Dünyaca Ünlü Matematikçi Maarit Rossi Açıklaması 'Türkiye, Eğitimde Finlandiya'dan Daha Başarılı Olabilir'

Dünyanın en iyi 10 öğretmeninden biri olan Finlandiyalı matematik öğretmeni Maarit Rossi, Bahçeşehir Üniversitesi’nde (BAU) düzenlenen konferansta: “Finlandiya’da haftalık 3-4 saat matematik dersi yapılırken Türkiye’de 7-8 saat eğitim veriliyor. Bu konuda değişiklik yapılırsa Finlandiya’dan çok daha fazla fırsatınız olacaktır” dedi.

Dünyaca Ünlü  Matematikçi Maarit Rossi Açıklaması 'Türkiye, Eğitimde Finlandiya'dan Daha Başarılı Olabilir'


‘Küresel Öğretmen Ödülü’nde 2016 yılında ilk 10’a girmeyi başaran ve yıllardır matematiği öğrencilere sevdirmeye yönelik çalışmalar gerçekleştiren Matematik Öğretmeni Maarit Rossi, BAU Yenilikçi Eğitim Geliştirme Araştırma Merkezi (YEGAM) organizasyonu tarafından düzenlenen ‘21. Yüzyılda Matematik Eğitimi’ konferansına katıldı.

Düzenlenen programa ayrıca; BAUSTEM Eğitim Direktörü Doç. Dr. M. Sencer Çorlu, Uğur Okulları Genel Müdürü Nevzat Kulaberoğlu, Bahçeşehir Koleji Genel Müdürü Özlem Dağ ve çok sayıda davetli katıldı.

Etkinlikte matematik eğitiminin görselleştirilmesi, uygulamalı tekniklerin diğer bölümlere etkisi ve 21. yüzyılda matematik eğitiminin nasıl olması gerektiği konuşuldu.

“Matematik eşittir özgüven”

Öğrencilerin matematiği benimseyemediklerini belirten Maarit Rossi, “Öğrenciler, matematikten korkuyor. Eğer sizin kendinize olan güveniniz düşükse bunun sebebi matematiğe devam etmeyişinizdir. Finlandiya’da biz buna dikkat ediyoruz. Ama yine de matematiğe karşı tavır çok önemli. Ben lisedeki müdürlük kariyerimden ayrıldığımda 5. ve 6. sınıflar için öğretmenlik yapmak istedim. Çünkü öğrencilerin çoğunu bu yaşlarda kaybediyoruz. Gerçekten çok erken yaşlarda başlıyor bu süreç. Elbette ki sizler eğitim metodunu değiştirerek bunu da değiştirebilirsiniz. Matematik her zaman değişiyor ama matematiği öğretme biçimi değişmiyor işte bu ana problemlerden biri. Eğitimin yarısını teorik, yarısını aktif öğrenme biçimi yapmamız gerekiyor” dedi.



“Yapay Zeka çocuklar için pozitif olabilir”

Matematik ve yapay zeka arasındaki ilişkiye değinen ve robotlorın öğrenciler için pozitif katkısı olabileceğinin altının çizen Rossi şunları ekledi: “Yapay zeka, matematik eğitiminde neyi değiştirecek? Tipik olarak bizim öğretmek dışında görevimiz nedir? Robotların yapabileceklerini kişiselleştirmek. Yapay zeka öğrenciler için pozitif olabilir. Öğrenciler, doğru yaptıkları zaman “aferin, devam et” diyebilir ve böylelikle öğrencinin seviyesine göre kişiselleştirilebilir. Yani sıkıcı bir süreci eğlenceli bir hale getirebilirler. Şöyle düşünüyorum, öncelikle problem çözme yöntemimiz çok matematiksel. Kritik düşünme son derece önemli, keşfdicilik bunlardan bir tanesi. Matematik derslerini nasıl daha keşfedici bir hale getirebiliriz?”

“ Çocuklarınıza ben de matematiği anlamazdım demeyin!’

Anne ve babaların çocuklarına ‘ben de matematiği anlamazdım’ ya da matematiği yapamıyorsun seni anlıyorum’ gibi cümleler kurmamaları gerektiğini söyleyen Maarit Rossi, “Bunu söylerseniz çocuğunuzun zihninde bu süreci kapatmış olursunuz. İlginin alakanın ve inancın oluşturulması gerekiyor. Finlandiya’da haftalık 3-4 saat matematik dersi yapılıyor ve Türkiye’de bunun 7-8 saat olduğunu duydum. Eğer bu konuda değişiklik yaparsanız çok büyük değişimler elde edeceğinizi söyleyebilirim. Finlandiya’dan çok daha fazla fırsatınız olacaktır. Öğrencileri düşünün, 8 yıl boyunca sınıfta oturmak zorundalar haftada 7 saat matematik dersi yapılıyor ve hiç konuşmuyorlarsa derse bazen sadece cevap vermeye fırsatı varsa o zaman matematik dilini ve konseptini oluşturma şansını elde edemeyecektir. Bunu geliştirmeliyiz onlara beraber çalışabilmeleri için fırsatlar vermeliyiz” ifadelerini kullandı.

BAUSTEM Eğitim Direktörü Doç. Dr. Mehmet Sencer Çorlu, Matematiğin uygulamayı dışlayan ve sadece belirli bir zümrenin yapabileceği bir bölüm olarak görülmemesi gerektiğini belirtti.

Çorlu, “Bugün kuram ispatlayan algoritmalar, yapay zekalar var. Biyolojiden hukuka, sosyolojiden mühendisliğin her alanına hesaplamalı bilimler ve yöntemleri nüfuz ediyor. Okul matematiği ise öğrenilmesi zevkli ve gerekli olan bir çok farklı bilgi ve beceriyi içerir. Bazı öğrencilerimiz için matematik yapmak sanata eşdeğerdir. Bu öğrencilerimiz üniversitelerimizin matematik bölümlerine matematikçi olarak yetişmeleri için desteklenmeli ve takdir edilmelidirler. Çünkü ülkemizin daha çok matematikçiye ihtiyacı bulunmaktadır” ifadelerini kullandı.

“Matematik, üst zümrenin ulaşabileceği bir alan olarak görülüyor”

Bahçeşehir Koleji Genel Müdürü Özlem Dağ ise, “21. yüzyılda bilim ve teknolojideki değişimler her gün uyandığımızda baş döndürücü bir hızla önümüze seriliyor. Ancak bizim ülkemizde matematik eğitiminde ve matematik öğrenmenin önünde çok önemli bariyerler var. Matematik eğitimi bizim ülkemizde birçok yanlış uygulama, yöntem ve oluşturulan korku nedeniyle çok küçük bir azınlığın matematik öğrenme yeteneğine, becerisine sahip veya bu üst düzey eğitim ihtiyacının çok küçük bir azınlığın ulaşabildiği bir alan olarak görülüyor. Bu nedenle de eğitim sürecindeki içerikler ve yöntemler, bunlara yapılacak katkılar çok çok kıymetli” açıklamasını yaptı.
Kaynak: İHA