Dirençli Hipertansiyon Hastalarina 'Oruç' Uyarisi
Kosuyolu Yüksek Ihtisas Egitim Arastirma Hastanesinde görevli Kardiyoloji Uzmani Doç. Dr. Hakan Çakir, Ramazan ayi öncesi orucun faydalarina deginerek dikkat edilmesi gereken konularda da uyarilarda bulundu. Doç. Dr. Hakan Çakir, “Kalp yetmezligi ve dirençli hipertansiyon hastalarimizin oruç tutmalarini önermiyoruz” dedi.
Ramazan ayina günler kala Kosuyolu Yüksek Ihtisas Egitim Arastirma Hastanesi Kardiyoloji Uzmani Doç. Dr. Hakan Çakir, orucun vücut sagligina olan faydalarina deginirken saglik sorunu olan vatandaslara ise uyarilarda bulundu. Oruç tutmanin kolesterol panelini iyilestirdigini vurgulayan Çakir, saglik sorunlari olan vatandaslarin ise doktor onayi ile birlikte oruç tutmalarini önerdi.
“Oruç tutmanin kolesterol panelini iyilestirdigi gözlemlendi”
Oruç tutmanin saglik açisindan faydalarina deginen Doç. Dr. Hakan Çakir, “Oruç tutmanin kardiyovasküler sistem üzerindeki etkileriyle alakali çalismalar çok kisitli. Bu konuda edindigimiz bilgiler kisitli veri ve kisisel deneyimlerden kaynaklaniyor. Yapilan çalisma sonuçlarina göre; oruç tutmanin kolesterol panelini iyilestirdigi gözlemlenmis. Oruç tutma esnasinda kalori aliminin kisitlanmasi ve açlik durumu insülin direncini iyilestirmekte. Insülin direncinin artmis olmasi hastanin kilo vermesinde yararli oluyor. Yine hastalardaki inflamasyonu (iltihap) azaltiyor. Diger yandan oruç tutmanin psikolojik yönü de var. Bu da özellikle kardiyovasküler sistem hastaligi olanlarda depresyon sikligini azaltmakta” dedi.
“Dirençli hipertansiyon hastalarimizin oruç tutmalarini önermiyoruz”
Sözlerine devam eden Doç. Dr. Hakan Çakir, “Özellikle semptomatik kardiyovasküler sistem hastaligi olanlarda oruç tutmak sakincali. Bilinen bir kalp yetmezligi olan bir hasta hala semptomatik nefes darligi çekiyorsa, ciddi ödemleri varsa bu durumda oruç tutmasini önermiyoruz. Yine ileri devre kalp yetmezligi olan hastalarimiz klinik olarak stabil olsalar dahi oruç tutmalarini önermiyoruz. Sah damarina stent taktigimiz hastalar, stent sonrasi ilk 6 ay süresince yüksek riskli dönemde oluyorlar. Bu hastalarimizin da islem sonrasi ilk 6 ay içerisinde oruç tutmasini önermiyoruz. Önemli konulardan biri olan dirençli hipertansiyon hastalarimizda oruç tutmalarini önermedigimiz gruplar arasinda” diye konustu.
“Iftarda islenmis karbonhidrat ve unlu mamullerden uzak durmalarini öneriyoruz”
Iftarda lifli ve proteinli gidalarin tüketilmesi gerektigini belirten Çakir, “Özellikle yaz aylarinda oruç tuttugumuzda çok fazla sivi kaybi oluyor. Bu nedenle iftar ve sahur araliginda yeterli sivi almalari gerekiyor. Oruç tutan hastalarimizin yaptigi en büyük hata, iftar saatinde açligin verdigi etkiyle çok agir ve yagli beslenmeleri. Bu durum için Türk Kardiyoloji Dernegi sunu öneriyor; yemeklerini iftar ile sahur arasinda 3’e bölmelerini öneriyorlar. Iftarda islenmis karbonhidrat ve unlu mamullerden uzak durmalarini öneriyoruz. Daha çok lifli ve proteinli gidalar almalari gerekiyor. Birçok kalp hastasi oruç tutmaya basladiginda ilaçlarini kesmek zorunda kaliyor. Oruç tutacak hastalarimizin bu durumu doktorlariyla görüserek kararlastirmasi gerekiyor. Eger hasta tek doz ilaç kullaniyorsa bu ilaci sahura ve iftara kaydirabiliyorsa ilacini alabilir. Sürekli ayni saatte almali” dedi.
Kaynak: İHA
“Oruç tutmanin kolesterol panelini iyilestirdigi gözlemlendi”
Oruç tutmanin saglik açisindan faydalarina deginen Doç. Dr. Hakan Çakir, “Oruç tutmanin kardiyovasküler sistem üzerindeki etkileriyle alakali çalismalar çok kisitli. Bu konuda edindigimiz bilgiler kisitli veri ve kisisel deneyimlerden kaynaklaniyor. Yapilan çalisma sonuçlarina göre; oruç tutmanin kolesterol panelini iyilestirdigi gözlemlenmis. Oruç tutma esnasinda kalori aliminin kisitlanmasi ve açlik durumu insülin direncini iyilestirmekte. Insülin direncinin artmis olmasi hastanin kilo vermesinde yararli oluyor. Yine hastalardaki inflamasyonu (iltihap) azaltiyor. Diger yandan oruç tutmanin psikolojik yönü de var. Bu da özellikle kardiyovasküler sistem hastaligi olanlarda depresyon sikligini azaltmakta” dedi.
“Dirençli hipertansiyon hastalarimizin oruç tutmalarini önermiyoruz”
Sözlerine devam eden Doç. Dr. Hakan Çakir, “Özellikle semptomatik kardiyovasküler sistem hastaligi olanlarda oruç tutmak sakincali. Bilinen bir kalp yetmezligi olan bir hasta hala semptomatik nefes darligi çekiyorsa, ciddi ödemleri varsa bu durumda oruç tutmasini önermiyoruz. Yine ileri devre kalp yetmezligi olan hastalarimiz klinik olarak stabil olsalar dahi oruç tutmalarini önermiyoruz. Sah damarina stent taktigimiz hastalar, stent sonrasi ilk 6 ay süresince yüksek riskli dönemde oluyorlar. Bu hastalarimizin da islem sonrasi ilk 6 ay içerisinde oruç tutmasini önermiyoruz. Önemli konulardan biri olan dirençli hipertansiyon hastalarimizda oruç tutmalarini önermedigimiz gruplar arasinda” diye konustu.
“Iftarda islenmis karbonhidrat ve unlu mamullerden uzak durmalarini öneriyoruz”
Iftarda lifli ve proteinli gidalarin tüketilmesi gerektigini belirten Çakir, “Özellikle yaz aylarinda oruç tuttugumuzda çok fazla sivi kaybi oluyor. Bu nedenle iftar ve sahur araliginda yeterli sivi almalari gerekiyor. Oruç tutan hastalarimizin yaptigi en büyük hata, iftar saatinde açligin verdigi etkiyle çok agir ve yagli beslenmeleri. Bu durum için Türk Kardiyoloji Dernegi sunu öneriyor; yemeklerini iftar ile sahur arasinda 3’e bölmelerini öneriyorlar. Iftarda islenmis karbonhidrat ve unlu mamullerden uzak durmalarini öneriyoruz. Daha çok lifli ve proteinli gidalar almalari gerekiyor. Birçok kalp hastasi oruç tutmaya basladiginda ilaçlarini kesmek zorunda kaliyor. Oruç tutacak hastalarimizin bu durumu doktorlariyla görüserek kararlastirmasi gerekiyor. Eger hasta tek doz ilaç kullaniyorsa bu ilaci sahura ve iftara kaydirabiliyorsa ilacini alabilir. Sürekli ayni saatte almali” dedi.