'den Eylül 2009'a kadar haftalık 1 milyar TL'nin altında hiç kredi kullandırmadık. Bu kredilerin yaklaşık yüzde 70'i ticari kredi, 139 milyon TL'si tarımsal kredidir" şeklinde konuştu.