Saglikli Kentlesme Için Yerin Metrelerce Altindan Numune Aliniyor

1999 yilinda çikarilan Deprem Yönetmeligi’ne göre tüm insaat faaliyetlerinde zemin etüt raporu isteniyor. Bu raporlarin hazirlanis sürecinde bazi insaat faaliyetlerinde ise kolaya kaçildigi ve raporlarin kurallarina uygun hazirlanmadigi görülüyor. Bu konuda Türkiye’de bir ilk hayat geçirildi. Denizli Büyüksehir Belediyesi, Jeoloji Mühendisleri Odasi Denizli Subesi ve yapi denetim firmalarinin bir araya gelmesiyle olusturulan komisyon çerçevesinde, kent genelinde yapilacak tüm insaat faaliyetlerinde zemin etüt raporunun hazirlanis sürecinde bir jeoloji mühendisi sondaj çalismalarini basindan sonuna kadar yerinden takip ediyor. Çikarilan numuneleri metrajina göre ayiran mühendisler, daha sonra bu numuneleri laboratuvara göndererek elde edilen verileri insaat mühendisleriyle paylasiyor. Hazirlanan rapor dogrultusunda etüt çalismasi yapilan bölgede insaat yapilip yapilamayacagina da komisyon tarafindan karar veriliyor.

Zemin etüt raporunun proje etabinin jeolojik çalismalar ile basladigini ifade eden Jeoloji Mühendisi ve Proje Müellifi Burcu Sirin, “Biz su anda projenin etabinin ilk basamagi olan zemin etüt çalismasini yapiyoruz. Zemin etüt çalismasi da arazi, laboratuvar, laboratuvar sonuçlariyla birlikte raporlama asamalarindan olusuyor. Buradaki alinan örnekler laboratuvara gidiyor. Laboratuvarda zemine uygun olarak deneylere tabi tutuluyor. Bu deneyler sonucunda bize verilen deney sonuçlari ile birlikte biz hesaplamalar yapiyoruz. Bu hesaplamalari bir rapor sekline getiriyoruz. Bunu verileri insaat mühendisine veriyoruz, onlarda gerekli hesaplamalarla ne kadar demir ve beton kullanacaklarina karar veriyorlar. Bu çalismalarla zemin sinifini, tasima gücünü ve kat sayisini belirlemis oluyoruz” dedi.



“Hangi metreden ne çiktiysa, hiç ellenmeden laboratuvara veriyoruz”

Sondaj çalismalari hakkinda bilgi veren Jeoloji Mühendisi ve Yapi Denetim Yetkilisi Esra Yildirim da, “Su anda burada karotlu sistem gidiyor. Her 3 metrede bir numunelerimizi çekiyoruz. Numunelerimiz iç tüp ile çekiliyor, muhafaza yerin altindayken yikanmamis sekilde numunelerimizi çekeriz. Hangi metrede ne numunesi var ona bakariz. Zemin ile ilgili nedir, yer altinda ne vardir, nasil önlem alinmaliyiz ve nasil davranmaliyiz ona göre yorumlamamizi yapariz. Alinan numunelerin metrajlarini yazip bir posetin içerisine koyuyoruz. Hangi metreden ne çiktiysa, hiç ellenmeden laboratuvara veriyoruz. Laboratuvarda gerekli olan deneyler yapiliyor” ifadelerini kullandi.

“Saglikli bir kentlesmenin önünü açmak için yaptigimiz bir uygulamadir“

Sistemde birçok denetim mekanizmasinin oldugunu vurgulayan Jeoloji Mühendisleri Odasi Denizli Sube Baskani Doç. Dr. Baris Semiz ise, “Bu proje kapsaminda proje müelliflerimizin bir kismini denetçi mühendis statüsünde tescilli bürolardan olusturuyoruz. Yaklasik 15 tane tescilli denetçi büromuz var. Elde edilen verilerin raporlanmasi ve zemin etüt raporlarinin olusmasi sirasindaki denetçi mühendislerimiz tarafindan raporda kontrol edilerek nihayetine erdiriliyor. Belediyelerimiz de bulunan kontrol mühendisleri de kontrol ediyor. En son Zemin Bilgi Sistemine dahil olmak üzere Büyüksehir tarafindan kontrol ediliyor. 6 Subat depremlerinden sonra baslamis olan bir sistemdir. 20 Mart tarihi ile basladik ve daha sonraki süreçte de 15 Mayis tarihinde de Denizli Büyüksehir Belediyesinin meclis karari almasindan sonra tamamiyla yürürlüge girmistir. Aslinda Denizli olarak çok zoru basardik. Çünkü burada yapi denetim firmalarinin hepsinin bu sisteme dahil olmasi, Jeoloji Mühendisleri Odasinin ‘Bunu yüklenici olarak yapariz, biz size destek oluruz’ demesi ve Büyüksehir Belediyesinin de ’Bu yapilabilir ve yapilmasini biz de önemsiyoruz’ demesi çok önemli. Bu proje sadece Denizli’nin merkezinde degil 19 ilçesinde de uygulaniyor. Saglikli bir kentlesmenin önünü açmak için yaptigimiz bir uygulamadir diyebilirim” seklinde konustu.