Antalya'da Yörükler Yaylalara Yerlesmeye Basladi

Antalya’nin Akseki, Manavgat, Gündogmus ve Alanya ilçelerinde yasayan Yörükler, havalarin isinmasiyla yaylalara göç etmeye basladi. Yörükler her yil çiktiklari yaylalardaki obalarina yerlesmeye basladi. Yaylaya çikan Yörüklerin bazilari tas ile çevrili obalarda kalirken, bazilari ise ata gelenekleri olan kil çadirlarda kaliyor.

Antalya'da Yörükler Yaylalara Yerlesmeye Basladi
Antalya’nin çesitli köylerinde yasayan ve hayvancilik disinda geçim kaynaklari bulunmayan Yörükler, havalarin isinmasi üzerine daha serin olan yaylalarin yolunu tuttu. Yaz mevsimini Akseki’nin 2 bin 200 rakimli Göktepe ve Gündogmus ilçesinin Egrigöl Yaylasi’nda geçirecek Yörüklerin ana geçim kaynagi olan keçiler ise çobanlar tarafindan otlatilarak götürülüp getiriliyor. Bazi Yörükler ise hayvanlarini kamyonlara yükleyerek yaylalarina getiriyor. Yörükler, yaklasik 4 - 5 ay burada kaliyor. Yaylanin temiz havasi ve muhtesem dogasinda hayvanlarini besleyen Yörükler, atalarinin mirasini yasatiyor.

Hayvancilik ata meslegi

Manavgat ilçesi Gebece Mahallesi’nde yasayan Duran Topaça (71) hayvancilik mesleginin atalarindan kaldigini söyledi.

Hayvanlarini yaylaya çikararak obalarina yerlestiklerini anlatan Topaça, "Hayvancilik baba meslegimizdir. Çocuk yastan bu yana hayvancilik yapiyorum. Her geçen yil bu meslekte zorlasiyor. Çocuklarimin da kil keçileri bulunmaktadir. Hep birlikte keçilerimizi otlatmak için yaylaya çikmak zorundayiz. Hava sartlarina göre her yil mayis ayi sonlarinda, hayvanlarimizla beraber Akseki’nin Yarpuz Mahallesi yakinlarindaki Kakliktas Yaylasi’na çikiyoruz. Su an obalarimiza yerlestik. Yine hava sartlarina göre eylül ayi sonunda, kasim ayi baslarinda ise tekrar köyümüze dönecegiz" diye konustu.

Topaça, keçilerin sütünden yogurt ve peynir yaptiklarini dile getirerek, hayvanlarinin yaylada dogal ortamda beslendiklerini, peynir ve yaginin oldukça lezzetli oldugunu, bunlari yaylaya kadar gelen özel müsterilere sattiklarini belirtti.



Yagmurlar nedeniyle bu yil geç çiktilar

Bu yil bahar yagmurlarinin fazla yagmasindan dolayi yaylaya 15 gün geç çiktiklarini anlatan Topaça, "Eskiden yaylaya bundan 15 gün önce çikardik. Bu yil bahar yagmurlari oldukça fazla yagdi. Biz yüksek rakimli yaylada kaldigimiz için yildirim düsmelerine karsin yaylaya geç çikmak zorunda kaldik. Yagmurlar ile birlikte Yaylalarda bu yil ise çok güzel ot var" diye konustu.



"Böyle gelmisiz böyle gidiyoruz"

Yörüklerden Hatice Uçar ise, Toroslar’in zirvesinde hayvanlariyla geçimlerini saglamak için yazin yaylaya çikmak zorunda kaldiklarini söyledi.

Hayvanciligin ata meslekleri oldugunu ve geleneklerini sürdürerek daglarda kil çadirda kaldiklarini anlatan Uçar, "Yaylada bizim evimiz, kil çadirdir. Bizim mutfagimiz, her seyimiz daglardir. Zorda olsa alistik. Bize artik zor gelmiyor. Su sorunumuz olmasa daha iyi ama su sorunumuz var. Suyu tankerlere doldurup geliyoruz. Yasam sartlarimiz bu. Yaylaya çikmak zorundayiz. Yapmasak olmuyoruz. Böyle gelmisiz böyle gidiyoruz. Mecburen yapiyoruz. Yapacagimiz baska bir isimiz yok. Göçer yasamin zorluklari çok" diye konustu.

Kaynak: İHA