Sapinuva'da 3 Bin 500 Yillik Hububat Silosu Bulundu

Dünyanin en büyük medeniyetlerinden biri olan Hitit Imparatorlugu’na bir dönem baskentlik yapan ayni zamanda en önemli dini ve askeri merkezlerinden birisi olan Sapinuva’da yürütülen arkeolojik kazilarda 3 bin 500 yillik hububat silosu bulundu.

Sapinuva'da 3 Bin 500 Yillik Hububat Silosu Bulundu
Sapinuva ören yerindeki Islikler Mahallesi olarak adlandirilan bölgede bulunarak gün yüzüne çikarilan silo, dogal toprak içine yapilmis olmasiyla dikkat çekiyor. Diger Hitit kentlerindeki hububat silolarindan farkli olarak topragin içine oyularak insa edilen silonun tabaninda tas yerine toprak tercih edilirken hububatlarin nemlenmemesi için kanallar ve kanallarin baglandigi sizinti kuyusu bulunuyor.

Sapinuva Kazi Baskani Hitit Üniversitesi Fen Edebiyat Fakültesi Arkeoloji Bölümü Dr. Ögretim Üyesi Önder Ipek, 2014 yilinda Prof. Dr. Aygül Süel tarafindan yürütülen kazi çalismalarinda iki ayri islik (atölye) yapisinin çikarildigina dikkat çekerek, bu isliklerde Hitit dönemindeki maden teknolojisinin ögrenilmesi açisindan islik yapilarinin önemli bir bulus oldugunu söyledi.



Bu kesifte bazi ayak körüklerinin bulundugunu hatirlatan Dr. Ögretim Üyesi Önder Ipek, körüklerin yani sira islikte maden teknolojisinin önemli kanitlarindan potalar, kaliplar ve bazi madeni aletlerin bulundugunu da dile getirdi.

Kutsal mekanlarin yer aldigi Agilönü ve Idari yapi ile depolarin bulundugu Tepelerarasi mevkisi olmak üzere ikiye ayrilan antik kentteki kazi çalismalarinin son yillarda isliklerin de yer aldigi “G” alani olarak adlandirilan Tepelerarasi bölgesinde yapildigini anlatan Kazi Baskani Ipek, “Islik-1 yapisinin batisindaki alanda çalismalara devam ettik. Burasinin islikler mahallesi olarak adlandirilmasinin nedeni birden fazla atölyenin bulunmasiydi. Çalistigimiz alanda da islik yapisi olabilecegini düsünerek bu alanda kazi çalismalarini devam ettirdik. 2022 yilinda bölgede baslayan çalismalar bu yilda devam ediyor. Ancak çalismalari sonlandirdigimizda bu alanin bir silo oldugunu gördük. Bu tür silolarin örneklerinin Hattusa ve Alacahöyük’te de oldugunu biliyoruz. Diger Hitit kentlerinde de bu tür bugday ya da hububat silolari mevcut. Kaman Kalehöyük ve Sivas’taki Kusakli Höyük’te de yine bu tür silolarinin varligini biliyoruz. Sapinuva’da önceki yillarda Agilönü mevkiinde bulunan iki silo haricinde ana topraga oyulmus böyle büyük bir silo yapisi bulduk” dedi

Silo yapisinin özellikleri ve teknik yapisi hakkinda da bilgi veren Ipek, “Silonun ana özelliklerinden birisi ana topragin oyulmasi ile yapilmis. Silo 10x5 metre ebatlarinda, 3 metre 40 santimetre derinliginden olusuyor. Teknik olarak da Hattusa’da ve Alacahöyük’te bulunan silolar gibi tabani tas dösemeli bir yapiya sahip degil. Silonun tabani tas döseme yerine topraktan olusuyor. Ayrica Hattusa’da ve Alacahöyük örneklerinde oldugu gibi silo içerisindeki nemin tahliye edilmesi için dört farkli yönden kanal açilarak kanallarin üzeri yassi taslarla kapatilmis. Bu kanallar, içerideki nemin merkezdeki sizinti çukuruna tahliye edilmesi için yapilmis. Bu teknigi diger Hitit kentlerinde de gözlemliyoruz. Ayrica yaptigimiz inceleme de kanallarin belirli bir egimle sizinti kuyusuna baglandigini tespit ettik. Buradan aldigimiz bazi toprak örneklerinin de incelemesi yapiliyor. Burada hangi hububatin depolandigini da yapilan incelemeler sonucu ortaya çikacak” ifadelerini kullandi.
Kaynak: İHA