'Filistin' Temali 15. Istanbul Edebiyat Festivali Basladi
Türkiye Yazarlar Birligi Istanbul Subesi tarafindan düzenlenen 15. Istanbul Edebiyat Festivali’nin açilisi tarihi Kizlaragasi Medresesi’nde gerçeklestirildi. Bu sene "Filistin" temasiyla hazirlanan festivalin açilisina, Filistin’in yasayan en büyük yazari olarak taninan Ibrahim Nasrallah onur konugu olarak katildi.

Kur’an-i Kerim tilavetiyle baslayan program, Hakki Demir Anadolu Imam Hatip Lisesi ögrencilerinin geleneksel müzikleri ve Filistin ezgilerini seslendirmesi ile devam etti. 5 gün boyunca Rami Kütüphanesi’nde misafirlerini agirlayacak olan festivalin açilis konusmalarini Türkiye Yazarlar Birliginin kurucusu D. Mehmet Dogan, Filistin siirinin en büyük temsilcilerinden Ibrahim Nasrallah ve Türkiye Yazarlar Birligi Istanbul Subesi Baskani Mahmut Biyikli yapti. "Bir Filistin vardi, bir Filistin gene var" sloganiyla düzenlenen festivalin açilisina vatandaslar yogun ilgi gösterirken, programda Filistin edebiyatina ömür veren usta edebiyatçilara ve Türkiye’de Filistin’e dair edebi çalismalar yapan isimlere ödülleri takdim edildi.
"Filistin edebiyatini inceledigimizde bir direnis edebiyati çikiyor"
Festival hakkinda konusan Türkiye Yazarlar Birligi Istanbul Subesi Baskani Mahmut Biyikli, "Türkiye Yazarlar Birligi Istanbul Subesi olarak 15 yildan beri Istanbul Edebiyat Festivali’ni düzenlemekteyiz. Her sene edebi anlamda bir kavramla, temayla edebiyatseverlerin karsisina çikiyoruz. Bu sene malumunuz oldugu üzere Filistin’deki soykirim sebebiyle aslinda Filistin’i edebi anlamda ve kültürel anlamda da Türkiye gündemine tasimamiz gerektigi düsüncesiyle bu festivalin temasini Filistin olarak belirledik. Filistin edebiyatina dair Türkiye’de çok böyle bir bilgi yok. Halkimiz, özellikle aydinlar Filistin’e, Filistin edebiyatçilarinin eserlerine çok uzak kalmislar. Bu program vesilesiyle bir anlamda Filistin edebiyatinin öncü isimlerine dikkat çekmek istedik. Onlarin eserlerinin Türkiye kamuoyunun gündemine gelmesine ve yayincilarimizin o eserleri yayinlamasina da bir isaret olmasi amacini tasiyoruz. Filistin’de edebiyat güçlü bir silah. Bugün baktigimizda soykirima ve siyonist teröre direnen gençlerin edebiyattan önemli bir beslenme içerisinde olduklarini, önemli bir motivasyon bulduklarini görüyoruz. Dolayisiyla Filistin edebiyatini inceledigimizde bir direnis edebiyati çikiyor. Bir vatan edebiyati çikiyor. Çünkü Filistin’in kalemleri hem yaziyla istigal etmisler hem de cephede direnmisler. Dolayisiyla bir milletin edebiyati varsa o millet, millet olma vasfi tasiyor. Filistin halki da güçlü olan edebiyatlarini, edebi birikimlerini her zaman canli tutuyorlar ve canli tutmayi da basarmis bir millet" ifadelerini kullandi.
"Israil yüzyildan beri öncelikli olarak Filistinli sairleri ve sanatçilari öldürüyor"
Filistin’in Israil’e direnisinde edebiyati kullandigini belirten Biyikli, "Çünkü siyonistler Filistin’in sadece topraklarini isgal etmiyorlar. Kültürel anlamda bütün hafizasini da yok ediyorlar. Edebi birikimini yok ediyorlar. O yüzden Filistinli önemli bir yazarin çok güzel bir ifadesi var. Diyor ki; ’Israil evlerimizi, köylerimizi, bahçelerimizi yikar ama biz yazarak, edebiyata tasiyarak o köylerimizi, bahçelerimizi, sehirlerimizi ebedilestiriyoruz’ diyor. Israil son savasta da yüzyildan beri öncelikli olarak Filistinli sairleri ve sanatçilari öldürüyor. Çünkü Filistinli sanatçilarin halk üzerindeki etkisini bildikleri için. Hatta eski Israil Savunma Bakanlarindan birisi öldürdükleri sair için diyor ki; ’10 suikast yikimindan daha etkiliydi onun yazdiklari’ diyor. Bu Filistinliler Filistin’in disinda da kalsa, Filistin’de de olsa maalesef Israil onlari çesitli suikastlarla yok etmeye çalisiyor. Biz de bu festivalde öldürülen, yok edilen, adi unutulmaya çalisan, eserleri yok edilen Filistinli sairleri gündeme getirerek onlarin adini ebedilestirmeye, onlarin eserlerini kiyamete kadar hafizalarda diri tutmaya çalisiyoruz" dedi.
"Bu bizim için onurlandirici bir gün"
Açilis programina onur konugu olarak katilan Filistin siirinin temsilcilerinden Ibrahim Nasrallah ise, "Bu bizim için onurlandirici bir gün. Sadece benim için degil, bütün Filistin halki için. Bu ödül zamaninda denk geldi. Benim iki romanim ilk defa Türkçeye tercüme ediliyor, yakinda yayinlanacak. Bu iki romanin tercüme edilmesiyle ilk defa Türk halki, kültür insanlari veya edebiyata merakli insanlar romanlar vasitasiyla Filistin kültürü, tarihi ve oradaki direnisle ilgili daha yakindan bilgi edinme firsati bulacaklar. Ben bu vesilelerin Türkiye ve Arap ülkeleri, Türk edebiyati ve Arap edebiyati arasinda daha genis bir tanismaya firsat olacagini düsünüyorum. O açidan da çok mutluyum" seklinde konustu.
