Başbakan: Belgenin peşini bırakmıyacağım

Partisinin Meclis'teki grup toplantısında konuşan Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, Albay Dursun Çiçek imzalı belgenin peşini bırakmıyacağını belirtti.

Erdoğan grup toplantısında şöyle konuşt

Hiç kimse Türkiye'yi karanlık mecralara sürükleyemez.2003-2008 arasında %6 oranında büyüme kaydetti.Bütün dünya ülkeleri arasında 26.sıradayız. Yakında 16.kademeye yükseliyoruz. GSMH'mız 742 milyar Dolar'a yükseldi. Küresel krize rağmen Türkiye dimdik ayakta kalmıştır.

Türkiye'nin büyümesinden, kalkınmasından neden rahatsız duyulabilir? Türkiye'nin yücelmesini engellemek nasıl olurda millet sevgisi ile izah edilebilir ? Buna izin vermedik, vermiyoruz ve vermeyeceğiz. 7 yıl boyunca milletimizin emanetini yere düşürmedik, düşürmeyeceğiz. İşte enflasyon bir canavardı vatandaşımın cebinden alıp götürüyordu şimdi yenisi açıklanacak göreceğiz. Devletin borçlanma faizi yüzde 63 iken nerde alarak bu faizi ödüyordunuz ? Karşılıksız paraları siz bastınız .Şimdi borçlanma faizi tek rakamlı hale gelmiştir. Bu 3 lü koalisyonda bunu görmedi mi ? Anap ve DSP de görmedi mi?

Bir kirli belge ortaya çıktı.Gerçekse de vahimse de vahim dedim.Bu belgenin peşini bırakmayacağımızı ve hukuk çevçevesinde bunun takipçisi olacağımı ifade ettim. Hukuk işliyor.Partimle ilgili hazırlanan rapor karşısında sessiz kalmamız ve hiç birşey söylememiz düşünülebilir mi?  Tabiki biz hukuka yüklendik.Farklı yerlerde çözüm aramadık. Hukuka yardımcı olarak hakim ve savcılara destek verdik. Hiçbirşey karanlıkta kalmıyor kalmayacakta bunu boyle bilin. Bu süreçte hukuk sürecinin acımasızca eleştirilmesini görmekteyiz. Ülkemizin köklü kurumlarının hukuk sisteminin yıpratılması asla doğru değildir.

Biz kimseye suçlu olmadıkça suçlusun demeyiz. Biz AK Parti olarak bu iddiaların peşini bırakmayacağız.Üzerimize düşüne yerine getirmeye devam edeceğiz.Bütün yanlışlar ortaya çıkmalıdır.Kim olursa olsun nerde olursa olsun bunların ortaya çıkarılması lazım. Bunlar ortaya çıkarılırken kurumlar yıpratılmamalıdır. Buradaki yönetici makamında olanların tutucu olmaması gerekir.  Bunları yargıya teslim etmelidir.

Türkiye olarak ne denli doğru yolda çalıştığımızı görmekteyiz.Ulusal barışı temin etmeye çalışırken bölgesel barış için de çalışmaktayız. Bu konuyla ilgili de Iran'da anlaşmalar yaptık. Dini rehber Sayın Hamaney , Cumhurbaşkanı Ahmedinejad ile bir çok üst derece yöneticileriyle görüşmelerimiz oldu. Rahimi ile Sanayi ve Ticaret Odası'nda 400 kadar iş adamına hitap etme şansımız oldu. 2030 Iran gezimizde bir çok anlaşmalara imza attık.

Özellikle güney Pars bölgesinde ihalesiz mutabakat sağladık.Bu anlaşmaya göre çıkarılan doğalgazın %50'si Iran'da kalacak %50'side ülkemize ve Naboco ile Avrupaya satılacak. Bu çalışmalar için ön görülen yatırım 4 milyar Dolar civarıdır. Iran'da bir protokol imzakladık .Kendi para birimlerimizle gerçekleştirme kararı aldık. Bu tabi her iki ülkeyi de tasarruftan kurtarmış olacak. Aynı şeyi Rusya ile yaptık. Dünya ekonomisinde çok önemli yer alacak ilk adımlardır.

Iran'ın nükler planınıda konuştuk. Bizim nükler silahlar konusunda tavrımız açık ve nettir.Gerek ulusal medya buradan söylediklerimi ne söylediğimi aynı şekilde dünyaya duyursunlar . Biz nükler silahların tamamen ortadan kaldırıldığı bir dünyada yaşamak istiyoruz. Nükler arındırma adımlarını atmak ve bundan vazgeçmek gerektiğini Iranlı dostlarımızla paylaştık.Bölgemizde kitle imha silahi kullananlar var.Biz doğruyu hakkı her zaman söylemeye devam edeceğiz.

Türkiye'nin dış politikası yön mü değiştiriyor diye sesler duyuyoruz. Türkiye'nin dış politikası normalleşiyor. Ve olması gereken düzeye doğru kararlı hale geliyor.Bizim 7 yıl boyunca kurduğumuz iyi ilişkiler normalleşmenin ötesinde bir kavramla ifade edilemez. 2.kez Irak'a 9 bakanım ve iş adamlarımla gittim. Komşularımızla ilişkilerimizi normalleştirmek için adımlar attık.Irak'taki tüm anormal şartlara rağmen olumlu noktaya getirmek için uğraştık.Bunu görmemezlikten gelenler var. Biz bütün kasıtlı yaklaşımlara rağmen adımlarımıza devam edeceğiz.

Türkiye ile Avrupa Birliği ilişkilerini hatırlayın. 1959'da başladı. AET idi ismi o zamanlar, ekonomik toplumdu. O tarihten bu yana hiç birşey yapamayan partiler geldi hepimiz gördük bunları. 2005 yılındada birbirimizi daha iyi tanıdı Avrupa Birliği. Türkiye AB'ne yük olmaya değil yük alamaya geldi.Medeniyetler ittifakanın olmazsa olmazı Türkiye'dir. Aksi bir durum olması halinde Türkiye kaybetmez.Yolumuza devam ederiz. Avrupa Birliği katılım sürecimizi emin adımlarla sürdürüyoruz.

Yüzümüzü batıya çevirmemiz doğuya, kuzeye, güneye sırtımızı dönmemiz anlamına gelmez. Türkiye Kafkaslara,Ortasya'ya sırtını dönebilri mi? Türkiye İslam dünyasına sırtını dönebilir mi? NATO gibi bir kuruluşun en önemli aktörüyüz. Bunların hiç biri diğerinin alternatifi değildir. Türkiye'yi batıya mahkum gibi göstermek isteyenler ne yapmak istiyorlar ? Türkiye herkesle dinamik aktif ilişki içerisinde olacaktır.

Türkiye, Iran'la, Ortaasya'da ilişkilerini geliştirdikçe bir koro sürekli eleştiriyor.Ne diyorlar Araplar bizi arkadan vurdu ? Ne diyorlar yeşil sermaye geliyor.Ortadoğuda çok büyük yatırımlar gerçekleştiriyorlar mı? Evet ... Neden benim ülkemdeki siyasetçiler,gazeteciler bunu görmüyorlar. Anlamak mümkün değil.Bunun arkasında başka odaklar var...

Türkiye'nin dış politikası barış,işbirliği üzerine kuruludur.Bundan hiçkimsenin farklı bir anlam çıkarmaya hakkı yoktur.

İsrail'de benim bir ortaokul arkadaşımı bulmuşlar.Bana kırgınmış. Ah bir arada olsaydıkta konuşsaydık. Orada 1500 insan öldürüldü. 5000 insan yaralı .Nasıl oldu bunlar ? Topla,tankla ..İkide bir söyledikleri şu "onlar bize top attılar" Bunu söylüyorum diye beni İsrail ve Musevi karşıtı diye gösteriyorlar. Anti-semitizim'in suç olduğunu ilk defa söyleyen benim ama ilk defa islamifobi de bir insanlık suçudur kayıtlara girmelidir diyende biziz. Bizim dinimizin özü barıştır.Barışı emreden bir din ile terörü bir araya getiremezsiniz.