Emine Erdoğan: Dalları göğe uzanan bir çınar olacağız

Yazma kitap sanatlarının eşsiz örneklerinin yer aldığı Valide Sultanlar Yazma Eser Sergisi’nin açılışına katılan Emine Erdoğan, “Cumhuriyetimizde yeni bir yüzyıla girdiğimiz bugünlerde, kadim geçmişiyle bağını sürdüren, geleceği şekillendiren, kökleri derinde, dalları göğe uzanan bir çınar olma hayalini taşıyoruz” dedi.

Emine Erdoğan: Dalları göğe uzanan bir çınar olacağız
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın eşi Emine Erdoğan, Kültür ve Turizm Bakanlığı tarafından Rami Kışla Kütüphanesi'nde düzenlenen Valide Sultanlar Yazma Eser Sergisi açılış programına katıldı. Valide sultanlara ait yazma eserler koleksiyonu ve çeşitli ilim dallarıyla ilgili 60'a yakın eser, ilk kez kültür ve sanat meraklıları ile buluştu.

İLİM ALTINDAN KIYMETLİ

Programda konuşan Emine Erdoğan, şunları söyledi: Horasan, Semerkant, Buhara, Bağdat, Şam, Tebriz gibi ilmin başkentleri, yüzlerce yıl nice alimi topraklarından doğurup yetiştirdi. Yüzlerce yıl nice alimler, bu topraklardan yetişti. Bugün bu sergi vesilesiyle bir kısmına tanık olduğumuz yazma eserler köklü tarihimizin de asırlarca farklı coğrafyalarda hüküm süren medeniyetimizin göstergeleridir. Bizim anlayışımızda ilim altından daha kıymetli, kılıçtan daha keskindir. İstanbul'un fethiyle birlikte, Doğu'nun ve Batı'nın en işlek zekalarının Devlet-i Aliyye'nin himayesine girmek istedikleri, vesikalardan izlenebiliyor.

Emine Erdoğan: Dalları göğe uzanan bir çınar olacağız

GÖNÜL SINIRLARIMIZA ULAŞTI

Bu bakış açısıyla, Osmanlı dönemindeki valide sultanlar gibi, tarihimizdeki öncü isimlerin ilmi ve kültürümüzü muhafaza etme çabalarını takdirle öne çıkaran etkinlikleri ayrıca önemsiyorum. Cumhuriyetimizde yeni bir yüzyıla girdiğimiz bugünlerde, kadim geçmişiyle bağını sürdüren, geleceği şekillendiren, kökleri derinde, dalları göğe uzanan bir çınar olma hayalini taşıyoruz. Türkiye Yüzyılı'nda yazma eserlerdeki kadim bilgiyi çağdaş araştırmacılarla buluşturacak faaliyetlerin giderek yaygınlaşmasını canı gönülden temenni ediyorum. Bu özel yapılar Anadolu şehirlerimizin sokaklarında, imparatorluğun gönül sınırlarının ulaştığı nice coğrafyada beklemediğiniz bir anda karşınıza çıkabiliyor. Cami, medrese, hamam ve çarşı gibi hayatın çeşitli bölümlerinde insana merkezi mekan olan külliyeler, işlevselliğini yüzyıllardır koruyarak bugünkü mimariye ilham olmayı sürdürüyor. Bu eserler kadar, ilmi ve sanatı günümüze kadar taşıyan kıymetli yazma eserleri derlemiş olmaları ayrıca takdire şayan.

HAFIZALARIMIZA KAZINACAK

İslami ilimlerden felsefeye, tasavvuftan tarih ve coğrafyaya, optik, matematik ve tıbba dek her sayfası mücevher değerinde sayısız yazma eser valide sultanlar sayesinde günümüze ulaşıyor. Himaye ettikleri ve halkın hizmetine sundukları medeniyet yadigarları ile hafızalarımıza kazınıyorlar.
Tezhiple, minyatür, mimari ve doğa betimlemeleriyle bezenen eserler sayesinde, Osmanlının hat, cilt ve süsleme sanatlarındaki tekamülünün izleri sürülebiliyor. Araştırmacılar, valide sultanların ilme katkılarının mevcut kitapları biriktirmekle sınırlı kalmayıp, önemli eserleri şerh ve tercüme ettirdiklerini de kaydediyorlar. Yabancı seyyahlar halka açık kütüphanelerden çok etkilenmiş ve görevlilerin ilgisini 'Doğululara özgü lütufkar bir Müslüman nezaketi.' ifadeleriyle kaleme almışlar. Elbette tüm bu çabanın ardındaki motivasyon dinimizin bize emrettiği sadaka ve zekat ibadetidir.

TARİHE YAZILACAK

Dini vecibeleri tercüme faaliyetleriyle, kütüphanelerle, öğrenci okutarak yerine getirmek, İslam'ın ve Müslümanların ilme verdiği değerin somutlaşmış örneğidir. Bu çabalar neticesinde bir Mimar Sinan, bir Sedefkar Mehmet Ağa, bir Davud Ağa gibi sanatkarlar yetişiyor ve bugünün bilim dünyasına dahi ışık tutacak ölümsüz eserler bırakabiliyor. Bugün de ülkemizin öncü isimleri, hayır için yarıştıkları ilme ve kültüre yatırımı bir vazife olarak gördükleri oranda geleceğimize ışık olacak, isimlerini hürmetle yad edilecek şekilde tarihe yazdıracaklardır.'

500 YILLIK HEDİYE

Programda, Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Nuri Ersoy ile Türkiye Yazma Eserler Kurumu Başkanı Prof. Dr. Ferruh Özpilavcı da birer konuşma yaptı. Konuşmaların ardından Emine Erdoğan'a Osmanlı hat sanatının kurucusu kabul edilen Şeyh Hamdullah tarafından 500 yıl önce yazılan Mushaf-I Şerif hediye edildi. Program, hatıra fotoğrafı çekimi ile sona erdi. Emine Erdoğan, daha sonra sergiyi gezerek eserler hakkında bilgi aldı.