Antalya'nin Su Kaynaklarinda Alarm Açiklamasi 47 Yilda Saatte 14 Metreküpten 6'Ya Düstü
Jeoloji Mühendisleri Odasi (JMO) Antalya Sube Baskani Mustafa Karanci, Antalya’yi besleyen Kirkgöz dogal su kaynaklarinda küresel iklim krizinin yani sira, artan nüfusla birlikte ciddi bir düsüs yasandigini isaret ederek, “1976 yilinda saatte 14 metreküpten su anda 6 metreküp saate düstü. Bu ivmelenme devam ederse önümüzdeki yillarda içme suyu konusunda ciddi problemler yasayabilecegimizi düsünüyorum” uyarisinda bulundu.
Jeoloji Mühendisleri Odasi Antalya Sube Baskani Mustafa Karanci, Antalya’nin yaklasik 2,5 milyon nüfusuyla Türkiye’deki 5’inci büyük sehir olduguna dikkat çekerek, artan nüfusun dogal su kaynaklari üzerinde ciddi bir baski olusturduguna vurgu yapti. Karanci, “Kentin su kaynaklari Kirkgözler’den beslenir. Yaklasik 25 kilometre kuzeybatisinda yer aliyor ve sondaj kuyulariyla beraber sehri besliyor. 2,5 milyon nüfus arti 20 milyon turist çok ciddi bir rakam. Turizmin gelismesi bizim için, ekonomi ve bölge için önemli ancak bunlarin getirmis oldugu baskiyi da unutmamak gerekiyor” dedi.
“Saatte 14 metreküpten 6 metreküpe düstü”
Kirkgöz su kaynaklarinin debisinde 1976 yilindan bugüne kadar çok ciddi bir ivmeyle düsüs yasandigini belirten Karanci, “1976 yilinda saatte 14 metreküpten su anda 6 metreküp saate düstü. Bu ivmelenme devam ederse önümüzdeki yillarda içme suyu konusunda ciddi problemler yasayabilecegimizi düsünüyorum. Yasal ya da kaçak sondaj kuyulariyla çok ciddi sekilde su çekilmekte ve bunlarin kontrol altina alinmasi gerekiyor. Sanayi bölgesi ve bunun disinda hayvancilik, bölgedeki tarimsal kooperatiflerin su tüketmesiyle havza beslenememekte ve su debisini düsürmekte” diye konustu.
7-8 Aralik tarihinde Antalya’da düzenlenen ‘Hayalimizdeki Antalya’ sempozyumunda akademisyenlerin küresel iklim krizleri ve bölgedeki su kaynaklarini mercek altina aldigini aktaran Karanci, kenti yönetenlere ya da yönetmeye aday olanlara bu sempozyumun sonuç beyannâmesini kilavuz olarak masalarinda tutmasi ricasinda bulundu.
"Suyumuzu tedbirli kullanip gerekli önlemleri almamiz gerekiyor"
Karanci, bu sorunda küresel iklim krizinin de etkisi olduguna isaret ederek, “Bu sadece Antalya’nin degil bütün dünyanin sorunu. Sulara baktigimiz zaman yüzde 97’si tuzlu sudur ve kullanilamaz. Tüm dünyada kullanabilecek sularin miktari yüzde 3’tür. Bu yüzde 3’lük kisminda yaklasik yüzde 70’i de buzullardadir. Geriye kalan yüzde 30’un ancak yeralti ve yüzey sularindan kullanabiliyoruz. Iklim degisikligi ile beraber yüzey sularimizi tükettik, yer alti sularimizi da hizli bir sekilde devam ediyoruz. Meteorolojik olarak bunlarin bilimsel analizini yapmak, bir sonraki dönemler için suyumuzu tedbirli kullanip gerekli önlemleri de almamiz gerekiyor” ifadelerine yer verdi.
Kaynak: İHA
“Saatte 14 metreküpten 6 metreküpe düstü”
Kirkgöz su kaynaklarinin debisinde 1976 yilindan bugüne kadar çok ciddi bir ivmeyle düsüs yasandigini belirten Karanci, “1976 yilinda saatte 14 metreküpten su anda 6 metreküp saate düstü. Bu ivmelenme devam ederse önümüzdeki yillarda içme suyu konusunda ciddi problemler yasayabilecegimizi düsünüyorum. Yasal ya da kaçak sondaj kuyulariyla çok ciddi sekilde su çekilmekte ve bunlarin kontrol altina alinmasi gerekiyor. Sanayi bölgesi ve bunun disinda hayvancilik, bölgedeki tarimsal kooperatiflerin su tüketmesiyle havza beslenememekte ve su debisini düsürmekte” diye konustu.
7-8 Aralik tarihinde Antalya’da düzenlenen ‘Hayalimizdeki Antalya’ sempozyumunda akademisyenlerin küresel iklim krizleri ve bölgedeki su kaynaklarini mercek altina aldigini aktaran Karanci, kenti yönetenlere ya da yönetmeye aday olanlara bu sempozyumun sonuç beyannâmesini kilavuz olarak masalarinda tutmasi ricasinda bulundu.
"Suyumuzu tedbirli kullanip gerekli önlemleri almamiz gerekiyor"
Karanci, bu sorunda küresel iklim krizinin de etkisi olduguna isaret ederek, “Bu sadece Antalya’nin degil bütün dünyanin sorunu. Sulara baktigimiz zaman yüzde 97’si tuzlu sudur ve kullanilamaz. Tüm dünyada kullanabilecek sularin miktari yüzde 3’tür. Bu yüzde 3’lük kisminda yaklasik yüzde 70’i de buzullardadir. Geriye kalan yüzde 30’un ancak yeralti ve yüzey sularindan kullanabiliyoruz. Iklim degisikligi ile beraber yüzey sularimizi tükettik, yer alti sularimizi da hizli bir sekilde devam ediyoruz. Meteorolojik olarak bunlarin bilimsel analizini yapmak, bir sonraki dönemler için suyumuzu tedbirli kullanip gerekli önlemleri de almamiz gerekiyor” ifadelerine yer verdi.