Erdoğan Aleviler'e seslendi

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, Alevi varandaşlar'a Seyit Rıza'nın sözleriyle seslendi.

Başbakan Erdoğan Aleviler'e Seyid Rıza'nın sözleriyle seslendi: 'Evladı Kerbelayız, bu hatadır, günahtır, zulümdür, ayıptır..'

 Erdoğan: Bir insanı öldürmenin tüm bir alemi öldürmek olduğunu bu şekilde öğrendik. ’Evladı Kerbelayız, bu hatadır, günahtır, zulümdür, ayıptır’ diyenlere yapılan Kerbela muamelesini onaylar şekilde Meclis kürsüsüne taşımak millet sevgisiyle insan sevgisiyle nasıl bağdaşır?

Aankara- Ak Parti Genel Başkanı ve Başbakan Erdoğan, dün partisinin Genel Merkezi’nde düzenlenen Genişletilmiş İl Başkanları Toplantısı’nda konuştu. Demokratik açılım konusuna değinen ve konuya yaklaşımları nedeniyle muhalefet liderlerini sert sözlerle eleştiren Erdoğan, özetle şöyle konuştu:

HASBİ AMA...
 
Son derece samimi hislerle, son derece hasbi ama hesabi değil niyetlerle ve annelerin akan gözyaşlarını dindirmek hedefiyle yola çıktık. Statükonun devam etmesi demek, daha fazla şehit demektir, daha fazla ölüm demektir, daha fazla kan ve daha fazla yüreği parçalanmış anne demektir. ’Statüko devam etsin’ demek, ölümlere, çatışmalara, yıkıma, hukuksuzluğa, adaletsizliğe ortak olmak demektir. Ne diyorlar ’bırakın anneler ağlasın’, bunu demek vicdansızlıktır. ’Anneler tabii ki ağlayacak’demek merhametsizliktir.

KERBELA..

İster Alevi olsun, ister Sünni olsun hepimiz Kerbela faciasını dinleyerek, Peygamberin torunlarının nasıl susuzluğa mahkum edildiğini, nasıl katledildiklerini, sahranın ortasında nasıl zulme maruz kaldıklarını okuyarak büyüdük... Bizim tüm bir toplum olarak insan sevgimiz bu ibret dolu anın tekrar tekrar anlatılmasıyla şekillendi... Bir insanı öldürmenin tüm bir alemi öldürmek olduğunu bu şekilde öğrendik. ’Evladı Kerbelayız, bu hatadır, günahtır, zulümdür, ayıptır’diyenlere yapılan Kerbela muamelesini onaylar şekilde Meclis kürsüsüne taşımak millet sevgisiyle insan sevgisiyle nasıl bağdaşır?

KILIÇDAROĞLU’NA ELEŞTİRİ:
 
Sıkıştıkları her yerde Atatürk’ün arkasına saklanıyorlar, kendi köhne zihniyetlerini Atatürk’ü istismar ederek perdelemek istiyorlar. “Atam İzindeyiz” pankartlarının arkasına gizlenince, milletin görüş alanından çıktıklarını zannediyorlar. İnanıyorum ki benim Alevi kardeşim bu istismarcıların gerçek yüzünü görecektir. Ne yazık ki bakıyorsunuz Tuncelili, Nazimiyeli, o da tutmuş oradan bu sözleri alkışlıyor. Daha sonra manevra yapıyor. Daha sonra tepkiler gelince ’bizde biat kültürü yok’ diyor. Yani bir ileri iki geri, böyle bir durum işte biz bu üsluba karşıyız işte biz bu tavra, tutuma, davranışlara karşıyız. Ülkem de karşı. Bize bölücü yaftasını yakıştırmaya çalışanların ta kendisi aynada kendilerini seyrediyorlar.

BAHÇELİ’YE TEPKİ:

Merhum Alparslan Türkeş’in hoşgörülü yapıcı, birleştirici tutumu hatırlatıldığında, Sayın Bahçeli öfkeleniyor, hop oturuyor hop kalkıyor. Merhum Alparslan Türkeş daha özgürlükçüdür, açılımcıdır. Bu kadar da değil birinci, ikinci ve üçüncü uyum paketleri DSP, MHP ve ANAP koalisyonunda çıkarıldı. Tarihi hiç bir zaman affetmez. Allah aşkına soruyorum, bir şehit annesini 13 Kasımda çok önemli bir meselenin görüşüldüğü TBMM’ye getirmek, oradan ona slogan attırmak provokasyon değil de nedir? Bunlar, aziz milletimizin bu oyunları, bu senaryoları görmediğini, anlamadığını zannediyorlar. Yıllarca yaptıkları gibi millete ’onlar anlamaz, onlar göbeğini kaşıyan adamlardır, onlar bidon kafalıdır’ muamelesi yapıyorlar.

BAYKAL’IN SÖZLERİ...
 
Sayın Baykal’ın akşam yatarken söylediği ile sabah kalktığında söylediği asla birbirini tutmaz. Delille konuşuyorum. ’Ana dil yasağıyla ilgili her türlü yasal düzenleme yürürlükten kaldırılacak, yurttaşların ana dillerinde serbestçe konuşabilmeleri, yazabilmeleri, öğretebilmeleri, bu dillerde değişik kültür etkinliklerinde bulunabilmeleri güvence altına alınacaktır’... Kim söylüyor bunu? Baykal. ’Ana dil yasağının kalkmasıyla, ana dillerin yurttaşların yaşamında özgürce kullanılması ve bu dillere yayın yapılması olanağı sağlanmış olacaktır’ diyor. Bu ifadeler bana ait değil, bu ifadeler 1990’da SHP Genel Sekreteri Deniz Baykal tarafından hazırlanmış olan SHP Raporu’ndan aynen alınmış ifadelerdir.

UYANIK OLUN:

Teşkilatımın tüm mensuplarının her an uyanık olmalarını rica ediyorum.

Onlar bölmeye çalıştıkça biz birleştireceğiz.

Kampa çekildiler

Ak Parti 14. İstişare ve Değerlendirme toplantısı için Kızılcahamam’da kampa girdi. Ak Parti’nin geleneksel hale getirdiği İstişare ve Değerlendirme Toplantısı’nın 14’üncüsü bugün Erdoğan’ın konuşmasıyla başlayacak, kamp daha sonra basına kapanacak. Partinin Kurucular Kurulu üyeleri ve milletvekillerinin eş ve çocuklarıyla katıldığı toplantı iki gün sürecek. Kampa ilk gelen kabine üyesi Başbakan Yardımcısı Çemil Çiçek oldu.

Liderler konuşunca, lütfen çocukları TV’den uzak tutun

TERBİYEM MÜSAADE ETMİYOR:

Geçen hafta her iki meclis oturumunda da Salı ve Cuma, CHP ve MHP liderlerinin ve milletvekillerinin kullandığı ifadeleri şöyle alt alta koyup lütfen bakınız. Benim burada o ifadeleri tekrar etmeye terbiyem müsaade etmiyor ve buradan bizi izleyen tüm vatandaşlarıma da samimi bir ricada bulunuyorum; Lütfen bu liderler konuşurken, çocuklarınızı televizyon başından uzaklaştırın, lütfen. Lütfen bu öfkeyi, bu nefreti, bu seviyesiz üslubu görmesinler. Ağza alınamayacak kelimelerin meclis kürsüsünden pervasızca serdedildiğini, lütfen çocuklarımız duymasınlar.

KURUM VE KİŞİLER ZEDELENİYOR:
 
Yine son zamanda özellikle yargıya intikal etmiş bir çok konunun, partimizle ilgili olsa gereğini biz taraf olarak yapmasını biliriz. Özellikle bazı şeyler var ki bunlar abartılı bir şekilde yargıda olduğu halde bakıyorsunuz üzerine gelmek suretiyle kurum ve kişilerin zedelendiğini görüyoruz, yıpratıldığını görüyoruz. Zaman zaman bakıyorsunuz devletin en önemli kurumları; Silahlı Kuvvetler, diğer güvenlik birimlerimiz, İçişleri Bakanlığımız, bakıyorsunuz bazen Sağlık Bakanlığımız, Milli Eğitim Bakanlığımız... Yani olmayan şeylerle zaman zaman devletin kurumlarına yönelik bunlar yapılıyor.

BIRAKIN YARGI ARAŞTIRIYOR:
 
Medyanın bu noktadaki hassasiyet göstermeyişinin bedelinin ülkemize ne denli ağır olduğunu burada hatırlatmak istiyorum. Olay yargıya intikal etmişse bu işi bu kadar kurcalamanın ne anlam var? Bırakın bunu yargı bunu zaten araştırıyor, götürüyor. Yargıya intikal etmişse, lütfen artık burada bizler izleyelim. Takip edelim. Ama işi sürekli olarak körüklemenin hiç bir anlamanın olmadığını ve bunun ülkemize, kişilere zarar vereceğini düşünüyoruz. Burada hassasiyeti özellikle bir genel başkan olarak, Türkiye Cumhuriyeti’nin Başbakanı olarak da beklemek, istemek hakkımızdır diye düşünüyorum.

Seyit Rıza Kimdir?

1862’de Dersim’de doğdu. Batı Dersim’in Şeyh Hasanan Aşireti’nin reisi Seyit İbrahim’in oğlu. Babasının ölümünden sonra aşiretin başına geçti. Seyid Rıza Dersim olaylarında önderlik ettiği nedeniyle 1937’de idam edildi. Seyid Rıza, idamdan önce “Kerbelayimi, be gunayimi, ayibo, zulimo, cinayeta. (Evlad-ı Kerbelayız, günahsızız, ayıptır, zulümdür, cinayettir)” dedi.

Emine Erdoğan’dan eğitime destek

ÜSKÜDAR Belediyesi Toplumsal Gelişim Merkezi’nin (TOGEM) “Onların Yüzü Gülsün, Üsküdar’dan Anadolu’ya 3000 Küçük Yürek Bayram Sevinciyle Dolsun” sloganıyla başlattığı kampanya kapsamında İstanbul Bağlarbaşı Kültür Merkezi’nde tören düzenlendi. Törene katılan Başbakan Erdoğan’ın eşi Emine Erdoğan, “Türkiye’nin her meselesinde kendimizi ötekinin yerine koyarak düşünmek zorundayız” dedi. Gazetecilerin “Domuz gribine karşı önlem alıyor musunuz?” sorusu üzerine ise Erdoğan, “Tabii ki. Koruyucu hekimlik çok önemli. Koruyucu hekimliğe dikkat edersek korkmamıza gerek yok” dedi.