Gökyüzünün Görsel Söleni Psidia'nin Antik Kentleriyle Birlesti
Yilin en etkileyici gök olaylarindan birisi olan ’Perseid Meteor Yagmuru’ Psidia bölgesinin antik kentleri olan Sagalassos ve Kibyra’da fotograf sanatçilarina görsel sölen hazirladi. Sagalassos’ta kazi çalismalarini sürdüren Doç. Dr. Peter Talloen’de ekibi ile birlikte bu essiz gökyüzü sölenini Antoninler Çesmesi’nin önünde izleyerek “Antik kentte böyle olaylari izlerken sehrin tekrar canlandigini hissediyoruz.” dedi.
Dünya’da her yil Agustos ayinda gerçeklesen Swift-Tuttle kuyruklu yildizinin biraktigi partiküllerin dünya atmosferine girmesiyle olusan Perseid meteor yagmuru isik kirliliginin olmadigi noktalarda çok rahat bir sekildi gözlemlenebiliyor. Dakikada 90 ile 100 meteorun gözlemlenebildigi 12-13 Agustos tarihlerinde fotograf sanatçilari ve vatandaslar halk arasinda yildiz kaymasi olarak bilinen bu görsel söleni takip etmek için gecenin geç saatlerine kadar gökyüzünü izliyor.
Burdur’da bulunan ve Psidia Bölgesi Antik Kentlerinden olan Sagalassos ve Kibyra Antik Kentleri de fotograf sanatçilarinin ugrak noktasi oldu. Il Kültür ve Turizm Müdürlügü’nden alinan özel izinle Perseid meteor yagmurlarini takip eden fotografçilar tarihle gökyüzünü kadrajlarinda birlestirerek gökyüzü sölenini daha anlamli hale katmaya çalisiyorlar.
Fotograf sanatçilarinin yani sira Perseid Meteor yagmurlarini takip edenlerin içinde Sagalassos Antik Kenti kazi ekibi de bulunuyordu. Tarihi yeniden ortaya çikarmaya çalisan ekibin basinda bulunan Sagalassos Kazi Baskani Bilkent Üniversitesi Arkeoloji Bölümü Ögretim Üyesi Belçikali Arkeolog Doç. Dr. Peter Talloen, yaptigi açiklamada; “ Ben 1995 yilindan itibaren Sagalassos Antik Kenti kazisinda çalisiyorum. Buraya ögrenci olarak gelmistim. Daha sonra lisans, yüksek lisans, doktora tezlerimi bitirdim. Geçen sene yani 2023’ten itibaren kazi baskani görevini sürdürüyorum. Sagalassos Psidia bölgesinde göller bölgesinin en önemli kentlerinden biri. Bu seneki çalismamizi 1 Temmuz’da baslattik ve eylül sonuna kadar burada arastirma yapmaya devam edecegiz. Sagalassos Antik dünyanin çok büyük bir kenti. Psidia için önemli bir kent. Ama nüfus açisindan 3 bin 500 en fazla 5 bin kisi yasiyordu. Biz buradaki çalismalarimizda çok sansliyiz. Çünkü Milattan sonra yedinci yüzyilda çok büyük bir deprem gerçeklesti. Fay hatti zaten kentten geçiyordu ve merkezi üssünün burada oldugunu biliyoruz. O deprem bu antik kenti neredeyse yok etti. Sonra kentin büyük bir kismi hepsi degil ama anitsal merkezi terk edildi ve her sey bu topraklar, molozun altinda kaldigindan dolayi biz o dönemdeki yapilari mekanlarin hepsi buluyoruz ve tekrar ayaga kaldiriyoruz. O bakimdan Sagalassos önemli. Onun disinda biz sadece kent de arastirma yapmiyoruz ona bagli teritoryum yani kirsal alana da bakiyoruz. Sagalassos’un alani o konuda çok önemli çünkü bin 200 km² söz konusu. Oradaki çiftlikleri, köyleri arastiriyoruz. Hangi ekonomik faaliyetler gerçeklestiriyorlar, tarimda ne vardi bu sekilde mesela hem zeytinyagi üretildigini hem sarap üretildigini de ögrendik. Böylelikle finans kaynaginin oradan geldigini biliyoruz. O yüzden bu küçücük kent kendini anitsal sekilde gösterebildi.” dedi
Burayi herkes tas olarak görüyor ama böyle etkinliklerle aslinda canli bir yer oldugunu gösteriyoruz
Burada çalismaya basladiktan sonra her yil gerçeklesen meteor yagmurlarini yurtdisi ve yurt genelinden gelen ögrencileri ile birlikte buradan takip ederek antik kente canlilik katmaya çalistiklarini da söyleyen Doç. Dr. Talloen; “ Gerçekten bu antik yapilarin arasinda öyle bir dogal fenomeni seyretmek çok keyifli. Mümkün oldugunca bunu ögrencilerle paylasmaya çalisiyoruz. Hem Türkiye’den hem de yurtdisindan gelenler var. Ekip için çok güzel bir atmosfer gerçekten. Bu sekilde birazcik hayat katiyoruz bu antik kalintilara. Herkes onlari eski tas olarak görüyor ama ekiple birlikte böyle etkinliklerde beraber oldugumuz zaman sanki bu antik hayat kismen de olsa tekrar canlaniyormus gibi geliyor. Ögrencilerin bazilari ilk defa geliyorlar ve dedigim gibi yabancilar da var. Onlarin Efes’ten, Bergama‘dan da haberler var ama Anadolu’nun içinde de böyle kentlerin oldugunu ve bu sekilde kurulan antik kentlerin oldugunu bilmiyorlar. Zaten Türk misafirleri çok ünlü biliyorsunuz. Biz köy içinde yasiyoruz sezon boyunca. Oradaki halk ile de iliski kuruyorlar. Yani pazara gidiyorlar, bir çay bahçesine gidiyorlar, sicak bir ortam, güzel bir ortam. Onlarin bu hikayeleri yurt disina götürmesini istiyoruz. Tecrübelerini aileleriyle, arkadaslariyla paylasmalarini istiyoruz. Bu sekilde turistler sadece kiyilarda kalmasin Iç Anadolu’ya da gelsinler diye düsünüyoruz. Öyle bir katkimiz oluyorsa da ne mutlu bize.” ifadelerini kullandi.
Kazilarda buldugumuz günes saati ile bu sehrin astronomi ile ilgisinin oldugunu gördük
Burada yapilan kazilarda bulanan günes saatleri ve hilal figürlerinin bulunmasiyla Sagalassos sehrinin de astronomiyle az çok iliskisinin oldugunu söyleyen Doç. Dr. Peter Talloen; “Burada yaptigimiz çalismalarda belki tam astronomi degil ama günes saatlerini kullandiklarini gördük. Hatta su anda Burdur Müzesi’nde mevcut olan bir günes saatimiz var. Sagalassos’ta bulundu. O da hemen sehrin kapisinin içinde yer aliyordu. Yani ziyaretçiler gelir gelmez hemen saatin kaç oldugunu orada görebiliyordu. Günes de yildizlarindan biri zaten. Bunun disinda dikkat çeken bir husus yerel bir tanri olarak Men Tanrisi figürlerine rastladik. Bu tanrinin asil görüldügü yer Yalvaç‘ta ama burada da ona tapiyorlardi. Sembol olarak bu tanrinin omuzlarinda hilal vardi omuzlardan çikan ve kent için bu tanrinin çok öenmli oldugunu biliyoruz. Bu yüzden yildizlara ve aya ilgilerinin oldugunu söyleyebilirim.” ifadesinde bulundu.
Sagalssos Antik Kenti’ni meteor yagmuru ile ölümsüzlestirmek istedik
Gökyüzü söleniyle tarihi kamera objektifinde birlestiren Cem Yildirim; “Her sene agustos ayinda gerçeklesen bu etkinligi biz de Burdur’un incisi Sagalassos Antik Kenti’nde izlemek istedik. Burasi dünyaca ünlü antik kentlerden bir tanesi. Bunu gerçeklesen meteor yagmuru ile birlikte ölümsüzlestirmek istedik. Daha önce Gölhisar’da Kibyra Antik Kenti’nde akabinde de burada ve bunun gibi bir çok yerde bu çekimleri gerçeklestiriyoruz.” dedi.
Sagalassos’ta çekim yapan bir diger Burdurlu doga fotografçisi Nazim Özdemir ise; “Ben firsat buldukça ülkemizin ve memleketimizin farkli yerlerinde yildiz pozlama yapmaya çalisiyorum. Bugün burada bulunmamizin sebebi yaptigimiz ise biraz daha anlam katmakti. Yildiz pozlamayi ve meteor yagmurunu herhangi bir karanlik yerde çekebilirdik ama dedigim gibi biraz daha anlam katip, Sagalassos’u ülkemizin ve özellikle Burdur’un antik sehirlerini öne çikarmak için burada çekim yapmaya karar verdik. Umarim istedigimizi yakalariz ve elimiz dolu döneriz.” sözlerine yer verdi.
Kaynak: İHA
Burdur’da bulunan ve Psidia Bölgesi Antik Kentlerinden olan Sagalassos ve Kibyra Antik Kentleri de fotograf sanatçilarinin ugrak noktasi oldu. Il Kültür ve Turizm Müdürlügü’nden alinan özel izinle Perseid meteor yagmurlarini takip eden fotografçilar tarihle gökyüzünü kadrajlarinda birlestirerek gökyüzü sölenini daha anlamli hale katmaya çalisiyorlar.
Fotograf sanatçilarinin yani sira Perseid Meteor yagmurlarini takip edenlerin içinde Sagalassos Antik Kenti kazi ekibi de bulunuyordu. Tarihi yeniden ortaya çikarmaya çalisan ekibin basinda bulunan Sagalassos Kazi Baskani Bilkent Üniversitesi Arkeoloji Bölümü Ögretim Üyesi Belçikali Arkeolog Doç. Dr. Peter Talloen, yaptigi açiklamada; “ Ben 1995 yilindan itibaren Sagalassos Antik Kenti kazisinda çalisiyorum. Buraya ögrenci olarak gelmistim. Daha sonra lisans, yüksek lisans, doktora tezlerimi bitirdim. Geçen sene yani 2023’ten itibaren kazi baskani görevini sürdürüyorum. Sagalassos Psidia bölgesinde göller bölgesinin en önemli kentlerinden biri. Bu seneki çalismamizi 1 Temmuz’da baslattik ve eylül sonuna kadar burada arastirma yapmaya devam edecegiz. Sagalassos Antik dünyanin çok büyük bir kenti. Psidia için önemli bir kent. Ama nüfus açisindan 3 bin 500 en fazla 5 bin kisi yasiyordu. Biz buradaki çalismalarimizda çok sansliyiz. Çünkü Milattan sonra yedinci yüzyilda çok büyük bir deprem gerçeklesti. Fay hatti zaten kentten geçiyordu ve merkezi üssünün burada oldugunu biliyoruz. O deprem bu antik kenti neredeyse yok etti. Sonra kentin büyük bir kismi hepsi degil ama anitsal merkezi terk edildi ve her sey bu topraklar, molozun altinda kaldigindan dolayi biz o dönemdeki yapilari mekanlarin hepsi buluyoruz ve tekrar ayaga kaldiriyoruz. O bakimdan Sagalassos önemli. Onun disinda biz sadece kent de arastirma yapmiyoruz ona bagli teritoryum yani kirsal alana da bakiyoruz. Sagalassos’un alani o konuda çok önemli çünkü bin 200 km² söz konusu. Oradaki çiftlikleri, köyleri arastiriyoruz. Hangi ekonomik faaliyetler gerçeklestiriyorlar, tarimda ne vardi bu sekilde mesela hem zeytinyagi üretildigini hem sarap üretildigini de ögrendik. Böylelikle finans kaynaginin oradan geldigini biliyoruz. O yüzden bu küçücük kent kendini anitsal sekilde gösterebildi.” dedi
Burayi herkes tas olarak görüyor ama böyle etkinliklerle aslinda canli bir yer oldugunu gösteriyoruz
Burada çalismaya basladiktan sonra her yil gerçeklesen meteor yagmurlarini yurtdisi ve yurt genelinden gelen ögrencileri ile birlikte buradan takip ederek antik kente canlilik katmaya çalistiklarini da söyleyen Doç. Dr. Talloen; “ Gerçekten bu antik yapilarin arasinda öyle bir dogal fenomeni seyretmek çok keyifli. Mümkün oldugunca bunu ögrencilerle paylasmaya çalisiyoruz. Hem Türkiye’den hem de yurtdisindan gelenler var. Ekip için çok güzel bir atmosfer gerçekten. Bu sekilde birazcik hayat katiyoruz bu antik kalintilara. Herkes onlari eski tas olarak görüyor ama ekiple birlikte böyle etkinliklerde beraber oldugumuz zaman sanki bu antik hayat kismen de olsa tekrar canlaniyormus gibi geliyor. Ögrencilerin bazilari ilk defa geliyorlar ve dedigim gibi yabancilar da var. Onlarin Efes’ten, Bergama‘dan da haberler var ama Anadolu’nun içinde de böyle kentlerin oldugunu ve bu sekilde kurulan antik kentlerin oldugunu bilmiyorlar. Zaten Türk misafirleri çok ünlü biliyorsunuz. Biz köy içinde yasiyoruz sezon boyunca. Oradaki halk ile de iliski kuruyorlar. Yani pazara gidiyorlar, bir çay bahçesine gidiyorlar, sicak bir ortam, güzel bir ortam. Onlarin bu hikayeleri yurt disina götürmesini istiyoruz. Tecrübelerini aileleriyle, arkadaslariyla paylasmalarini istiyoruz. Bu sekilde turistler sadece kiyilarda kalmasin Iç Anadolu’ya da gelsinler diye düsünüyoruz. Öyle bir katkimiz oluyorsa da ne mutlu bize.” ifadelerini kullandi.
Kazilarda buldugumuz günes saati ile bu sehrin astronomi ile ilgisinin oldugunu gördük
Burada yapilan kazilarda bulanan günes saatleri ve hilal figürlerinin bulunmasiyla Sagalassos sehrinin de astronomiyle az çok iliskisinin oldugunu söyleyen Doç. Dr. Peter Talloen; “Burada yaptigimiz çalismalarda belki tam astronomi degil ama günes saatlerini kullandiklarini gördük. Hatta su anda Burdur Müzesi’nde mevcut olan bir günes saatimiz var. Sagalassos’ta bulundu. O da hemen sehrin kapisinin içinde yer aliyordu. Yani ziyaretçiler gelir gelmez hemen saatin kaç oldugunu orada görebiliyordu. Günes de yildizlarindan biri zaten. Bunun disinda dikkat çeken bir husus yerel bir tanri olarak Men Tanrisi figürlerine rastladik. Bu tanrinin asil görüldügü yer Yalvaç‘ta ama burada da ona tapiyorlardi. Sembol olarak bu tanrinin omuzlarinda hilal vardi omuzlardan çikan ve kent için bu tanrinin çok öenmli oldugunu biliyoruz. Bu yüzden yildizlara ve aya ilgilerinin oldugunu söyleyebilirim.” ifadesinde bulundu.
Sagalssos Antik Kenti’ni meteor yagmuru ile ölümsüzlestirmek istedik
Gökyüzü söleniyle tarihi kamera objektifinde birlestiren Cem Yildirim; “Her sene agustos ayinda gerçeklesen bu etkinligi biz de Burdur’un incisi Sagalassos Antik Kenti’nde izlemek istedik. Burasi dünyaca ünlü antik kentlerden bir tanesi. Bunu gerçeklesen meteor yagmuru ile birlikte ölümsüzlestirmek istedik. Daha önce Gölhisar’da Kibyra Antik Kenti’nde akabinde de burada ve bunun gibi bir çok yerde bu çekimleri gerçeklestiriyoruz.” dedi.
Sagalassos’ta çekim yapan bir diger Burdurlu doga fotografçisi Nazim Özdemir ise; “Ben firsat buldukça ülkemizin ve memleketimizin farkli yerlerinde yildiz pozlama yapmaya çalisiyorum. Bugün burada bulunmamizin sebebi yaptigimiz ise biraz daha anlam katmakti. Yildiz pozlamayi ve meteor yagmurunu herhangi bir karanlik yerde çekebilirdik ama dedigim gibi biraz daha anlam katip, Sagalassos’u ülkemizin ve özellikle Burdur’un antik sehirlerini öne çikarmak için burada çekim yapmaya karar verdik. Umarim istedigimizi yakalariz ve elimiz dolu döneriz.” sözlerine yer verdi.