Onlarca Kisinin Öldügü Sel Için DSI Asli Kusurlu Bulundu
Kastamonu’nun Bozkurt ilçesinde yasanan sel felaketinde hayatlarini kaybedenlerin yakinlari tarafindan açilan davada DSI asli kusurlu, Bozkurt Belediyesi ise kusurlu bulundu. Selde yakinlarini kaybeden vatandaslar, DSI ve Bozkurt Belediyesinin tazminatlarini ödemesini talep etti.
Kastamonu’nun Bozkurt ilçesinde 11 Agustos 2021’de Ezine Çayi’nin tasmasi neticesinde meydana gelen selde 65 kisi hayatini kaybederken, 8 kisi kayboldu, onlarca binada zarar meydana geldi. Yasanan felaketin ardindan hayatini kaybedenlerin yakinlari, Kastamonu Idare Mahkemesine basvurarak dava açti. 7 kisilik bilirkisi raporunun ardindan Idare Mahkemesi, 2 yil süren yargilama sürecinin ardindan magdurlari hakli bularak, DSI 23. Bölge Müdürlügünü asli kusurlu, Bozkurt Belediyesini de kusurlu buldu. Bunun üzerine Idare Mahkemesi, DSI ve Bozkurt Belediyesini selde hayatlarini kaybeden yakinlarina tazminat ödemeye mahkum etti. Bunun üzerine DSI icranin geri birakilmasi karari aldi. Magdurlarin yakinlarinin iddiasina göre Bozkurt Belediyesi de hurda bir araci mal varligi seklinde göstererek süreci yaklasik 4 yila kadar uzatti. Sel magdurlari, DSI ve Bozkurt Belediyesi’nin bu tutumundan vazgeçerek tazminatlarinin ödenmesini talep etti.
“DSI, tehiri icra karari alarak sel magdurlarini ikinci kez magdur etmislerdir”
Kastamonu Idare Mahkemesinin kararinin ardindan DSI’nin tehiri icra karari alarak süreci 4 yil daha uzattigini ve sel magdurlarini ikinci kez magdur ettigini söyleyen Avukat Oguzhan Yazimci, “11 Agustos 2021 tarihinde Bozkurt’ta ülkemiz tarihinin en büyük sel felaketi yasandi. Bu felaketti, yikim o kadar fazlaydi ki insanlarimiz kayboldu, onlarca insanimiz vefat etti, binlerce insan is yerlerini ve evlerini kaybetti. Devletimiz felaketin ilk gününden itibaren tüm kurumlari ve tüm birimleriyle birlikte aylarca sel bölgesinde çalisma yürüttüler. Insanüstü özveriyle sel bölgesinde kayip insanlarin bulunmasi ve magduriyetlerin giderilmesi, Bozkurt’ta yasamin yeniden baslamasi için tüm imkanlarini devletimiz kullandi. ’Yargi karari getirilmesi durumunda tazminat ödemesi yapalim’ seklinde vatandaslarin yönlendirilmeleri üzerine ofisimize gelip bizleri ziyaret ettiler. Onlarla görüsmemizin sonucunda Kastamonu Idare Mahkemesine de tam yargi dedigimiz sekilde maddi ya da manevi zararlarin tazmini için dava açilmasina karar verdik. 2 yillik bir süreçte devam eden davalarimiz oldu. Bu davalarin bir kismi bitti, bir kismi da henüz neticelenmedi. Bu dava sürecinde bilirkisi raporlari alindi. Bu raporlar neticesinde DSI, sel felaketinin gerçeklesmesinde asli kusurlu, Bozkurt Belediyesi de kusurlu olarak kabul edildi. Iki tane kurumun kusurlu davranislarindan kaynakli bu felaketin gerçeklestigi açik bir sekilde profesörler tarafindan hazirlanmis 7 kisilik bir heyetle sabitlendi. Bu raporlar üzerine idare mahkemesi maddi tazminatlarla ilgili hesaplamalar yapti, kusur oranlarina göre de kararini verdi. Bizler bu tazminatlari alabilmek için öncelikle gerekçeli kararin ardindan 30 gün içerisinde kurumlara basvuruda bulunarak neticesini bekliyoruz. Bu zaman diliminde DSI ve Bozkurt Belediyesinden bir cevap dahi verilmedi. Bizlere cevap verilmemesi üzerine yasal zamanda geçtikten sonra biz, icra takibini baslattik. Normal sartlarda zaten selden dolayi magdur olan insanlar var, bunun için bir yargi karari bekliyorduk, ona iliskin olarak tazminat ödemelerini yapalim diye bir davranis biçimi beklerken tehiri icra dedigimiz yani bu insanlarin alacaklarini 4 yila kadar daha uzatabilecekleri bir süreci baslatti DSI. Tehiri icra kararinin ardindan sel magdurlarina bizler, 4 yil daha bizler bu tazminatlarini alamayacaksiniz dedigimizde insanlardaki üzüntüyü ve yikimi anlatmaya yetmeyecek duygusal anlar yasadik. Çünkü insanlar ailelerini kaybetmis, annelerini, babalarini, çocuklarini, eslerini, kardeslerini kaybetmisler. Bir tane müvekkilimiz var aileden tek kisi olarak kalmis. Bizler de bu insanlara sizler, Bozkurt’taki selde magdur oldunuz ama kurumlarin kusurlari da tespit edildi, mahkeme kararini verdi, 4 yil daha bekleyin dedik, bunun bir izahi yok” dedi.
“Bozkurt Belediyesi, hurda bir araci ’mal varligimiz’ diye gösterdi”
Bozkurt Belediyesinin sel felaketinden çikmis bir belediye olmasina ragmen bilirkisi heyetince kusurlu bulundugunu belirten Yazimci, “Belediyenin makam araçlari var. Kamuya tahsisli olmayan birçok araci var. Biz, icra takibi baslatmak üzere belediyeye mal beyaninda bulunmasini istedik. Neredeyse hurda denilecek, bir tane kisinin bile tazminatini karsilamaya yetmeyecek bir kamyonu ’bu mal varligimiz’ diye göstermeleri iyi niyetli degildir. Devletimizin bunca zaman selzedelerin magduriyetlerinin giderilmesi noktasindaki davranis biçimlerinin giderilmesine yönelik yaptiklari yaninda böylesine hassasiyet içeren konuda vatandaslarin magduriyetlerini öngöremeyerek süreci uzatmaya çalismasina anlam veremedik. Bozkurt Belediyesi’nin de DSI’nin de bir an evvel magdur insanlarin tazminatlarini ödemelerini bekliyoruz” seklinde konustu.
Sel magdurlari, bir an önce tazminatlarinin ödenmesini talep etti
Selde babasini kaybeden Kübra Çelikbas ise sorumlularinin tazminatlarini ödemesini talep ederek, “Magdur olduk, bu olaydan 4 ay sonra annem de vefat etti. Annemi ve babami kaybettikten sonra ablamla iki kardes kaldik. Su anda ben 8 aylik hamileyim. Bebek bekliyorum. Babam dünyada olsaydi bebegimi görmek nasip olurdu. Babam da annem de torununa doyamadilar, vefat ettiler. Bunun sorumlusu Bozkurt Belediyesi ve Devlet Su Isleridir. Biz, mahkememizi kazandik ama su anda tazminatimizi vermemek için çabaliyorlar. Bizim de durumlarimiz belli, sorumluluklari olan DSI ve Bozkurt Belediyesi, tazminatlarimizi karsilarlarsa çok seviniriz” diye konustu.
Selde bütün ailesini kaybeden Can Çevirgen ise, “11 Agustos 2021 tarihinde sel felaketinde ailemi kaybettim. Sel felaketinde babam Ersin, dedem Erdal, babaannem Asiye ve kardesim Emir Çevirgen’i kaybettik. Bozkurt’taki sel felaketinde hayatlarini kaybeden yakinlarim sebebiyle DSI ve Bozkurt Belediyesini dava etmistim. Davamizi kazandik ama DSI ve Bozkurt Belediyesi bizleri bir kez daha üzdü. Mahkeme kararinin en kisa sürede uygulanmasini talep ediyorum, bizim magduriyetimiz de giderilsin” dedi.
Kaynak: İHA
“DSI, tehiri icra karari alarak sel magdurlarini ikinci kez magdur etmislerdir”
Kastamonu Idare Mahkemesinin kararinin ardindan DSI’nin tehiri icra karari alarak süreci 4 yil daha uzattigini ve sel magdurlarini ikinci kez magdur ettigini söyleyen Avukat Oguzhan Yazimci, “11 Agustos 2021 tarihinde Bozkurt’ta ülkemiz tarihinin en büyük sel felaketi yasandi. Bu felaketti, yikim o kadar fazlaydi ki insanlarimiz kayboldu, onlarca insanimiz vefat etti, binlerce insan is yerlerini ve evlerini kaybetti. Devletimiz felaketin ilk gününden itibaren tüm kurumlari ve tüm birimleriyle birlikte aylarca sel bölgesinde çalisma yürüttüler. Insanüstü özveriyle sel bölgesinde kayip insanlarin bulunmasi ve magduriyetlerin giderilmesi, Bozkurt’ta yasamin yeniden baslamasi için tüm imkanlarini devletimiz kullandi. ’Yargi karari getirilmesi durumunda tazminat ödemesi yapalim’ seklinde vatandaslarin yönlendirilmeleri üzerine ofisimize gelip bizleri ziyaret ettiler. Onlarla görüsmemizin sonucunda Kastamonu Idare Mahkemesine de tam yargi dedigimiz sekilde maddi ya da manevi zararlarin tazmini için dava açilmasina karar verdik. 2 yillik bir süreçte devam eden davalarimiz oldu. Bu davalarin bir kismi bitti, bir kismi da henüz neticelenmedi. Bu dava sürecinde bilirkisi raporlari alindi. Bu raporlar neticesinde DSI, sel felaketinin gerçeklesmesinde asli kusurlu, Bozkurt Belediyesi de kusurlu olarak kabul edildi. Iki tane kurumun kusurlu davranislarindan kaynakli bu felaketin gerçeklestigi açik bir sekilde profesörler tarafindan hazirlanmis 7 kisilik bir heyetle sabitlendi. Bu raporlar üzerine idare mahkemesi maddi tazminatlarla ilgili hesaplamalar yapti, kusur oranlarina göre de kararini verdi. Bizler bu tazminatlari alabilmek için öncelikle gerekçeli kararin ardindan 30 gün içerisinde kurumlara basvuruda bulunarak neticesini bekliyoruz. Bu zaman diliminde DSI ve Bozkurt Belediyesinden bir cevap dahi verilmedi. Bizlere cevap verilmemesi üzerine yasal zamanda geçtikten sonra biz, icra takibini baslattik. Normal sartlarda zaten selden dolayi magdur olan insanlar var, bunun için bir yargi karari bekliyorduk, ona iliskin olarak tazminat ödemelerini yapalim diye bir davranis biçimi beklerken tehiri icra dedigimiz yani bu insanlarin alacaklarini 4 yila kadar daha uzatabilecekleri bir süreci baslatti DSI. Tehiri icra kararinin ardindan sel magdurlarina bizler, 4 yil daha bizler bu tazminatlarini alamayacaksiniz dedigimizde insanlardaki üzüntüyü ve yikimi anlatmaya yetmeyecek duygusal anlar yasadik. Çünkü insanlar ailelerini kaybetmis, annelerini, babalarini, çocuklarini, eslerini, kardeslerini kaybetmisler. Bir tane müvekkilimiz var aileden tek kisi olarak kalmis. Bizler de bu insanlara sizler, Bozkurt’taki selde magdur oldunuz ama kurumlarin kusurlari da tespit edildi, mahkeme kararini verdi, 4 yil daha bekleyin dedik, bunun bir izahi yok” dedi.
“Bozkurt Belediyesi, hurda bir araci ’mal varligimiz’ diye gösterdi”
Bozkurt Belediyesinin sel felaketinden çikmis bir belediye olmasina ragmen bilirkisi heyetince kusurlu bulundugunu belirten Yazimci, “Belediyenin makam araçlari var. Kamuya tahsisli olmayan birçok araci var. Biz, icra takibi baslatmak üzere belediyeye mal beyaninda bulunmasini istedik. Neredeyse hurda denilecek, bir tane kisinin bile tazminatini karsilamaya yetmeyecek bir kamyonu ’bu mal varligimiz’ diye göstermeleri iyi niyetli degildir. Devletimizin bunca zaman selzedelerin magduriyetlerinin giderilmesi noktasindaki davranis biçimlerinin giderilmesine yönelik yaptiklari yaninda böylesine hassasiyet içeren konuda vatandaslarin magduriyetlerini öngöremeyerek süreci uzatmaya çalismasina anlam veremedik. Bozkurt Belediyesi’nin de DSI’nin de bir an evvel magdur insanlarin tazminatlarini ödemelerini bekliyoruz” seklinde konustu.
Sel magdurlari, bir an önce tazminatlarinin ödenmesini talep etti
Selde babasini kaybeden Kübra Çelikbas ise sorumlularinin tazminatlarini ödemesini talep ederek, “Magdur olduk, bu olaydan 4 ay sonra annem de vefat etti. Annemi ve babami kaybettikten sonra ablamla iki kardes kaldik. Su anda ben 8 aylik hamileyim. Bebek bekliyorum. Babam dünyada olsaydi bebegimi görmek nasip olurdu. Babam da annem de torununa doyamadilar, vefat ettiler. Bunun sorumlusu Bozkurt Belediyesi ve Devlet Su Isleridir. Biz, mahkememizi kazandik ama su anda tazminatimizi vermemek için çabaliyorlar. Bizim de durumlarimiz belli, sorumluluklari olan DSI ve Bozkurt Belediyesi, tazminatlarimizi karsilarlarsa çok seviniriz” diye konustu.
Selde bütün ailesini kaybeden Can Çevirgen ise, “11 Agustos 2021 tarihinde sel felaketinde ailemi kaybettim. Sel felaketinde babam Ersin, dedem Erdal, babaannem Asiye ve kardesim Emir Çevirgen’i kaybettik. Bozkurt’taki sel felaketinde hayatlarini kaybeden yakinlarim sebebiyle DSI ve Bozkurt Belediyesini dava etmistim. Davamizi kazandik ama DSI ve Bozkurt Belediyesi bizleri bir kez daha üzdü. Mahkeme kararinin en kisa sürede uygulanmasini talep ediyorum, bizim magduriyetimiz de giderilsin” dedi.