Sahurdan Hemen Sonra Yatmak Reflü Ataklarini Tetikleyebilir
Ilk teravih namazi 22 Mart Çarsamba günü kilinacak, çarsambayi persembeye baglayan gece de ilk oruç için sahura kalkilacak. Ramazan ayina sayili saatler kala iftarda ve sahurda fazla yemek yenmesinin ve sahurda yemekten hemen sonra yatilmasinin reflü ataklarini tetikleyecegi uyarisinda bulunan Gastroenteroloji Uzm. Dr. Sibel Tetik, midelerinde gastrit veya ülser sorunu olanlarin oruç tutmaya baslamadan önce tedavilerini tamamlamasini tavsiye etti.
Ramazan’da ögün aralarinin oldukça uzadigina dikkat çeken Gastroenteroloji Uzm. Dr. Sibel Tetik, bu durumun mide rahatsizliklari olanlarda hastaliklari tetikledigini belirtti.
Özellikle mide ve onikiparmak bagirsagi ülseri olanlar, kan sulandirici ve romatizma ilaçlari kullanan hastalarin, mide rahatsizliklari ve mide kanamasi riski açisindan dikkatli olmasi gerektiginin altini çizen Tetik, “Bu kisilerin Ramazan ayini herhangi bir mide rahatsizligi yasamadan saglikla geçirmeleri için bir uzmana danismalarinda fayda vardir. Özellikle yasli, kronik hastaligi nedeniyle sik ilaç kullanmasi gerekenler, beslenme problemi olanlar, hamileler, çocuklar, sik yemek yemesi gerekenler, mide ameliyati geçirenler, yakin zamanda ülseri olanlarda uzun süreli açlik dönemlerinde istenmeyen saglik problemleri olusabilir. Bu tür problemleri olan kisilerin oruç tutma konusunda uzman doktora danismalari önerilir” dedi.
“Çok ve hizli yemek hazimsizliga yol açiyor”
Oruç tutarken mide rahatsizligi geçirme riski en yüksek olan kisilerin gastrit, ülser ve reflü hastaligi olanlar oldugunu vurgulayan Tetik, su uyarilarda bulundu:
“Iftarda ve sahurda fazla yemek yenmesi, sahurda yemekten hemen sonra yatilmasi, reflü ataklarini tetikleyebilir. Ayrica uzun süren açlik sonrasinda zamanla sindirim sisteminin hareketleri de azalmaktadir. Bu nedenle iftarda hizli ve fazla yemek karinda siskinlige, hazimsizliga yol açabilmektedir. Midelerinde gastrit veya ülser sorunu olanlarin oruç tutmaya baslamadan önce tedavilerini tamamlamalari tavsiye edilmektedir. Mide yakinmalari hafif boyutta olan kisilerin, diyet ve ilaç gibi önlemlerle oruç tutmasinda bir sakinca görülmemektedir. Kronik hastaligi, geçirilmis ülseri veya mide kanamasi olanlarin ise Ramazan öncesinde bir uzmana basvurarak gereken önlemler almalari, gerekiyorsa bu süreci ilaç tedavisi ile desteklemeleri gerekmektedir. Henüz tedavisi süren ülser hastalari, yeni geçirilmis mide kanamasi, mide kanseri, ciddi reflü hastaligi veya çesitli mide hastaliklari nedeniyle beslenme güçlügü olanlarin oruç tutmalari ise saglik açisindan sakincali olabilmektedir.”
“Iftara çorba ile baslayin”
Iftara çorbasiz baslanmamasi gerektigini de sözlerine ekleyen Tetik, özellikle sebze ve yogurtlu çorbalarin hem sindirimi kolaylastirdigini hem de doygunluk hissi verecegi için fazla ve agir yemek yemeyi engelledigini belirtti.
Doyma hissinin ilk lokmadan 13 dakika sonra beyne ulastigina dikkat çeken Sibel Tetik, bu yüzden çorbadan ana yemege geçmeden önce 3-4 dakika ara verilmesini önerdi.
Oruç döneminde mide ve bagirsak sistemi istirahate çekilir
“Oruç döneminde mide, bagirsak sistemi istirahate çekilir. Bir ay süresince bu sistem kendini yeniler ve organize eder. Diger zamanlarda çokça tüketilen sigara, alkol gibi zararli maddelerin daha az alinmasi da bu sistemin yenilenmesini hizlandirir. Bu da direkt olarak mide, bagirsak ve karacigeri hem dinlendirir, hem de kendilerini yenilemelerine firsat verir” diyen Tetik, saglikli bir Ramazan geçirmek adina yapilmasi gerekenler hakkinda önerilerini ise söyle siraladi: “Kabuklu meyve tüketmek hem tokluk hissini artirir hem de vitamin destegi saglar. Böylece bagirsaklarin çalismasina da yardimci olur. Iftarda uzun süreli açlik sonrasi hizli ve çok yemek yemenin saglik için tehlikeli oldugu unutulmamalidir. Gidalarin yavas ve iyice çignenerek yutulmasi, daha az gida ile doymayi saglamaktadir. Iftardan 1-1.5 saat geçtikten sonra 45-60 dakika boyunca tempolu bir sekilde yürüyün. Bu metabolizmanizin yavaslamasini engeller. Böylece hem formunuz hem de sagliginizi korumus olursunuz.”
Sahurda asiri yagli, tuzlu, sekerli ve unlu gidalardan uzak durulmali
Tetik, sahur sofrasinda bulunmasi gerekenler hakkinda ise su bilgileri paylasti: “Sahurda süt, yumurta, domates, salatalik, yesil sebzeler ve tercihen tam bugday unundan yapilmis ekmekten olusan hafif bir kahvalti yapilmasi ya da çorba, sebze ve zeytinyagli yemeklerden olusan bir ögün tercih edilmesi gerekir. Tika basa doymadan sofradan kalkilmalidir. Özellikle koroner arter hastaligi ve hipertansiyonu olan hastalar hamurlu, tuzlu ve kizartma türü yiyeceklerden uzak durmalilar. Vücut direncini artirmak ve vücuda yeterli miktarda vitamin ve mineral alinmasini saglamak için sebze ve meyvelerin sik tüketilmesi gerekir. Asiri yagli, tuzlu, sekerli ve unlu gidalardan uzak durulmalidir. Özellikle sahur yapilmasi ihmal edilmemelidir. Ramazan’da uzun saatler susuz kalinacak olmasi nedeniyle vücuttaki su ve mineral kaybi artar. Kaybin yerine konulmasi için iftardan itibaren sahur sonuna kadar ayran, taze sikilmis meyve ve sebze sulari gibi bol sivi ve su alinmasi çok önemlidir. Susama hissi olmasa bile özellikle yeterli sivi alimina dikkat edilmelidir. Terle kaybedilen su ve minerali azaltmak için günün sicak saatlerinde güneste kalmamaya, gereksiz ve asiri efor sarf etmemeye dikkat edilmelidir.”
Kaynak: İHA
Özellikle mide ve onikiparmak bagirsagi ülseri olanlar, kan sulandirici ve romatizma ilaçlari kullanan hastalarin, mide rahatsizliklari ve mide kanamasi riski açisindan dikkatli olmasi gerektiginin altini çizen Tetik, “Bu kisilerin Ramazan ayini herhangi bir mide rahatsizligi yasamadan saglikla geçirmeleri için bir uzmana danismalarinda fayda vardir. Özellikle yasli, kronik hastaligi nedeniyle sik ilaç kullanmasi gerekenler, beslenme problemi olanlar, hamileler, çocuklar, sik yemek yemesi gerekenler, mide ameliyati geçirenler, yakin zamanda ülseri olanlarda uzun süreli açlik dönemlerinde istenmeyen saglik problemleri olusabilir. Bu tür problemleri olan kisilerin oruç tutma konusunda uzman doktora danismalari önerilir” dedi.
“Çok ve hizli yemek hazimsizliga yol açiyor”
Oruç tutarken mide rahatsizligi geçirme riski en yüksek olan kisilerin gastrit, ülser ve reflü hastaligi olanlar oldugunu vurgulayan Tetik, su uyarilarda bulundu:
“Iftarda ve sahurda fazla yemek yenmesi, sahurda yemekten hemen sonra yatilmasi, reflü ataklarini tetikleyebilir. Ayrica uzun süren açlik sonrasinda zamanla sindirim sisteminin hareketleri de azalmaktadir. Bu nedenle iftarda hizli ve fazla yemek karinda siskinlige, hazimsizliga yol açabilmektedir. Midelerinde gastrit veya ülser sorunu olanlarin oruç tutmaya baslamadan önce tedavilerini tamamlamalari tavsiye edilmektedir. Mide yakinmalari hafif boyutta olan kisilerin, diyet ve ilaç gibi önlemlerle oruç tutmasinda bir sakinca görülmemektedir. Kronik hastaligi, geçirilmis ülseri veya mide kanamasi olanlarin ise Ramazan öncesinde bir uzmana basvurarak gereken önlemler almalari, gerekiyorsa bu süreci ilaç tedavisi ile desteklemeleri gerekmektedir. Henüz tedavisi süren ülser hastalari, yeni geçirilmis mide kanamasi, mide kanseri, ciddi reflü hastaligi veya çesitli mide hastaliklari nedeniyle beslenme güçlügü olanlarin oruç tutmalari ise saglik açisindan sakincali olabilmektedir.”
“Iftara çorba ile baslayin”
Iftara çorbasiz baslanmamasi gerektigini de sözlerine ekleyen Tetik, özellikle sebze ve yogurtlu çorbalarin hem sindirimi kolaylastirdigini hem de doygunluk hissi verecegi için fazla ve agir yemek yemeyi engelledigini belirtti.
Doyma hissinin ilk lokmadan 13 dakika sonra beyne ulastigina dikkat çeken Sibel Tetik, bu yüzden çorbadan ana yemege geçmeden önce 3-4 dakika ara verilmesini önerdi.
Oruç döneminde mide ve bagirsak sistemi istirahate çekilir
“Oruç döneminde mide, bagirsak sistemi istirahate çekilir. Bir ay süresince bu sistem kendini yeniler ve organize eder. Diger zamanlarda çokça tüketilen sigara, alkol gibi zararli maddelerin daha az alinmasi da bu sistemin yenilenmesini hizlandirir. Bu da direkt olarak mide, bagirsak ve karacigeri hem dinlendirir, hem de kendilerini yenilemelerine firsat verir” diyen Tetik, saglikli bir Ramazan geçirmek adina yapilmasi gerekenler hakkinda önerilerini ise söyle siraladi: “Kabuklu meyve tüketmek hem tokluk hissini artirir hem de vitamin destegi saglar. Böylece bagirsaklarin çalismasina da yardimci olur. Iftarda uzun süreli açlik sonrasi hizli ve çok yemek yemenin saglik için tehlikeli oldugu unutulmamalidir. Gidalarin yavas ve iyice çignenerek yutulmasi, daha az gida ile doymayi saglamaktadir. Iftardan 1-1.5 saat geçtikten sonra 45-60 dakika boyunca tempolu bir sekilde yürüyün. Bu metabolizmanizin yavaslamasini engeller. Böylece hem formunuz hem de sagliginizi korumus olursunuz.”
Sahurda asiri yagli, tuzlu, sekerli ve unlu gidalardan uzak durulmali
Tetik, sahur sofrasinda bulunmasi gerekenler hakkinda ise su bilgileri paylasti: “Sahurda süt, yumurta, domates, salatalik, yesil sebzeler ve tercihen tam bugday unundan yapilmis ekmekten olusan hafif bir kahvalti yapilmasi ya da çorba, sebze ve zeytinyagli yemeklerden olusan bir ögün tercih edilmesi gerekir. Tika basa doymadan sofradan kalkilmalidir. Özellikle koroner arter hastaligi ve hipertansiyonu olan hastalar hamurlu, tuzlu ve kizartma türü yiyeceklerden uzak durmalilar. Vücut direncini artirmak ve vücuda yeterli miktarda vitamin ve mineral alinmasini saglamak için sebze ve meyvelerin sik tüketilmesi gerekir. Asiri yagli, tuzlu, sekerli ve unlu gidalardan uzak durulmalidir. Özellikle sahur yapilmasi ihmal edilmemelidir. Ramazan’da uzun saatler susuz kalinacak olmasi nedeniyle vücuttaki su ve mineral kaybi artar. Kaybin yerine konulmasi için iftardan itibaren sahur sonuna kadar ayran, taze sikilmis meyve ve sebze sulari gibi bol sivi ve su alinmasi çok önemlidir. Susama hissi olmasa bile özellikle yeterli sivi alimina dikkat edilmelidir. Terle kaybedilen su ve minerali azaltmak için günün sicak saatlerinde güneste kalmamaya, gereksiz ve asiri efor sarf etmemeye dikkat edilmelidir.”