Kene Ile Mücadelede Tedbir, Erken Tani Ve Tedavi Önemli

Kene isirmalari ile birlikte görülmeye baslayan Kirim Kongo Kanamali Atesi’ne (KKKA) karsi uyarilarda bulunan Yozgat Bozok Üniversitesi Tip Fakültesi Enfeksiyon Hastaliklari ve Klinik Mkrobiyoloji Anabilim Dali Baskani Prof. Dr. Çigdem Kader, kene ile mücadelede en etkili yöntemin tedbir, erken tani ve tedavi oldugunu söyledi.

Kene Ile Mücadelede Tedbir, Erken Tani Ve Tedavi Önemli
Ilk olarak Kongo’da görülen daha sonra ise Birinci Dünya Savasi sonlarinda da Kirim’da rastlanmasindan dolayi Kirim Kongo Kanamali Atesi adini alan kene isirmasi sonucu meydana gelen hastalikla ilgili Yozgat Bozok Üniversitesi Tip Fakültesi Enfeksiyon Hastaliklari ve Klinik Mkrobiyoloji Anabilim Dali Baskani Prof. Dr. Çigdem Kader açiklamalarda bulundu. Kader, havalarin isinmasiyla keneye bagli Kirim Kongo Kanamali Atesi (KKKA) vakalarinda artis yasanacagini söyledi.

Türkiye’de ilk vakalarin Kelkit Vadisi’nde görüldügünü ve hastalarin birçogunun Tokat’tan geldigi için ilk basta “Tokat Hastaligi” adinin verildigi Kirim Kongo Kanamali Atesi hastaliginin tanisinin Türkiye’de ilk kez 2003 yilindan sonra konuldugunu belirten Kader, vakalara en fazla Tokat, Sivas, Yozgat ve Gümüshane gibi illerde rastlanildigina degindi.

Çiplak elle keneyi çikarmayin

Yozgat’ta mutlak tanisi konulmayan ancak Kirim Kongo Kanamali Atesi hastaliginin belirtilerini tasiyan iki vakanin tedavi gördügünü ifade eden Kader, “Spesifik bir tedavisi olmayan bir hastalik olan Kirim Kongo kanamali atesi vakalarin yüzde 95’i kurtulabiliyor. Hastalarin yüzde 5’i ise tedavisi olmadigi için ölümle sonuçlanarak kaybedilebiliyor. Özellikle erken vakalarda ve destek tedavisi yapilan vakalarda kurtulma sansi var, Bunun için kirsal kesim dönüslerinde kisilerin kendilerini, vücutlarinda kene tutunup tutunmamalarina karsi kontrol etmeleri çok önemli. Vücutlarinda herhangi bir kene tutunmasi fark ettikleri ilk anda öncelikle kendileri keneyi vücutlarindan uzaklastirmalari gerekiyor. Fakat çiplak elle degil, mümkünse bir eldivenle keneyi vücuttan uzaklastirmalarini öneriyoruz. Eldiven bulunamadigi durumlarda bir bez parçasi, bir kagit veya naylon parçasi ile keneye temas etmeden vücuttan kisa sürede uzaklastirmalari çok önemli. Burada önemli olan en kisa sürede saglik kurulusuna basvurup gerekli tetkiklerin yapilmasi gerekiyor.” dedi.



En ufak belirtide saglik kurulusuna basvurun

Kene ile temas eden kisiler de meydana gelen belirtileri de siralayan Kader, “Bu hastaligin belirtileri ilk olarak herhangi bir gribal enfeksiyon gibi halsizlik, yorgunluk, vücut kirginligi, ates yüksekligi ile basliyor. Daha sonra tani konulmadan ilerlerse herhangi bir destek tedavisi olmadan ilerlerse kanamalarla seyredip organ yetmezlikleriyle ölümle sonuçlanabiliyor. Dolayisiyla kene temas etmis kisilerin kendi kendilerini 7 ile 10 gün süreyle takip etmeleri gerekiyor. En ufak bir halsizlik, kirginlik, kas güçsüzlügü, üsüme, titremeyle yükselen ates, bulanti, kusma, ishal gibi rahatsizliklarin herhangi birisi olmasi dahilinde en yakin saglik kurulusuna en kisa sürede basvurmalari çok önemli.” seklinde konustu.



Kirsalda açik renkli giysiler giyinin

Keneden korunmak için kirsalda korunma yöntemlerini de anlatan Kader, “Keneler daha çok vücuda bacaklarimiz ve ellerimiz araciligiyla ulastigi için yerle temas eden bacaklarimizi korumak için pantolonlarin üzerine çoraplarimizi çekmek önemli. Ve açik renkli giyinmek önemli. Uzun kollu gömlek ya da tisört giyiyoruz mümkünse. Ve kirsal alandan, tarladan, bahçeden, çalismadan evimize döndükten sonra mutlaka tüm vücudumuzu çok dikkatli bir sekilde kontrol etmemiz gerekiyor. Özellikle keneler kasiklar, koltukalti gibi nemli ve sicak olan bölgelerimizi daha çok seviyor ve gidip o bölgelerde yerlesebiliyorlar. Ayrica sirtimiz, ensemiz, gözümüzle görmeyecegimiz vücudumuzun noktalarini da evde bulunan bir aile bireyiyle kontrol ederek mutlaka vücudumuzun her bölgesine bakmamiz gerekiyor.” ifadelerine yer verdi.
Kaynak: İHA