Bakan Özlü Açıklaması 'Bilim Ve Teknoloji Ekosistemimizi Güçlendirecek En Önemli Reform Anayasa Değişikliği Olacak'
Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanı Faruk Özlü, “Bilim ve teknoloji ekosistemimizi güçlendirecek en önemli reform Anayasa değişikliği olacak” dedi.
Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanı Faruk Özlü, Cumhurbaşkanlığı Külliyesi’nde gerçekleştirilen ’2016 TÜBİTAK Bilim ve Özel Teşvik Ödülleri’ töreninde yaptığı konuşmada, “Bilim insanlığı bir meslekten ziyade, bir yaşam tarzı olarak görülür. Bilimle uğraşmak, insanın zihninin ve hayatının tamamını meşgul eden zorlu ve meşakkatli bir iştir. Örneğin bizler bir bilimsel çalışmada işin sadece nihai kısmını, hülasayı görüyoruz. Yazılan kısa bir makalenin arka planında ne kadar büyük bir zaman ve emek olduğunu fark edemeyebiliyoruz” dedi.
“Dünyada çok büyük zulümlerin işlendiği, çok büyük acıların, dramların yaşandığı bir dönemden geçiyoruz” diyen Bakan Özlü, konuşmasını şöyle sürdürdü:
“Bu zulümlere en maruz kalanların başında maalesef Müslümanlar geliyor. İnsanlığa barış ve adalet sunması gereken Müslümanların neden bu halde olduğunu gerçekten de çok ciddi bir şekilde muhasebe etmemiz gerekiyor. İslam dünyasının güçsüzlüğünde en öne çıkan faktörün bilgi, bilim ve eğitimdeki yetersizlik olduğunu düşünüyorum. Bir araştırmaya göre dünyadaki Yahudilerin ortalama eğitim süreleri 13,4 yıl, Hristiyanların 9,3 yıl, Budistlerin 7,8 yıl iken, üzülerek ifade ediyorum Müslümanlarınki sadece 5,6 yıldır. Bu tabloyu muhakkak değiştirmeliyiz.”
“Ülkemizde son yıllarda bilim ve teknoloji alanında çok önemli gelişmeler yaşıyoruz”
Bakan Özlü, Batı merkezli okumanın etkisi nedeniyle Türk ve Müslüman bilim ve düşünce geleneğinin yeterince tanınmadığına dikkat çekerek, “Örneğin Antik Yunan ile Rönesans arasında geçen dönemde Türk ve Müslüman bilim insanlarının yaptıkları çalışmaları bilmiyoruz. Oysa bilim ve düşünce geleneğimizi derinlemesine tanısak ve insanımıza tanıtabilsek o gelenek, insanımıza, özellikle de gençlerimize ilham verecektir. O gelenek, insanımıza özgüven kazandıracaktır. Yeni İbn-i Sinalar, Harezmiler, El-Cezeriler, İbn-i Haldunlar yetiştirmek mümkün olacaktır. Bundan da sadece Türk ve İslam dünyası değil, bütün bir insanlık istifade edecektir. Hamdolsun ülkemizde son yıllarda bilim ve teknoloji alanında çok önemli gelişmeler yaşıyoruz” değerlendirmesinde bulundu.
“Bu yıl yaşanan bütün zorluklara rağmen hayatın hemen her alanını ilgilendiren önemli reformları hayata geçirdik”
Türkiye’nin üniversite sayısı, akademisyen sayısı ve üniversitelerin fiziki imkanları ile yapılan araştırma sayısının, yayın sayısı, Ar-Ge harcaması, patent başvuruları gibi göstergelerin hepsinde ilerlemeler kaydedildiğini belirten Bakan Özlü, “Bu yıl yaşanan bütün zorluklara rağmen hayatın hemen her alanını ilgilendiren önemli reformları hayata geçirdik. Ar-Ge Reform Paketiyle bilim ve teknoloji ekosistemini oluşturan bütün bireyleri ve birimleri daha da güçlendirdik. Geçtiğimiz hafta da ülkemizin iş ve yatırım ortamı ile araştırma altyapısına büyük güç katacağına inandığımız Sınai Mülkiyet Kanunu’nu yasalaştırdık. Önümüzdeki dönemde de TÜBİTAK’ı yeniden yapılandırarak bu reformları sürdüreceğiz. Bilim ve teknoloji ekosistemimizi güçlendirecek en önemli reform ise Anayasa değişikliği olacak” dedi.
“Bilim, teknoloji ve araştırma altyapımızı, sadece kendi insanımız için değil, dünyadaki tüm bilim insanları ve araştırmacılar için bir cazibe merkezi haline getireceğiz” diyen Bakan Özlü, sözlerine şu şekilde devam etti:
“Sayın Cumhurbaşkanımızın liderliğinde daha fazla bilgi üreten, bu bilgiyi ekonomik ve sosyal faydaya dönüştüren ve böylece gücüne güç katan bir Türkiye inşa edeceğiz. Türkiye’nin hedeflerine ulaşmasında en büyük gücümüzün kendi insan kaynağımız, özellikle de bilim insanlarımız ve araştırmacılarımız olduğunu ifade etmek istiyorum.”
Kaynak: İHA
“Dünyada çok büyük zulümlerin işlendiği, çok büyük acıların, dramların yaşandığı bir dönemden geçiyoruz” diyen Bakan Özlü, konuşmasını şöyle sürdürdü:
“Bu zulümlere en maruz kalanların başında maalesef Müslümanlar geliyor. İnsanlığa barış ve adalet sunması gereken Müslümanların neden bu halde olduğunu gerçekten de çok ciddi bir şekilde muhasebe etmemiz gerekiyor. İslam dünyasının güçsüzlüğünde en öne çıkan faktörün bilgi, bilim ve eğitimdeki yetersizlik olduğunu düşünüyorum. Bir araştırmaya göre dünyadaki Yahudilerin ortalama eğitim süreleri 13,4 yıl, Hristiyanların 9,3 yıl, Budistlerin 7,8 yıl iken, üzülerek ifade ediyorum Müslümanlarınki sadece 5,6 yıldır. Bu tabloyu muhakkak değiştirmeliyiz.”
“Ülkemizde son yıllarda bilim ve teknoloji alanında çok önemli gelişmeler yaşıyoruz”
Bakan Özlü, Batı merkezli okumanın etkisi nedeniyle Türk ve Müslüman bilim ve düşünce geleneğinin yeterince tanınmadığına dikkat çekerek, “Örneğin Antik Yunan ile Rönesans arasında geçen dönemde Türk ve Müslüman bilim insanlarının yaptıkları çalışmaları bilmiyoruz. Oysa bilim ve düşünce geleneğimizi derinlemesine tanısak ve insanımıza tanıtabilsek o gelenek, insanımıza, özellikle de gençlerimize ilham verecektir. O gelenek, insanımıza özgüven kazandıracaktır. Yeni İbn-i Sinalar, Harezmiler, El-Cezeriler, İbn-i Haldunlar yetiştirmek mümkün olacaktır. Bundan da sadece Türk ve İslam dünyası değil, bütün bir insanlık istifade edecektir. Hamdolsun ülkemizde son yıllarda bilim ve teknoloji alanında çok önemli gelişmeler yaşıyoruz” değerlendirmesinde bulundu.
“Bu yıl yaşanan bütün zorluklara rağmen hayatın hemen her alanını ilgilendiren önemli reformları hayata geçirdik”
Türkiye’nin üniversite sayısı, akademisyen sayısı ve üniversitelerin fiziki imkanları ile yapılan araştırma sayısının, yayın sayısı, Ar-Ge harcaması, patent başvuruları gibi göstergelerin hepsinde ilerlemeler kaydedildiğini belirten Bakan Özlü, “Bu yıl yaşanan bütün zorluklara rağmen hayatın hemen her alanını ilgilendiren önemli reformları hayata geçirdik. Ar-Ge Reform Paketiyle bilim ve teknoloji ekosistemini oluşturan bütün bireyleri ve birimleri daha da güçlendirdik. Geçtiğimiz hafta da ülkemizin iş ve yatırım ortamı ile araştırma altyapısına büyük güç katacağına inandığımız Sınai Mülkiyet Kanunu’nu yasalaştırdık. Önümüzdeki dönemde de TÜBİTAK’ı yeniden yapılandırarak bu reformları sürdüreceğiz. Bilim ve teknoloji ekosistemimizi güçlendirecek en önemli reform ise Anayasa değişikliği olacak” dedi.
“Bilim, teknoloji ve araştırma altyapımızı, sadece kendi insanımız için değil, dünyadaki tüm bilim insanları ve araştırmacılar için bir cazibe merkezi haline getireceğiz” diyen Bakan Özlü, sözlerine şu şekilde devam etti:
“Sayın Cumhurbaşkanımızın liderliğinde daha fazla bilgi üreten, bu bilgiyi ekonomik ve sosyal faydaya dönüştüren ve böylece gücüne güç katan bir Türkiye inşa edeceğiz. Türkiye’nin hedeflerine ulaşmasında en büyük gücümüzün kendi insan kaynağımız, özellikle de bilim insanlarımız ve araştırmacılarımız olduğunu ifade etmek istiyorum.”