'2053 Net Sifir' Hedefi Için Anahtar Jeotermal Enerjide

Türkiye’nin sera gazi emisyon oranlarinda tüm dünyaya ilân ettigi “2053 yilinda Net Sifir” hedefine ulasilmasi için, yenilenebilir enerji kaynaklarina yapilacak yatirimlar hayati önem tasiyor.

'2053 Net Sifir' Hedefi Için Anahtar Jeotermal Enerjide
22 Haziran Dünya Yenilenebilir Enerji Günü’nde degerlendirmelerde bulunan Jeotermal Enerji Dernegi (JED) Yönetim Kurulu Baskani Ali Kindap, “2053 Net Sifir” hedefine ulasmak için anahtar rolün jeotermalde olduguna dikkat çekti.

Dünyanin 4’üncü Avrupa’nin en yüksek jeotermal kaynak potansiyeline sahip Türkiye’nin, jeotermal enerjiden kapasitesinin çok altinda yararlandigini vurgulayan Kindap, buna karsilik yenilenebilir enerji kaynaklari içinde kapasite faktörü ve sürdürülebilirlik özelligi en yüksek kaynagin jeotermal oldugunu söyledi.



2053 yilinda Türkiye’nin toplam elektrik enerjisi kurulu gücünde jeotermalin yüzde 8 oraninda pay almasini, konut isitmasinda ise ülkenin tamaminin ihtiyacini karsilamayi hedeflediklerini hatirlatan Kindap, su degerlendirmeyi yapti:

62 bin MW kesfedilmis jeotermal kaynak

“Jeotermal enerji kaynakli elektrik üretiminde bugün itibariyla bin 700 MW kurulu güce ulasmis durumdayiz. Termal turizm, jeotermal seracilik, konut isitmasi gibi faktörlerle birlikte 5 bin 20 MW entegre kullanimimiz bulunuyor. Buna karsilik Maden Tetkik Arama Kurumu’nun (MTA) verilerine göre kesfedilmis jeotermal kaynak potansiyelimiz 62 bin MW. Kesfi yapilmamis kaynaklarla birlikte bunun çok üzerinde bir kaynak varligina sahibiz. En yüksek seviyede kapasite faktörüne sahip ve sürdürülebilir bir enerji kaynaginin temsilcileri olarak, Türkiye’nin enerji dönüsümünde, sürdürülebilirlik eksenli bir bakis açisindan vazgeçemeyecegini özellikle vurgulamak istiyorum. Tüm dünyada ve Türkiye’de yenilenebilir enerjiye dönük çok etkili politikalar baslamisken, jeotermal enerji sektörünün temsilcileri olarak, yeteneklerimizi ve kapasitemizi tam olarak yansitan bir noktada olmak istiyoruz. Türkiye Istatistik Kurumu (TÜIK) tarafindan yayinlanan emisyon verisine göre 2021 yilinda bir önceki yila göre yüzde 7.7 oraninda sera gazi emisyonumuzu artirdik. Kisi basi 6.7 ton karbondioksit esdegeri ile tarihi rekor seviyesine ulastik. Bu veri bir önceki yila göre yüzde 7,7 oraninda artisa karsilik geliyor. 2053 yili için belirledigimiz ‘Net Sifir’ hedefimize ulasmak için daha fazla çalismamiz ve yenilenebilir enerji kaynaklarina daha fazla yatirim yapmamiz gerekiyor.”

"1990 yili emisyon seviyesinin 2.5 kat üzerindeyiz"

Birçok Avrupa ülkesinin 2030 yilinda, 1990’daki sera gazi emisyon seviyesinin yüzde 70 altina düsmeyi ve 2045 yilinda da net sifir seviyesine ulasmayi hedefledigine isaret eden Kindap; pek çok Avrupa ülkesinin ise an itibariyla 1990 yili seviyelerini yakaladigini hatirlatti.

Türkiye’nin ise 1990 yili emisyon seviyesinin 2.5 kat üzerinde oldugunu kaydeden JED Baskani Ali Kindap, “Hâlâ havamizi bir önceki yila göre daha fazla kirletmekte israr ediyoruz. Ulusal hedeflerimize baktigimizda, 2053 yilinda emisyon seviyemizi sifirlayacagimiz görülüyor. Bu hedefe ulasmamiz için ayaklarimizin altinda degere dönüsmeyi bekleyen jeotermalden çok daha yüksek seviyede yararlanmamiz sart” diye konustu.

Kaynak: İHA