'400 Kadinin 267'Si, Yani Yaridan Fazlasi En Az 10 Göstergede Yoksunluk Yasiyor'
25 Kasim Kadina Yönelik Siddete Karsi Uluslararasi Mücadele Günü çerçevesinde ANTGIAD tarafindan düzenlenen toplantinin konugu Akdeniz Üniversitesi Ekonometri Bölümü Ögretim Üyesi ve KATCAM Yönetim Kurulu Üyesi Doç. Dr. Mehmet Zanbak oldu. Zanbak’in "Antalya’da Kadin Yoksullugu: Çok Boyutlu Yoksulluk Üzerine Ekonometrik Bir Analiz" basligini tasiyan projenin bulgularini sundugu toplanti, ANTGIAD üyelerinin genis katilimiyla gerçeklesti.

Toplantinin açilis konusmasini gerçeklestiren ANTGIAD Yönetim Kurulu Baskani Osman Sert, özellikle Türk kadinini tanimlarken merhamet, sefkat, sevgi ve fedakârligin sembolü olduklarini hep belirttiklerini hatirlatti. Hatta Türk kadinlarinin tarih boyunca istiklal ve istikbal mücadelelerinde daima en ön safta yer aldiklarini ve kimi zaman devletin kurulusunda, kimi zaman da vatanin kurtulusunda görev üstlenen kahraman kadinlarimizi yad ettiklerini kaydeden Sert, "Dünyanin birçok yerinde kadina Seçme Seçilme Hakki verilmemisken, 5 Aralik 1934 yilinda kadinlarimiza bu imkân taninmisti. Bu hakkin verilmesinde önderlik eden Ulu Önder Mustafa Kemal Atatürk, kadinlarimiz hakkinda ’Bir toplum ayni gayeye bütün kadinlari ve erkekleriyle beraber yürümezse ilerlemesine ve medenilesmesine teknik bakimdan imkân, ilmi bakimdan da ihtimal yoktur’ demistir. Bu vizyonun en önemli takipçisi ve onun degerlerine sonuna kadar sahip çikan; Antalya Genç Is Insanlari Dernegi olarak bizler kuruldugumuz günden bugüne ilkelerinden sapmadan çalismaya, üretmeye ve katma deger saglamaya devam ediyoruz. Bugünkü konumuz Cumhuriyet’in Ikinci Yüzyilinda Çok Boyutlu Kadin Yoksullugu. Antalya Genç Is Insanlari Dernegi kadin erkek esitsizligi üzerine çalismalari farkindaliklari artiran bununla ilgili çözüm üretmeye çalisan bir dernek olmaya devam edecektir" dedi.
400 çalisan ve evli kadinla yüz yüze görüsme yöntemiyle 82 sorudan olusan anket uygulandi
Osman Sert’in ardindan kürsüye gelen Mehmet Zanbak ise çalismasinin Antalya’da yasayan kadinlarin yoksullugunu, gelir temelli parasal yaklasimlar disinda, çok boyutlu bir analiz yöntemiyle ortaya çikarilmasini ve buna iliskin politika önerilerini sunmayi hedefledigini kaydetti.
Gelismekte olan ülkelerde kadinlarin önemli bir çogunlugunun dezavantajli konumda yer almasi, analiz odagini kadinlara yönelttigi bilgisini paylasan Zanbak, "Bu amaç ve hedefler dogrultusunda Antalya’da yasayan kadinlarin yoksulluklarinin çok boyutlu olarak ölçülmesi için 2020 yilinin Eylül ayinda 5 ilçede (Dösemealti, Kepez, Muratpasa, Konyaalti, Serik), 400 çalisan ve evli kadinla yüz yüze görüsme yöntemiyle 82 sorudan olusan bir anket uygulanmistir. Bu dogrultuda kadinlarin fiziksel ya da psikolojik siddete maruz kalmalarindan dolayi yasadiklari yoksullugun ortaya çikarilabilmesi adina bir ölçüm yapilmistir. Bir diger ifadeyle, kadinlarin karsi karsiya kaldigi siddetin de içerildigi ve her birinin 15 gösterge ile temsil edildigi ’güçlenme ve güvenlik’ boyutu ile ’sosyoekonomik yapiya’ iliskin kazanimlarindan olusan bir veri setiyle yapilan ikinci ölçümde, toplam 30 göstergenin en az 10’unda yoksunluk yasayan kadinlar yoksul kabul edilmistir" dedi.
400 kadinin 267’si, yani yaridan fazlasi en az 10 göstergede yoksunluk yasiyor
Yapilan ölçümler neticesinde Antalya örneklemini olusturan 400 kadinin 267’sinin, yani yaridan fazlasinin en az 10 göstergede yoksunluk yasadigi, bir baska ifadeyle yoksul oldugunun tespit edildigine dikkati çeken Mehmet Zanbak, bir diger ifadeyle Antalya kent merkezindeki çalisan ve evli kadinlarin yüzde 67’sinin çok boyutlu yoksul oldugunun söylenebilecegini kaydetti.
Zanbak söyle devam etti:
"Bu, Dösemealti’nda yüzde 73, Serik’te ise yüzde 74 seviyelerine kadar ulasmaktadir ki elde edilen söz konusu bulgu vurgulanan ilçelerdeki her 4 kadindan 3’ünün yoksul olduguna isaret etmektedir. Antalya’da örneklemindeki 267 yoksul kadinin en fazla yoksunluk yasadigi göstergeler analiz edilmek istendiginde, yoksullugun yogun yasandigi güçlenme ve güvenlik boyutundan baslamak isabetli olacaktir. Söz konusu boyutu temsil eden 15 gösterge içinde yoksunlugun en yogun yasandigi gösterge, bölgede 5 yil öncesine göre tehlike ve/veya siddetin nasil degistigine iliskindir ki söz konusu göstergede yoksunluk yasayan yoksul kadin orani yüzde 95’e yakindir. Bir baska ifadeyle, yoksul kadinlarin neredeyse tamami çevresinde siddetin arttigini düsünmekte, bununla birlikte her 4 yoksul kadindan 3’ü insanlarin kendisine adil davranmadigini belirtmektedir. Yapilan ölçümler neticesinde, yoksul olarak tespit edilen 267 kadinin 139’unun (yüzde 52,5), 400 kisiden olusan Antalya örnekleminin ise 172’sinin (yüzde 43,0) özgür bir hayatinin olmadigi ve kendini disa bagimli hissettigi söylenebilir. Her 2 yoksuldan 1’i kendisinin dislanmis oldugunu vurgularken, yaklasik seviyedeki kadin günlük aktivitelerinde (alisveris, disariya çikma vs.) kisisel karar kontrolünün olmadigini belirtmektedir."
Hanehalki harcamalarinda söz sahibi degiller
Yakin çevresi kaynakli önyargili davranislara maruz kaldigini, basit hanehalki harcamalarinda söz sahibi olamadigini ve çalistigi is yerinden ayrilmak zorunda kalirsa bunun kendi karari olamayacagini belirten kadin sayisi hiç de az olmadigini söyleyen Zanbak, güçlenme ve güvenlik boyutunun diger göstergeleriyle karsilastirildiginda, dini konularda seçim özgürlügünü temsil eden göstergede yoksun oldugu belirlenen kadin oranini nispeten düsük kaldigini, bunun hem yoksullar hem de Antalya örnekleminde yüzde 5 civarinda oldugunu hatirlatti.
Zanbak söyle devam etti:
"Çalismanin temel amaçlardan bir digeri de kadinlara uygulanan ya da uygulanmasi muhtemel fiziksel, ruhsal, ekonomik siddetin ortaya çikarilmasidir. Yapilan ölçümler neticesinde genel örneklem ve yoksul kadinlar içerisinde, yakin geçmiste siddete maruz kaldigini bildiren kadin sayisinin sirasiyla 18 ve 16 oldugu görülmektedir. Kendi örneklemleri içerisinde oransal olarak diger göstergelerin gerisinde kalmis olsa da, içerisinde siddet geçen bir cümlede 1 sayisi bile büyük kalmaktadir. Dolayisiyla ele alinan örneklemde 18 kadinin yakin geçmiste siddete maruz kalmasi, bunun ortadan kaldirilmasina yönelik önlemlerin alinmasini zorunlu kilmaktadir. Söz konusu siddetle nerede karsi karsiya kalindigina dair soruya büyük çogunluk (yüzde 78) evde yanitini vermis, siddeti uygulayanin es, eski es ya da esin ailesi oldugu belirtmistir. Siddete ugrayan kadinlarin 16’sinin (yaklasik yüzde 90) ayni zamanda yoksul olmasi ise, bu kadinlara yönelik ekonomik destegin yaninda ruhsal destegin gerekliligine isik tutmaktadir. Sadece evde degil, is yerinde psikolojik ve/veya fiziksel baski gördügünü beyan eden kadin orani da yüzde 15’ler civarindadir ki bu da psikolojik siddet çalisan kadinlar nezdinde göz ardi edilmemesi gereken bir sorun oldugunun altini çizmektedir. Zira evde esinden, is yerinde isvereninden/amirinden/is arkadasindan psikolojik ve/veya fiziksel baski gördügünü belirten yaklasik 50 kadin, sadece bir istatistikten ibaret degildir."
Konusmanin ardindan Doç. Dr. Mehmet Zanbak’a ANTGIAD Baskani Osman Sert tarafindan günün anisina tesekkür hediyesi takdim edildi.
