İstanbul İl Müftülüğü’nden ‘Annelik Onuru’ Paneli

İstanbul İl Müftülüğü, Anneler Günü nedeniyle ‘Annelik Onuru’ adlı panel düzenlendi.

Panelde konuşan Sosyolog Alev Erkilet, toplumsal değerlerin aktarılmasında aile ve annenin önemini anlattı.

İstanbul İl Müftülüğü Aile İrşat ve Rehberlik Bürosu tarafından Anneler Günü nedeniyle Fatih Ali Emiri Efendi Kültür Merkezi’nde ‘Annelik Onuru’ adlı panel düzenlendi.

İstanbul İl Müftüsü Doç. Dr. Rahmi Yâran’ın moderatörlüğündeki panele Sosyolog Alev Erkilet, Din İşleri Yüksek Kurulu’nda görev yürüten Dr. Ülfet Görgülü ve yazar Yıldız Ramazanoğlu konuşmacı olarak katıldı.

Toplumsal değerlerin aktarılmasında annenin rolü konusuna değinen Sosyolog Alev Erkilet, bir toplumu ayakta tutanın onun kendini yeniden üretebilme kabiliyeti olduğunu, bunun da sadece doğumla gerçekleşmediğini belirtti.

Erkilet, “Elbette toplum biyolojik olarak yeniden kendisini üretmesi gerekiyor. Ama aynı zamanda o toplumun temel değerlerini, normlarını, rol kalıplarını yeni gelen nesillere aktarması gerekiyor ki o, toplum olarak devam edebilsin. Değerlerin aktarılması da toplumsallaşma ile olur. Bu açıdan sosyalizasyonun 7 ajanından bahsediliyor. Birincisi tabi ki ailedir. Ondan sonra akranları, okul, dini gruplar, medya, siyasal kurumlar gibi temel sosyalizasyon ajanları sıralanabilir. Bütün bunları anlatmamın nedeni annenin toplumsal değer aktarımında en önde gelen, ilk defa çocuğu kucağında tutan olduğu için dolayısıyla her şeyi ilk öğrendiği yer anne kucağıdır. Anne çocuğu kucağına aldığı an sosyalizasyon başlamıştır. Ancak bunu karmaşıklaştıran bir tablo var. O da modernitedir. Bu da ailenin ve annenin temel sosyalleştirici ajan olarak etkisini azalttı. Ama şunu da görmemiz lazım. İlk sosyalleştirmenin gerçekleştiği alan olarak ailenin modern toplum içinde, küresel sistemdeki yeri nedir onu bilmek lazım. İşte burada bütün modern kurumlar aileden rol çalarak sosyalizasyonu gerçekleştiriyor. Yani artık okul çocuğu 3 yaşında annesinin kucağından alıyor, ana sınıfından başlayarak 21 yaşına kadar ben sosyalleştirici öğeyim diyor. Öte yandan kadın değer aktarırken aslında toplumun genel bütünsel değerlerini aktarmıyor, kendi içinde bulunduğu sınıfın değerlerini çocuğuna aktarıyor” dedi

Anneliği değersizleştirmeye çalışan yaklaşımlara değinen Yazar Yıldız Ramazanoğlu ise, “Klasik İslami kaynaklarımıza baktığımız zaman İslam’da bütün haklar kadınlara verilmiştir. Fakat Aile İrşat ve Rehberlik Bürosu’nun yapmış olduğu bir araştırmada gözüme çarpan bir rakam oldu. Bu bürolara başvuran yüzde 73’ünün kadınlar olduğuna dair bir rakam. Yüzde 73’ün kadınlar olması bize bir şey bir şey söylüyor, burada bir problem var. Tabi ki literatürümüzde, kaynaklarımızda her şeyin tozpembe göründüğü alana baktığımız zaman özelikle hızlıca günümüze geldiği zaman bunun pek parlak olmadığını görebiliyoruz. 21. yüzyıldan itibaren bu konuda ne gibi tartışmalar olduğu takip edilmeye başlandı. Mesela SSCB’de 1918’de hemen bir aile yasası çıkarılıyor. Bu aile yasasına göre insanların hepsi çalışan, emekçi olması gerekiyor. Bu şartlar altında çocuklar ortada kalacağı için onların da kurumlar tarafından yetiştirilmesi gerekiyordu. Hatta birçok yazar bunu övmüştür. SSBC’deki bu aile yasasından sonra Avrupa’da büyük tartışmalara neden olduğu görülüyor” şeklinde konuştu.

Kaynak: İHA