AB Bakanı Çelik'in Kabulü
Çelik, İspanya'nın Ankara Büyükelçisi Peydro'yu kabul etti AB Bakanı Çelik:'(AP'deki terör örgütü sergisi) Bu serginin açılması demek, bizim için, Avrupa Parlamentosu'nda DAEŞ'i, insanlık dışı örgütü öven bir serginin açılmasından farksızdır' 'Terörle mücadele konusunda ideolojik boyutun en az fiziki boyut kadar ciddiye alınması gerekir' 'Sırf bir terör örgütü, 'DAEŞ denilen bir başka terör örgütüyle mücadele ediyor' diye herhangi bir şekilde meşrulaştırılamaz, bu kabul edilemez'.
Avrupa Birliği (AB) Bakanı ve Başmüzakereci Ömer Çelik, Avrupa Parlamentosu'nda (AP) terör örgütü PKK ve Suriye'deki uzantısı PYD üyesi teröristlere yönelik fotoğraf sergisi açılmasına ilişkin, 'Bu serginin açılması demek, bizim için, Avrupa Parlamentosu'nda DAEŞ'i, insanlık dışı örgütü öven bir serginin açılmasından farksızdır.' dedi.
Çelik, İspanya'nın Ankara Büyükelçisi Rafael Mendıvıl Peydro'yu Bakanlıktaki makamında kabul etti.
Burada konuşan Bakan Çelik, AB konusunda yoğun bir ajandanın olduğunu belirtti.
Ömer Çelik, İngiltere'de yapılan referandumda ülkenin AB'den ayrılması kararının çıkmasından sonra AB'deki gelişmelerin nasıl olacağının, AB'nin bu süreci nasıl yöneteceğinin ve ne yönde bir evrilme içinde olacağına ilişkin yurt dışında ve yurt içinde istişarelere devam ettiklerini ifade etti.
Hem küresel barış hem de Türkiye'nin de dahil olduğu AB coğrafyası bağlamında ciddi sınamaların ve meydan okumaların olduğunu söyleyen Çelik, 'Bunların en başında geleni terörle mücadele. Terörün küresel bir olgu olarak bütün başkentleri aynı anda tehdit edebildiği bir kapasiteyle ortada olduğunu görüyoruz.' diye konuştu.
İstanbul'da Atatürk Havalimanı'na yapılan terör saldırısından sonra dost ve müttefiklerin Türkiye'yle dayanışma içinde olmalarından duyulan memnuniyeti dile getiren Bakan Çelik, şunları kaydetti:
'Terörle fiziki olarak mücadele etmenin ötesine geçmek gerekiyor. Sadece fiziki olarak mücadele etmek yetmiyor. Hiç bir terör örgütünün herhangi bir devleti yenebilmesi, mağlup edebilmesi söz konusu değil. Ama onun ötesinde bir durum var. Terör giderek bölgemizde derinleşiyor ve bölgemizde yaygınlaşıyor. O sebeple, bununla ilgili olarak ilkesel mücadelenin doğru bir biçimde ortaya konulması, terörle mücadele konusunda ideolojik boyutun en az fiziki boyut kadar ciddiye alınması gerekir.'
Ömer Çelik, Suriye ve Irak kaynaklı istikrarsızlık nedeniyle terörün buralarda yerleşmeye zemin bulması karşısında daha çok ittifak ve değerlendirme yapılmasına ihtiyaç olduğunu ifade etti.
Suriye sorununa bir çözüm bulunamamasının, terör örgütlerinin bölgede daha çok yoğunlaşmasına yol açtığına dikkati çeken Çelik, şöyle devam etti:
'Terörün sonuçlarıyla mücadele etmek kadar, terörün kökenleriyle mücadele etmeye, bu büyük uluslararası sorunları çözme konusunda daha çok performans göstermek gerekiyor. Burada çeşitli devletlerin bu tip krizler karşısında birbirleriyle bir gölge boksu yapmaları ya da vekalet savaşları yürütmeleri gibi bir durum aslında herkesin ortak güvenliğini, ortak refahını olumsuz etkileyen sonuçlar doğuruyor.'
Türkiye'nin terör konusunda ilkesel yaklaşımları çok önemsediğine vurgu yapan Bakan Çelik, 'Hiç bir terör örgütü diğerinden farklı değerlendirilemez. Bakın en son, 2 gündür tepki gösteriyoruz Avrupa Parlamentosu'nda (AP) PKK-PYD propagandası yapan bir serginin açılmasına. Bu serginin açılması demek, bizim için, Avrupa Parlamentosu'nda DAEŞ'i, insanlık dışı örgütü öven bir serginin açılmasından farksızdır.' şeklinde konuştu.
Hiç kimsenin PKK'nın Suriye'deki uzantısı olan PYD terör örgütünün savunulması gibi bir yanlışa düşmemesi gerektiğinin altını çizen Çelik, şu ifadeleri kullandı:
'PYD, DAEŞ'le mücadele ettiği için bunun mazur görülmesi gibi bir şey söz konusu olamaz. DAEŞ'le PYD'nin karşı karşıya gelmesinin hangi sebeplerden kaynaklandığı, bunun meşru bir mücadele biçimi değil, tam tersine bir terör örgütünün bir başka terör örgütüne karşı alan kazanmak için yürüttüğü bir mücadele olduğunun herkes farkına varmalıdır. Bazı devletler orada PYD'yi kendilerince bir değerlendirme yaparak, geçici bir kara gücü olarak DAEŞ'e karşı kullanmayı düşünebilirler ama bu geçmişte yapılmış bir hatanın tekrarı olur. Eski Afganistan'da bu ve benzeri hatalar on yıllarca yapıldı ve sonuçta küresel güvenliği halen tehdit etmeye devam eden çok olumsuz uygulamalar ortaya çıktı. Dolayısıyla, sırf bir terör örgütü, 'DAEŞ denilen bir başka terör örgütüyle mücadele ediyor' diye herhangi bir şekilde meşrulaştırılamaz, bu kabul edilemez.'
Göç konularında da ilkesel bir yaklaşıma gereksinim olduğunu dile getiren Ömer Çelik, Türkiye'nin birebir anlaşmasıyla, hem bölgesel güvenlik hem de Avrupa'nın karşı karşıya kaldığı sorunlar açısından ciddi bir yükü üzerine aldığını söyledi.
Bu konuda ilerleme kaydedilmesi için vize serbestisinin kilit rol oynadığına işaret eden Çelik, 'Birebir anlaşmasının yeni krizler karşısında dayanıklı olması için güçlendirilmesi gerekiyor. Gönüllü yerleştirme ile, Geri Kabul Anlaşması'nın hayata geçmesiyle güçlendirilmesi gerekiyor. Türkiye açısından vize serbestisi kilit bir konudur. Bunun bir takım duygusal ya da ideolojik anlaşmazlıkların konusu edilmemesi gerekir.' değerlendirmesinde bulundu.
Türkiye'nin AB üyesi olmasa da büyük bir Avrupa gücü ve Avrupa demokrasisi olduğunu savunan Bakan Çelik, 'Biz Avrupa Birliği'nin daha güçlü bir birlik olması için, dünyaya barış mesajını daha doğru aktarması için dışardan değil, içerden konuşan bir ülke olarak bu konudaki görüşlerimizi sergilemeye devam edeceğiz.' dedi.
İspanya'nın Türkiye'nin terörle mücadelesine ve AB'ye üyelik sürecine destek olduğunu belirten Ömer Çelik, İspanya'nın da terörle ciddi şekilde mücadele ettiğini ve demokrasi için teşkil ettiği tehlikeyi yakından bildiğini ifade etti.
Bu konuda iki ülkenin ortak anlayışa sahip olduğunu aktaran Çelik, İspanya'da yeni hükümetin kurulmasından sonra ülkeyi gündemdeki konuları değerlendirmek için ziyaret edeceğini bildirdi.
Bakan Çelik ve Büyükelçi Peydro, görüntü alınmasının ardından basına kapalı olarak görüşmeye devam etti.
Kaynak: AA
Çelik, İspanya'nın Ankara Büyükelçisi Rafael Mendıvıl Peydro'yu Bakanlıktaki makamında kabul etti.
Burada konuşan Bakan Çelik, AB konusunda yoğun bir ajandanın olduğunu belirtti.
Ömer Çelik, İngiltere'de yapılan referandumda ülkenin AB'den ayrılması kararının çıkmasından sonra AB'deki gelişmelerin nasıl olacağının, AB'nin bu süreci nasıl yöneteceğinin ve ne yönde bir evrilme içinde olacağına ilişkin yurt dışında ve yurt içinde istişarelere devam ettiklerini ifade etti.
Hem küresel barış hem de Türkiye'nin de dahil olduğu AB coğrafyası bağlamında ciddi sınamaların ve meydan okumaların olduğunu söyleyen Çelik, 'Bunların en başında geleni terörle mücadele. Terörün küresel bir olgu olarak bütün başkentleri aynı anda tehdit edebildiği bir kapasiteyle ortada olduğunu görüyoruz.' diye konuştu.
İstanbul'da Atatürk Havalimanı'na yapılan terör saldırısından sonra dost ve müttefiklerin Türkiye'yle dayanışma içinde olmalarından duyulan memnuniyeti dile getiren Bakan Çelik, şunları kaydetti:
'Terörle fiziki olarak mücadele etmenin ötesine geçmek gerekiyor. Sadece fiziki olarak mücadele etmek yetmiyor. Hiç bir terör örgütünün herhangi bir devleti yenebilmesi, mağlup edebilmesi söz konusu değil. Ama onun ötesinde bir durum var. Terör giderek bölgemizde derinleşiyor ve bölgemizde yaygınlaşıyor. O sebeple, bununla ilgili olarak ilkesel mücadelenin doğru bir biçimde ortaya konulması, terörle mücadele konusunda ideolojik boyutun en az fiziki boyut kadar ciddiye alınması gerekir.'
Ömer Çelik, Suriye ve Irak kaynaklı istikrarsızlık nedeniyle terörün buralarda yerleşmeye zemin bulması karşısında daha çok ittifak ve değerlendirme yapılmasına ihtiyaç olduğunu ifade etti.
Suriye sorununa bir çözüm bulunamamasının, terör örgütlerinin bölgede daha çok yoğunlaşmasına yol açtığına dikkati çeken Çelik, şöyle devam etti:
'Terörün sonuçlarıyla mücadele etmek kadar, terörün kökenleriyle mücadele etmeye, bu büyük uluslararası sorunları çözme konusunda daha çok performans göstermek gerekiyor. Burada çeşitli devletlerin bu tip krizler karşısında birbirleriyle bir gölge boksu yapmaları ya da vekalet savaşları yürütmeleri gibi bir durum aslında herkesin ortak güvenliğini, ortak refahını olumsuz etkileyen sonuçlar doğuruyor.'
Türkiye'nin terör konusunda ilkesel yaklaşımları çok önemsediğine vurgu yapan Bakan Çelik, 'Hiç bir terör örgütü diğerinden farklı değerlendirilemez. Bakın en son, 2 gündür tepki gösteriyoruz Avrupa Parlamentosu'nda (AP) PKK-PYD propagandası yapan bir serginin açılmasına. Bu serginin açılması demek, bizim için, Avrupa Parlamentosu'nda DAEŞ'i, insanlık dışı örgütü öven bir serginin açılmasından farksızdır.' şeklinde konuştu.
Hiç kimsenin PKK'nın Suriye'deki uzantısı olan PYD terör örgütünün savunulması gibi bir yanlışa düşmemesi gerektiğinin altını çizen Çelik, şu ifadeleri kullandı:
'PYD, DAEŞ'le mücadele ettiği için bunun mazur görülmesi gibi bir şey söz konusu olamaz. DAEŞ'le PYD'nin karşı karşıya gelmesinin hangi sebeplerden kaynaklandığı, bunun meşru bir mücadele biçimi değil, tam tersine bir terör örgütünün bir başka terör örgütüne karşı alan kazanmak için yürüttüğü bir mücadele olduğunun herkes farkına varmalıdır. Bazı devletler orada PYD'yi kendilerince bir değerlendirme yaparak, geçici bir kara gücü olarak DAEŞ'e karşı kullanmayı düşünebilirler ama bu geçmişte yapılmış bir hatanın tekrarı olur. Eski Afganistan'da bu ve benzeri hatalar on yıllarca yapıldı ve sonuçta küresel güvenliği halen tehdit etmeye devam eden çok olumsuz uygulamalar ortaya çıktı. Dolayısıyla, sırf bir terör örgütü, 'DAEŞ denilen bir başka terör örgütüyle mücadele ediyor' diye herhangi bir şekilde meşrulaştırılamaz, bu kabul edilemez.'
Göç konularında da ilkesel bir yaklaşıma gereksinim olduğunu dile getiren Ömer Çelik, Türkiye'nin birebir anlaşmasıyla, hem bölgesel güvenlik hem de Avrupa'nın karşı karşıya kaldığı sorunlar açısından ciddi bir yükü üzerine aldığını söyledi.
Bu konuda ilerleme kaydedilmesi için vize serbestisinin kilit rol oynadığına işaret eden Çelik, 'Birebir anlaşmasının yeni krizler karşısında dayanıklı olması için güçlendirilmesi gerekiyor. Gönüllü yerleştirme ile, Geri Kabul Anlaşması'nın hayata geçmesiyle güçlendirilmesi gerekiyor. Türkiye açısından vize serbestisi kilit bir konudur. Bunun bir takım duygusal ya da ideolojik anlaşmazlıkların konusu edilmemesi gerekir.' değerlendirmesinde bulundu.
Türkiye'nin AB üyesi olmasa da büyük bir Avrupa gücü ve Avrupa demokrasisi olduğunu savunan Bakan Çelik, 'Biz Avrupa Birliği'nin daha güçlü bir birlik olması için, dünyaya barış mesajını daha doğru aktarması için dışardan değil, içerden konuşan bir ülke olarak bu konudaki görüşlerimizi sergilemeye devam edeceğiz.' dedi.
İspanya'nın Türkiye'nin terörle mücadelesine ve AB'ye üyelik sürecine destek olduğunu belirten Ömer Çelik, İspanya'nın da terörle ciddi şekilde mücadele ettiğini ve demokrasi için teşkil ettiği tehlikeyi yakından bildiğini ifade etti.
Bu konuda iki ülkenin ortak anlayışa sahip olduğunu aktaran Çelik, İspanya'da yeni hükümetin kurulmasından sonra ülkeyi gündemdeki konuları değerlendirmek için ziyaret edeceğini bildirdi.
Bakan Çelik ve Büyükelçi Peydro, görüntü alınmasının ardından basına kapalı olarak görüşmeye devam etti.