Tahrir Davasında yargılamalar başladı

ERZURUM - Erzurum'da terör örgütü Hizbul-Tahrir'e ilişkin 5'i tutuklu 9 sanığın yargılanmasına başlandı.

Erzurum 4. Ağır Ceza Mahkemesindeki duruşmanın ilk celsesine, tutuklu sanıklar Mehmet Hanifi Ergin ile Cengiz Karakuş, Rıfat Esen, Murat Genç ve Ferhat İncekan, tutuksuz sanıklar Hacı Kaya, Erdem Aydın ve Yunus Sezer, avukutları ile yakınları hazır bulundu. Tutuksuz yargılanan sanık İsmail Kaya ise duruşmaya katılmadı.

Mahkeme Başkanı Mustafa Kahya, sanıklardan savunmalarını yapmaları için söz verdi.

Sanıklardan Mehmet Hanifi Ergin, Ankara'da basımı yapılan ve ülke genelinde satışı yapılan aylık Köklü Değişim dergisinin Van sorumlusu olduğunu, dergi satışı için geldiği Erzurum'da tanıştığı bazı insanlarla fikir alışverişinde bulunduğunu belirterek, izin verilen "Suriye" konulu konferansın gerçekleştirilmesi konusunda kendisine suç isnat edildiğini ileri sürdü.

Konferans nedeniyle açılan stantta kitap ve dergi satışı yapıldığı ve bu yolla örgüt adına para toplandığı yolundaki iddiaların doğru olmadığını savunan sanık Ergin, şunları kaydetti:

''İddia edildiği gibi örgütün yöneticisi değilim. Konferansı düzenleyen de ben değilim. Kitap ve dergi satışından gelir elde edilmiş bu tamamen ticari bir konu. Benimle bir ilgisi yok. Evimde yapılan aramada, Kültür Bakanlığı tarafından izin verilen ve tavsiye edilen bazı kitaplar suç sayılarak emniyette dosyama konuldu."

Ergin, Hizbul-Tahrir'in 1953'de Kudüs'te kurulan siyasi bir parti olduğunu ancak kurulduktan bir hafta sonra tüzüğü sakıncalı bulunup yasaklandığını belirtti.

Amacı hilafet devleti kurmak olan örgütün, 50'nin üzerinde İslam ülkesinde siyasi faaliyetlerinin serbestçe yapıldığını anlatan Ergin, "Ancak örgütün faaliyetleri 1967'de Türkiye'de yasaklanmıştır. Ama Türkiye'de bugüne kadar gözaltına alınan binin üzerinde örgüt mensubunun üzerinde değil silah, çakı dahi bulunamamıştır. Ama buna rağmen örgüt sürekli silahlı terör örgütü olarak kabul edilmiştir. Örgütün kuruluş felsefesinde silah, cebir ve şidet kesinlikle yoktur, çünkü siyasi bir partidir. Türkiye'de onlarca İslami düşünceye sahip cemaat ve tarikat var, onlara yasak getirilmiyor, sadece bize yasak getiriliyor, bunu anlamış değilim" diye konuştu.

Tutuklu sanık Cengiz Karakuş ise savunmasında, 25 yıldır Hizbul-Tahrir fikrine sahip olduğunu ve ilk olarak 2000'in başlarında gözaltına alındığını, 13 yıldır aralıksız yargılandığını anlattı.

İlk kez bir mahkemede iddialarla ilgili görüş ve düşüncelerini özgürce dile getirdiğini ifade eden Karakuş, şöyle devam etti:

''Bu özgür ortamdan yararlanarak savunmamı örgürce yapmak istiyorum. Yargıtay'da bizimle ilgili bir ön yargı var. 'Hizbul-Tahrir işbaşına gelirse, Hiristiyanlar ile Müslümanlar arasında savaş çıkar '.Çok yanlış bir görüş, çünkü bizim kuruluş felsefemizde kesinlikle şiddet ve çatışma yoktur. Biz bütün insanları seviyoruz. Ben 8 masası olan küçük bir lokantanın işletmecisiyim. Hukuki ispatlardan yoksun delilerle suçlanıyorum. Ben terörist değilim, 6 çocuğum var. Bazı insanlar Gezi Parkı olaylarını bahane edip yakıyorlar, yıkıyorlar, öldürüyorlar, yaralıyorlar. Ama biz Müslümanız hiç kimseye şiddet uygulamıyoruz, çünkü ayet ve hadislerde cebir ve şiddet suç sayılıp yasaklanmıştır."

Rıfat Esen de Hizbul-Tahrir'in terör örgütü, kendisinin de terör örgütü üyesi olmadığını ileri sürerek, "Örgütün amacı hilafet devleti kurmak ancak, kahvelerde arakadaşları arasında yaptığım sohbetlerin terör faaliyeti kapsamında değerlendirilmesinin hukuktan yoksun bir değerlendirme" şeklinde konuştu.

Tutuklu sanık Ferhat İncekan da üniversite öğrencisi olduğunu ve mezuniyetine 2,5 ay kala gözaltına alındığını anlatarak, "Tutuklu olduğum için mezuniyetinin 13 ay uzadı. Emniyette sorgu sırasında 'Sen hilafeti istiyormusun ?'' diye soru soruldu. Her Müslüman gibi 'evet' yanıtını verdim. Hakim bey bir Müslümana nasıl böyle bir soru sorulur? Bir Müslümana dünyada sorulacak en zor soru bu sorudur'' dedi.

Tutuksuz yargılanan sanıklar Hacı Kaya, Yunus Sezer ve Erdem Aydın da savunmalarında, terör örgütü üyesi olmadıklarını, delil ve ispattan yoksun suçlarla yargılandıklarını öne sürerek beraatlerini istedi.

Tanıklar, Serkan Özbey, Ali Hüseyin Demirkaya, Ferhat Acıbalık ve Semih Er de sanıklarla ilgili hiç bir suçlamada bulunmadıklarını, emniyette ifadelerinin değiştirildiğini belirterek, Cumhuriyet Savcılığındaki ifadelerini kabul ettiklerini ifade ettiler.

Verilen aranın ardından Mahkeme Başkanı Kahya, tutuklu sanıklar Mehmet Hanifi Ergin, Cengiz Karakuş, Rıfat Esen, Murat Genç ve Ferhat İncekan'ın tahliyesine karar vererek duruşmayı erteledi.

Kaynak: AA