Doğrudan deniz suyundan, elektrikten ve CO2'den çimento kumu üretildi

Northwestern Üniversitesi'ndeki bilim insanları, deniz suyu, elektrik ve CO2 kullanarak çimento kumuna alternatif, çevre dostu bir malzeme geliştirdi.

Doğrudan deniz suyundan, elektrikten ve CO2'den çimento kumu üretildi
İnşaat sektöründe devrim yaratacak bir buluş, Northwestern Üniversitesi'ndeki bilim insanları tarafından gerçekleştirildi.
Ekip, deniz suyu, elektrik ve karbondioksit (CO2) kullanarak çimento kumuna alternatif, çevre dostu bir malzeme üretti.
Bu yeni malzeme, hem doğal kaynakların korunmasına yardımcı oluyor hem de inşaat sektörünün karbon ayak izini azaltıyor.
Geleneksel çimento üretiminin aksine, bu süreç karbonu yakalıyor ve depoluyor, böylece çevreye zarar vermek yerine katkı sağlıyor.

ÇEVRE DOSTU VE SÜRDÜRÜLEBİLİR MALZEME
Gezegenimizde en yaygın kullanılan yapay malzeme olan betonun üretimi, aynı zamanda en kirletici süreçlerden biri.
Ayrıca, beton üretiminde kullanılan kumun çıkarılması, çevresel ve finansal zorlukları beraberinde getiriyor.
Farklı oranlarda kalsiyum karbonat ve magnezyum hidroksitten oluşan bu malzeme, mercanların ve yumuşakçaların kabuklarını oluşturma sürecine benzer bir yöntemle üretiliyor.



Doğrudan deniz suyundan, elektrikten ve CO2'den çimento kumu üretildi






ÜRETİM SÜRECİ VE AVANTAJLARI
Üretim sürecinde, tanktaki iki elektrot düşük bir elektrik akımı yayarak su moleküllerini hidrojen gazı ve hidroksit iyonlarına ayırıyor.
Eklenen CO2 gazı, suyun kimyasal bileşimini değiştirerek bikarbonat iyonlarının seviyelerini artırıyor. Bu iyonlar, deniz suyundaki diğer doğal iyonlarla reaksiyona girerek elektrotlarda toplanan katı mineraller üretiyor.
Sonuç olarak, hem karbonu depolayan hem de çimentoda kum veya çakıl yerine geçebilen çok yönlü bir malzeme elde ediliyor.

UYGULAMA ALANLARI VE ESNEKLİK
Araştırmacılar, malzemenin CO2 ve deniz suyunun akış hızı, zamanlaması ve süresi ile elektriğin voltajı ve akımı ayarlanarak farklı amaçlar için farklı özelliklere sahip hale getirilebildiğini keşfetti.
Çalışmanın baş yazarı Alessandro Rotta Loria, malzemenin kimyasal bileşim, boyut, şekil ve gözeneklilik gibi özelliklerinin kontrol edilebildiğini ve farklı uygulamalara uygun hale getirilebildiğini belirtti.