'Terör Ve Darbe İnsan Hakları İhlalidir'

Türkiye İnsan Hakları ve Eşitlik Kurumu Başkanı Süleyman Arslan:'Terörün kendisi bir insan hakları ihlalidir. Aynı şekilde demokratik yollarla seçilmiş iradenin ipotek altına alınması amacı ile darbe veya darbe girişimleri de insan hakları ihlalidir' 'Ulusal insan hakları kurumları dünyadaki tüm terör örgütlerine karşı da tavır almalıdırlar' 'Ulusal insan hakları kurumları olarak bizim ilk önce darbenin bir insan hakları ihlali olduğunu söylememiz ve insan hakları ihlalcisi darbecilerin yargılanmasını toplum adına talep etmemiz gerekir'

NAZLI YÜZBAŞIOĞLU - Türkiye İnsan Hakları ve Eşitlik Kurumu (TİHEK) Başkanı Süleyman Arslan, terör örgütlerinin insan hakları söylemini, kavramını ve fikrini kötüye kullanmasına fırsat verilmemesi gerektiğini vurgulayarak, "Terörün kendisi bir insan hakları ihlalidir. Aynı şekilde demokratik yollarla seçilmiş iradenin ipotek altına alınması amacı ile darbe veya darbe girişimleri de insan hakları ihlalidir." değerlendirmesinde bulundu.

TİHEK Başkanı Arslan, Ulusal İnsan Hakları Kurumları Avrupa Ağı (ENNHRI) desteği ve Kuzey İrlanda Ulusal İnsan Hakları Komisyonu tarafından "Çatışma ve Çatışma Sonrası Süreçlerde Ulusal İnsan Hakları Kurumlarının Rolü Projesi" kapsamında, Kuzey İrlanda'da 11-13 Eylül'de düzenlenen "Terörle Mücadele Önlemlerinde İnsan Hakları Çalıştayı"na katılımının ardından AA muhabirine açıklamalarda bulundu.

Etkinliğin ana hedeflerinden birisinin terörle mücadele önlemlerinin uygulanmasını izlemek ve uluslararası insan hakları standartlarına uyumunu sağlamak için ulusal insan hakları kurumlarının kapasitelerini güçlendirmek olduğuna dikkati çeken Süleyman Arslan, "Gerek çatışma ve çatışma sonrası süreçlerde gerekse de terörle mücadele önlemleri sırasında ulusal insan hakları kurumlarının izleme, bilgi ve belgeleri toplama, araştırma, soruşturma, mağdur olduğu iddiası ile kuruma başvuranların başvurularını inceleme, gerektiğinde tarafları uzlaştırma, erken uyarı sistemi, raporlama gibi farklı işlevleri bulunmaktadır." dedi.

- "Terörün kendisi bir insan hakları ihlalidir"

TİHEK'in üyesi olduğu Ulusal İnsan Hakları Kurumları Avrupa Ağı (ENNHRI) tarafından geliştirilen proje kapsamında Belfast'da düzenlenen toplantıda diğer ülkelerin ulusal insan hakları kurumları ile tecrübe paylaşımı imkanı bulduklarını söyleyen Arslan, şunları kaydetti:

"Ülkelerde var olan terör eylemleriyle mücadele sırasında devletin yanı sıra terör örgütlerinin de insan hakları söylemini, kavramını ve fikrini kötüye kullanmalarına fırsat verilmemelidir. Esasen terörün kendisi bir insan hakları ihlalidir. Aynı şekilde, demokratik yollarla seçilmiş iradenin ipotek altına alınması amacı ile darbe veya darbe girişimleri de insan hakları ihlalidir. Bu manada, devlet olarak kabul edilmesi anlamına gelmemek şartıyla, terör örgütlerinin ve cuntaların da insan hakları ihlalcileri olarak görülmesi gerekir. Terörle ve darbe ile mücadelenin devletin ve toplumun meşru savunma hakkı olduğu göz önünde bulundurulmalıdır. Burada dikkat edilmesi gereken husus, meşru müdaafa hakkını kullanırken devletin meşru savunma hakkı sınırlarını aşmaması gerekliliğidir ve aynı zamanda uluslararası insan hakları hukuku ile uyumlu bir biçimde eylemlerini yürütmesi gerekir. Bu nedenle ulusal insan hakları kurumları dünyadaki tüm terör örgütlerine karşı da tavır almalıdır."

- "Darbenin bir insan hakları ihlali olduğunu söylemeliyiz"

Devletlerin, ulusal insan hakları kurumlarının terör örgütlerinin yanında yer almadığından emin olmak istediğini söyleyen Süleyman Arslan, "Örnegin, 15 Temmuz 2016 darbe girişimi esnasında 'devletin ve toplumun haklarını koruyan bir ulusal insan hakları kurumu' ile 'darbecilerin haklarını koruyan bir ulusal insan hakları kurumu' görünümü arasında fark vardır. Ulusal insan hakları kurumları olarak bizim ilk önce darbenin bir insan hakları ihlali olduğunu söylememiz ve insan hakları ihlalcisi darbecilerin yargılanmasını toplum adına talep etmemiz gerekir." ifadelerini kullandı.

Arslan, ulusal insan hakları kurumlarının, devletlerin terör örgütlerini birer araç olarak kullanmalarına karşı çıkması gerektiğini de vurguladı.

Avrupa'da artan yabancı düşmanlığının da terörün nedenlerinden biri olduğuna dikkati çeken Süleyman Arslan, "Bu nedenle ulusal insan hakları kurumlarının, devletleri ülke içindeki farklı din, dil veya etnik gruptan insanları kucaklamaya ve uyum ve entegrasyon politikalarına çağırması gerekmektedir." değerlendirmesinde bulundu.
Kaynak: AA