Bakan Yumakli Açiklamasi 'Yusufeli Baraji'nda 3. Ünite Bu Ay Içinde Faal Olacak'

Tarim ve Orman Bakani Ibrahim Yumakli, Yusufeli Baraji’nda son testlerin yapildigini, elektrik üretim kisminin Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanligina devredilmek üzere oldugunu belirterek, "5 Ocak 2024 tarihi itibariyle doluk orani yüzde 73’e ulasti. 191 metre ve 1,5 milyar metreküplük su depolandi. Bugün itibariyle enerji üretimi için 3 adet türbinden ikisini faal hale getirdik. 3 üniteden son ünitenin de ocak ayi içinde faal hale getirmeyi hedefliyoruz. Enerji üretimine tam kapasite geçmis olacak" dedi.

Bakan Yumakli, Antalya’da gazetecilerle bir araya geldi. Gazetecilere açiklamalarda bulunup sorulari cevaplandiran Yumakli, Türkiye’nin 2028’e kadarki hayvancilik yol haritasini yakin zamanda paylasacaklarinin bilgisini verdi.

Yeni sistemde ihtiyaç duyulan kadar eti devletin Et Süt Kurumu araciligiyla hiç araci kullanmadan getirecegini dile getiren Bakan Yumakli, "Ama en önemli hedefimiz nihayetinde bu ithalati sonuçlandirmak, bitirmek olacak. Bir daha ithalat olmasin. Türkiye kendi besi materyalini üretsin. Kendi besi materyalini alsin, besicileri beslesin. Sonra da tüketiciye makul fiyattan et gelsin. Bu ithalat olan kismi aslinda toplamda bizim hayvancilik politikamizin sadece bir bölümü, küçük bir bölüm. 6 tane basligimiz var bizim. Bu baslikta hayvan hastaliklarini engellemek var. Üreticiyi güçlendirmek var. Bu isi yapacak aile isletmelerini yapisal olarak güçlendirmek var. Yani sadece 5-10 tane hayvanla bu is olmaz. Biz onlara destek olalim. Belli bir rakama ulassinlar. Ve en önemlisi de Türkiye’deki hayvan verimliligini yukari çikartalim. Bunu nasil yapacaksiniz? Verimsiz hayvanlari elemine edeceksiniz. Yerine verimli hayvanlari hem et veren hem süt veren hayvanlari getireceksiniz. Bu hayvancilik politikasi dedigim gibi açikladigimizda göreceksiniz. Bu 6 basligin en önemli kalemleri bunlar. Bunun aynisi aslinda bir büyük resimde üretim planlamasinda konusuyoruz. Aynisini bitkisel üretimde de yapiyoruz. Su anda çalismalari devam ediyor. Onlari da ayrica açiklayacagiz" ifadelerine yer verdi.

"Yanlis okundu"

Bu süreçle ilgili Hayvancilik Genel Müdürlügü’nün bir ilan yayinladigini aktaran Bakan Yumakli, "Dedik ki çok küçük belli bir bas alti hayvani olanlarin, belli bir sayinin altinda olanlar çok fazla oldugu için onlardan talebi Kirmizi Et Üreticileri Birligi toplasin. Büyük isletmeler de direkt Et Süt Kurumuna basvursun. Et Süt Kurumu diyecek ki ’Benden canli hayvan almak isteyenlere ben su sartlarda hayvan verecegim. Bu hayvanlar kaliteli hayvanlar olacak. Ben sana su sartlarda bu hayvani getirecegim. Hatta ben bunlarin hepsini kendim seçecegim’ diyecek. Et Süt Kurumu söyle diyecek: ’Ben bu hayvanlari orada seçerek alacagim bir. Gerekli hayvan hastaliklariyla ilgili gerekli asilarini yapmis olacagim, iki. Türkiye’ye getirdigim zaman bunlari size verdigimde bu hastaliklarla ilgili bir sey çikarsa sorumlusu benim’ Çünkü 21 günlük bir karantina süresi olmasi gerekiyor. O 21 günlük karantina süresi içerisinde ancak sen onun yanina baska bir hasta hayvani koyup da onu hasta edersen olmaz. Sen dogru dürüst bakmadigin için ya da o hayvani sap olan bir hayvanin yanina koyup hayvani sap hastasi yaparsan, o bende degil. Diger majör hastaliklarla alakali sorumlusu benim. 21 gün sonra da al kardesim senin. Yalniz 4 ay boyunca bunu satamazsin diyecek. Burada da istedigimiz su. Alan baskasina o da baskasina satarak yine fiyatin içeride yükselmesini engellemek. Herkes sunu yanlis okudu. Et Süt Kurumu öncekiler gibi araci firmalara yaptiracak sandi. Bunlarin hepsini kaldirdik zaten geçen sene. Sunu söylüyoruz yani. Siz besici misiniz? Evet. O zaman içeriden o besi materyalini üretenlerden gidin alin. ’Ben istedigim gibi bulamiyorum’ diyorsa, ’Tamam kaç tane istiyorsun söyle bana o zaman’ diyecegiz. Diyelim ki 10 tane. Tamam ben sana 10 tane getireyim. Ama bu içeride 100 lirayken ben sana 80 liraya verip içerideki üreticimi ezdirmem. Içeride ne kadarsa ben sana o kadardan verecegim. Yerli üreticiden almalarini istiyoruz. Yoksa baska türlü içeride bu isi yapan kalmaz, biz daha büyük miktarlarda yurt disindan ithalat yapmaya devam ederiz" dedi.

Bakan Yumakli, gençlerin tarimsal üretimin içerisinde olmasini istediklerinin altini çizerek, aile isletmelerinin ister bitkisel, ister hayvansal olsun desteklenecegine dikkat çekti.

"Verimlilik"

Üreticinin verimsiz isletmelerini, verimli hale getirmelerini öneren Bakan Yumakli, "Bizim onlara tavsiyelerimiz dogrultusunda geregini yapmalarini istiyoruz. Bir bölgede yeteri kadar isletme var, birisi geldi dedi ki, “ben yeni bir isletme kuracagim.” Ona izin vermeyecegiz. Mevcut isletmelerin kapasitelerini yükseltmeyi hedefleyecegiz. Bütün kaynaklari onlara yönlendirmis olacagiz. Özellikle gençlere, kadinlara ekstra desteklemeler olacak. Daha önce olmayan destekler. Bunlarin çalismalari devam ediyor. Biz istiyoruz ki hiç problem olmasin. Baktigimiz zaman hangi kriteri karsiliyorsa o kriterin karsiligi olan destegi alacak. Her bir kriterin bir karsiligi olacak. Burada istedigimiz sey 100’ün üstünde destekleme var. Bunlarin yönlendirici etkisi yok. Belki zamaninda varmis ama simdi yok. Biz hem bitkisel üretimi hem hayvansal üretimi yapanlar için sürdürülebilir kilmayi hedefliyoruz. “Evet ben bu isi yapmaya devam edecegim” diyecek. Verimlilik bir diger hedefimiz. Eger bir bugday ekiyorsa dönümden 280 kilo degil de çok daha fazlasini almayi hedefleyecek. Hayvansal üretimde 24 kilogram süt degil de çok daha fazla sütü almayi hedefleyecek. Sonra o ürettigi ürünü kaliteli olarak üretecek bir üretim yapisini olusturmaya çalisiyoruz. Buradaki amacimiz üretimimizi artirmak. Içerideki ihtiyaci karsilamanin yani sira yurt disina da bunlarin ihracati kolaylikla gerçeklesmis olacak. Bazi zamanlarda tedbir amaçli bazi ürünlerin ihracatini kayda bagliyoruz. Bunu da yapmak istemiyoruz ama kendi tüketicimizi de korumamiz lazim. O yüzden yeteri kadar ürünü üretelim, ürünümüz artsin ki ihracat dedigimizde hemen fiyatlar artmasin" açiklamasini yapti.

"Zeytinyaginda markalasmanin önemi"

Zeytinyagi konusuna da deginen Bakan Yumakli, Italya ve Ispanya’nin Türkiye’den dökme zeytin ithal ettiklerini belirlediklerini isaret ederek, "Türk markasiyla bir zeytinyagini göndermiyorsunuz. Dökme olarak gönderiyorsunuz. Onlar kendi markalarina siseliyorlar. Buraya diyorlar ki Ispanya’da siselenmistir. Senden 3 dolara aliyor. 8,5 avroya satiyor. Burada bizim 2 kaybimiz var. Bir tanesi, kazanman gerekenden daha az para kazaniyorsun. Ikincisi de onlarin pazarini kaybetmesini engelliyorsun, yardimci oluyorsun. Markalasmanin önemini bir kez daha görmüs olduk. Herkesin bir anda önemli markalari ortaya çikarmasi mümkün degil. Ama bizim asil istedigimiz kurumsal bir sekilde marka olusturup dünyada “evet bu Türk markasidir, hem de en iyisidir” dedirtmek. Bizim bu yilki tarimsal ürün ihracatimiz muhtemelen 31 milyar dolari olacak. Geçen sene 30 milyar dolardi. Hem kendi ihtiyacimizi gideriyoruz hem ülkedeki misafirlerin ihtiyacini gideriyoruz. Bir de üzerine 31 milyar dolar para kazaniyoruz. Bunu niye 60 milyar yapmayalim? 80 milyar yapmayalim? Kirsaldaki hayat standardini yükseltmek için diger bakanliklarla görüsüyoruz. Daha önceden baslatmis oldugumuz bir projemiz vardi. Deprem nedeniyle ara verdik. Her sey yoluna girince bunu mutlaka yapacagiz" dedi.



"Tarim sayimi 2026’da bitecek"

Türkiye’de tarim sayiminda sorunlar oldugunun altini çizerek, tarim sayimini en geç 2026 yiinda bitirmeyi hedeflediklerini ifade etti.

Sayimin bu kadar uzun sürecek olmasini açiklayan Bakan Yumakli, su bilgileri verdi: "Türkiye küçük bir ülke degil ki. Tarim da küçük bir sektör degil. En son 2001’de yapilmisti. Aradan 23 sene geçtikten sonra yapilacak olan tarim sayiminin da böyle

yapmis olmak için olmamasi gerekir. Oradan gelecek veriler bizim politikalarimiza da bir yön de verecek. Onlarin büyük birçogunu dogrulama olacak. Canli materyaller için birebir de sayim olacak. Sizin ekilebilir alanlarinizi sayacak, çikartacak, sizin ormanlik alaninizi çikartacak. Su ürünleri alanlarinizi çikartacak. Yani tarima dair ne varsa Onlarin tamamini kapsayacak bir tarim sayimi konusuyoruz. Kayit disilik konusu bizim hayvancilik politikasiyla da çözmek istedigimiz bir husus. Bütün bunlarin hepsi devreye girdikçe bu kayit disiligin azalacagini düsünüyorum. Kayit disina sebep olan seylere de bakmak lazim. Onlardan bir tanesini engellemek için çiftçi kayit sisteminde bir düzenleme yaptik. Herhangi bir sebeple miras vesaire gibi problemlerden dolayi Çiftçi Kayit Sistemi’ne kaydolamayanlara dair bir düzenleme yaptik. Böylece onlar desteklemelerden faydalanacaklar. ÇKS ile ilgili 16 Ocak’ta toplam basvuru sayisi 2 milyon 288 bin 862. Geçen yila göre yaklasik 40 bin kisi daha fazla ama dosyalar girilmeye devam ediyor. Hem dosya girisi hem de ayni zamanda kontroller yapiliyor. Bu sayi daha da artacaktir. Tamami bitince de açiklayacagiz".

"Yusufeli Baraji’nda 2 tribün faal hale geldi"

Yusufeli Baraji’nda son testlerin yapildigina deginen Bakan Yumakli, elektrik üretim kismini Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanligina devredilmek üzere oldugunu bildirdi.

Yusufeli Baraji’nin kurulu gücünün 558 megavat, yillik toplam üretiminin 1,9 milyar kilovat saat oldugunu kaydeden Bakan Ibrahim Yumakli, "Yusufeli Baraji’nin ürettigi elektrik enerjisi 2,5 milyon kisilik bir sehrin ihtiyacini karsilayacak kadar. 5 Ocak 2024 tarihi itibariyle doluk orani yüzde 73’e ulasti. 191 metre ve 1,5 milyar metreküplük su depolandi. Inanilmaz bir rakam. Bugün itibariyle enerji üretimi için 3 adet türbinden ikisini faal hale getirdik. Son ünitenin, yani 3 üniteden son ünitenin de ocak ayi içinde faal hale getirmeyi hedefliyoruz. Enerji üretimine tam kapasite geçmis olacak. Üç ünitenin de testleri bitip tamamlandiginda artik bizim görevimiz sona ermis olacak" diye konustu.



"Üretim planlamasi olacak"

Üretim planlamasiyla ilgili olarak yasal düzenlemeler ve ikincil mevzuatlarin olustugunu belirten Bakan Yumakli, "Hep diyoruz ya “Türkiye’de üretim planlamasi yok.” Iste olacak. Ancak Türkiye gibi böyle genis bir yelpazede üretim yapan bir ülkenin, “Ben karar verdim, su tarihten itibaren dügmeye basiyorum, artik her seyi planliyoruz” demesi mümkün degil? Yüzlerce çesit ürün var. Dolayisiyla, stratejik ürünlerden baslayarak bunlarin planlamasi yapilacak. Sistem oturdukça bu halka genisletilecek ve yeni ürünler bunlarin içerisine dahil olacak. Ilk etapta hububat ve yagli tohumlar, olacak. Hayvansal üretim ise tamami olacak. Ve yine söylüyorum; bizim sübvansiyonlu krediler, TKDK destekleri, bizim desteklerimiz, o yapilari hep bu üretim planlamasini destekler nitelikte olacak. Türkiye’nin tamaminda baslayacak. Pilot il uygulamasi olmayacak. Vakit kaybetmek istemiyoruz. Agustos ayinin sonu itibariyle her seyin bitmis olacak. Çünkü eylülden itibaren bu bahsettigimiz ürünlerde sistem uygulanmaya baslayacak" dedi.



"Sütte üretici zarar görmesin"

Süt noktasinda prensiplerinin hiçbir zaman üreticinin zarar etmemesi üzerine kurulu oldugunun altini çizen Bakan Yumakli, kendilerinin ombudsman gibi duracagini ve üreticinin zarar etmeyecegi bir sistematigin olmadi gerektigini söyledi.



"Çünkü sütü sadece süt olarak görmüyoruz" diyen Bakan Yumakli, "Ayni zamanda et üretimiyle alakali da çok büyük bir etkisi var. Sütten memnun kalinmadiginda sektörden çikiliyor. Sektörden çikildiginda kisa bir süre sonra katlamali olarak problem geri dönmüs oluyor. Dolayisiyla bizim birincil amacimiz, üreticinin zarar etmemis olmasi. Bu konuda iste Ulusal Süt Çalistayi’nda üreticiler, sanayiciler ve akademisyenler çalisti. Burada herkesin uzlasmasi gerekiyor. Nedir mesela? Bir isletme bir isletmede 150 bas hayvan olmasiyla 450 bas hayvan olmasinin arasinda inanilmaz bir maliyet farki var. Hatta bin 450 adet hayvanin varsa senin birim basina düsen maliyetin daha da düser. Arti hayvan basina alinan süt miktari mesela. 25 kilo aliyorsan baska bir sey, 45 kilo aliyorsan baska bir sey. Biz istiyoruz ki burada herkes konussun. Bu kismin çalistayda çözülecegini düsünüyoruz" açiklamasini yapti.

"Denetimler siklastirildi"

Gida enflasyonuna da deginen Bakan Yumakli, "Ticaret Bakanligi ile ortaklasa çalisiyoruz. Maliyetin üzerine makul kâra hiç kimse bir sey söylemiyor. Önemli olan maliyeti dogru hesapla, üzerine makul kar koymak. Bu sektörden sektöre degisir. Ancak sunu bizim kabul etmemiz lazim. Gelecekte olacagini varsaydigin ya da gönlün öyle istedigi için “yüzde yirmi de ben su payini koyuyorum” deyip o fiyattan insanlara sattigin andan itibaren baska bir problem olusuyor. Ya da iste üretici üretti, tüccar aldi, tüccar da malin fiyati fiyatlansin diye piyasaya azar azar veriyor. Bu da bir problem. Bunlari yakaladigimiz anda gerekeni yapiyoruz. Ister bizim tarafimizda olsun, ister Ticaret Bakanligi tarafinda olsun. Bu konuda denetimlerimizi siklastirdik" degerlendirmesinde bulundu.

"Türkiye tohumcu bir ülke"

Geçen sene devletin yaklasik tarim sektörüne 64 milyar liralik kaynak aktardigini dile getiren Bakan Yumakli, önümüzdeki sene aktarilacak rakam 91,5 milyar olacagini kaydetti.

Bu kaynaklarin dogru yerlere gitmesi gerektigini isaret eden Yumakli, "25-30 sene sonranin taslarini simdiden dösememiz gerekir. Iklim degisikligi hayatin her anini etkileyecek ama tarimi daha çok etkileyecek. Tarim demek, gida demek, gida güvenligi demek. Hem mevcudu korumaniz gerekir hem artirmaniz gerekir. Hatta bunu da planli bir sekilde yapmaniz gerekir. Tohum tartismasinin da artik gündemden çikmasi lazim. Yüzde 90’i yerli olan binin üzerinde firmamiz var. Bunlar Ar-Ge yapiyorlar. Bunlar dünyaya tohum satmaya basladi.

Acaba dünya bize tohum vermezse aç kalir miyiz? Hiçbir sey olmaz. Hiçbir endisemiz yok. Bizim girisimcilerimiz inanilmaz. Kurumlarimiz öyle. Mesela TIGEM var. TAGEM üretiyor. Bir ürün gelistiriyor. Onu sahada görmek lazim degil mi? TAGEM çalismalarini yaptiktan sonra bunu TIGEM yapiyor. TIGEM o büyük alanlarda bunlarin deneme üretimlerini yaptiktan sonra iyi sonuç aldiysa bunlari çogaltiyor ve piyasaya veriyor. Çiftçilerimize veriyor. Sifirdan baslasak bile TIGEM yeniden hayati baslatabilecek donanima sahip. TIGEM’in disinda da bir de özel sektör var. Antalya’da bir firmamiz mesela. 6 sene sonra üretime girecek olan ürünü bugünden çalisiyorlar ve o 6 seneyi bir metot degisikligiyle 2 seneye kadar indirmisler. Sebzenin yüzde 90’inin tohumunu üretiyoruz. Sadece kislik sebzelerin yüzde 10’u kaldi. Global dünyada artik sen sadece satacaksin, hiç almayacaksin diye bir sey yok. Rekabet çok sert yani. Türkiye, artik her yerde tohumcu ülke olarak kabul ediliyor. Rekabetçi bir yapimiz var" ifadelerine yer verdi.

"Tüketiciyi koruma amaçli yapilir"

Türkiye’de bir stratejik, bir de algida stratejik ürünlerin oldugunu belirten Bakan Yumakli, "Iste patates, sogan, seker, yag gibi. Stokumuz yeterli diyoruz ama adamin bir tanesi bir laf ediyor herkes o ürünün talebini artiriyor. Bizim ihracati engellemek gibi bir derdimiz yok. Içeriye dönüp sunu söylüyoruz. “Lütfen olmasi gerekenin üzerinde bir fiyatlama davranisi göstermeyin.” Ticaret Bakanimiz Ömer Bolat sürekli söylüyor. Gerekli oldugunda tüketiciyi de koruma amaçli yapilir" açiklamalarinda bulundu.
Kaynak: İHA