(Özel) Vefat Eden Çocuklarinin Mezarini Paylasamadilar

Bursa’da oglunu trafik kazasinda kaybeden anne, 11 yil önce ayrildigi esi ile uzlasarak oglunu aile mezarligina defnetti. Ölümünden bir hafta sonra oglu için mevlit okutan acili anne, kapisina gelen polis ekiplerinin ihbariyla sarsildi. Oglunun cenazesinin babasi tarafindan mezardan çikarilip baska kente götürüldügünü ögrenen gözü yasli anne, "Ben oglumun mezarina sarilamayacak miyim" derken, acili baba ise oglunun mezarini belediyeye basvurularak aldigini iddia etti.

(Özel) Vefat Eden Çocuklarinin Mezarini Paylasamadilar
Bursa’nin Gemlik ilçesinde geçen yil haziran ayinda trafik kazasi geçiren Berat Tav, kaldirildigi hastanede hayatini kaybetti. Yasanan olay üzerine gözü yasli anne Ayse Karadeniz 11 yil önce ayrildigi esi Mahmut Tav ile uzlasarak, vefat eden oglunu Turan Köy’de bulunan aile mezarligina defnetmeye karar verdi. Bunun üzerine hastaneden cenazelerini alan anne ve baba oglu için düzenlenen cenaze töreninin ardindan çocuklari Berat Tav’i topraga verdi. Bir hafta sonra oglu için mevlit okutan Ayse Karadeniz kapisinda polis ekiplerini buldu. Anne Ayse Karadeniz’in iddiasina göre oglunun cenazesi babasi tarafindan mezardan çikarilip, memleketi Kocaeli Kandira’ya götürüldügünü ögrendi. Acili anne daha aldigi haberle sarsilirken, "Ben oglumun mezarina sarilip, koklayamayacak miyim ?" dedi.

Acili baba Mahmut Tav ise oglunun mezarini belediyeye basvurularak aldigini iddia ederken, konu davaya tasindi.

Konuya açiklik getiren Avukat Deniz Sarikas, "Herhangi bir defin islemi tamamlandiktan sonra, naasin nakliye islemi için belediyelerden izin alinmasi sarttir. Bunu bize 27467 sayili yönetmelik madde 41 söylüyor. Bu maddeye yükümlülügüne göre önce belediyeye basvuru yapilmasi lazim. Belediyenin tabibi onay vermesi lazim. Ardindan nakil isleminin son bulmasi lazim. Bunun usulü bu sekildedir ve bu usule aykiri davranislarda savciliga suç durusunda bulunulmasi gerekir” seklinde konustu.

Gözü yasli anne Ayse Karadeniz, "Geçen yil 25 Haziran’da oglum Gemlik’te bir trafik kazasi geçiriyor ve bir buçuk saatlik çalisma sonrasi sikistigi araçtan çikarilip hastaneye kaldiriliyor. Hastanede ameliyata aliniyor ama beyin kanamasi geçirdigi için oglum vefat ediyor. Ertesi gün biz de cenazeyi teslim almak için morgun önünde bekliyoruz. Ben savcidan cenazeyi bana teslim etmesini istedim. Savci bey de yasal olarak babaya teslim edilecegini söyleyip aranizda uzlasabilirsiniz dedi.

Bende ayrildigim esimle konustum ve ikimizde benim Turan köyde bulunan aile mezarligina defnetme konusunda anlastik. Daha sonra cenazemizi hastaneden alip buraya defnettik. Hatta buraya baba ve yegenim oglumu kendi elleriyle kabre indiriyor. Aradan bir hafta geçiyor ve biz oglumun 7. günü mevlidini okuturken baba gelip mezardan oglumu kaçiriyor. Cenazeyi Izmit’e götürüyorlar. Orada bir tanidigimiz görüyor ve durumu polise bildiriyor. Durum üzerine polis buradaki mezarliga bakiyor ve bos oldugunu görüp durumu bize bildiriyor. Ben de hemen Kestel Jandarma Komutanligina giderek suç duyurusunda bulundum. Hiçbir sekilde savcilik karari olmadan oglum mezarindan çikarilip illegal yollarla Izmit Kandira’ya kaçiriliyor. Ben oglumun cenazesinin geri gelmesini istiyorum” dedi.



“Ben oglumun mezarina sarilip, koklayamiyorum”

Acili anne, “Kizim bu olayi duydugunda sinir krizi geçirdi. Onunla ilgilenmek zorunda kaldim. Ben acimi yasayamiyorum, çünkü oglumu defnettikleri yer bana araçla gitsem 3 saatlik uzaklikta. Hatta babasi da orada yasamiyor. Kendisi Istanbul’da yasiyor. Ben her gün travma üzerine travma yasiyorum. Istedigim zaman oglumun mezarina gidemiyorum. Her gün acim tazeleniyor. Ben oglumun topragina sarilip, öpemiyorum, koklayamiyorum. Bu nedenle davanin bir an evvel açilmasini ve mezarin getirilmesini istiyorum" diye konustu.

Baba Mahmut Tav ise, "Bana dava açmislar. Devlet, oglumun cenazesini bana verdi. Ben ilaçlarla kendimi kaybetmistim, kendimde degildim. Bursa Turan Köyü Mezarligi diye bir mezarlik söylemisler, aile mezarligiymis. 1 hafta sonra kendime geldigimde bu mezarligin sahipsizler mezarligi oldugunu ögrendim. Oraya gittigimde de belediyeye müracaat ettim. Belediye de beni Bursa’da Mezarliklar Müdürlügü’ne gönderdi. Belediye de, ‘Savci sana verdi, babasi sensin. Oglunu istedigin yere koyabilirsin’ dedi.

Ben de alip köyüme, Kocaeli Karaagaç köyüne getirttim. Ben Istanbul’da ikamet ediyorum, oglum ve kizim Bursa’da okuyordu. Bunlara ben bakiyordum, aile olarak ayriyiz ama aramizda da bir sikinti yok. Çocuklarimi da hiçbir zaman magdur etmedim" dedi.

Mahmut Tav, "Su anda bir kizim var. O da benimle konusmuyor, konusturtmuyorlar. Yeter diye bir teyzeleri var. Bunlarin aklini karistiran da o. Ben bakiyorsam, babasi ben isem biraksinlar, oglumun cenazesini istedigim yere koyayim. Ben cenazeyi kafama göre almadim, öyle bir terbiyesizlik yapmadim. Oglumu bu saatten sonra biraksinlar, yerinde rahat yatsin. Ben oglumu aldim, köyüme defnettirdim. Ayni islemleri tekrar yaptirttik. Ben oglumu çalmadim, getirdim, ailemin yanina gömdürdüm. Onlarin da mezarligi orada. Onlar kendi mezarligina koysa yine sesimi çikartmazdim. Ama hepsi bize kin güttü. Ben de babasi olarak gerekeni yaptim. Devlet bana bu yüzden ceza verecekse, ben hazirim. Bu zamana kadar siktim kendimi, bundan sonra da gereken neyse ben yapacagim. Evraklarimi verdim, hepsi avukatta. Oglumu kaybetmisim, benim bu saatten sonra dünya umurumda degil. Oglumun mezarina gidebileyim diye oraya dükkan açtim. Her seyden sogudum, yapamiyorum artik. Ben her seyi devlet kanaliyla yaptim’ dedi.

Kaynak: İHA