Bakirköy'de Unutulmaya Yüz Tutmus Antikalari Yasatiyor
Bakirköy’de antika daktilo, gramofon, hesap makinesi, yazar kasa, pikap ve radyolarin restorasyonunu ayni zamanda satisini yapan Sefik Uysal, 15 yildir antikalari tamir ediyor. Istanbul’daki 3 antika tamircisinden biri olan Uysal, “Eski ürünlerinizi mümkün oldugu kadar bodrumlara, çatilara ve rutubetli yerlere koymayin. Çünkü geri döndürmesi biraz daha zor oluyor. En azindan kiymetini bilen birilerine, antikaciya veya onu seven birine verirlerse degerlenmis olur. Harap olup gitmemis olurlar” seklinde tavsiyede bulundu.

El becerisinin de farkina varan antikaci, koleksiyonuna dahil ettigi antikalari evine sigdiramayinca dükkan açmaya karar verdi. 15 yildir dükkan sahibi olan 46 yasindaki Uysal; daktilo, gramofon, hesap makinesi, yazar kasa, pikap ve radyolarin restorasyonlarini ayni zamanda da satisini yapiyor. Istanbul’da 3 tamir ustasindan biri olan Uysal, dükkanda bulunan antikalarin bazilarini evlerden bazilarini ise yurt disindan aldigini söyledi.
“Meslege aslinda koleksiyoner olarak basladim”
Antika esyalarin restorasyon ve satisini yapan 46 yasindaki Sefik Uysal, “Bu meslekte 15 yildir aktif olarak çalisiyorum. Mekanik tamircisiyim. Daktilo, gramofon, hesap makinasi ve yazar kasa tamirati yapiyorum. Dükkanimda ayrica pikap, radyo tamirati da yapiyoruz. Radyolarin tamiratini yapan baska bir ustam var. Bu sekilde devam ediyoruz. Dükkanda toplamda 3 kisi çalisiyoruz. Dedigim gibi ben mekanikleri tamir ediyorum. Bir tane sürekli duran, ivir zivir islerimizi, polisajlarimizi ve zimparalarimizi yapan ustamiz var. Bir de pikaplari tamir eden baska ustamiz var. 3 kisi seklinde çalisiyoruz. Meslege aslinda koleksiyoner olarak basladim. Daha önce dükkan açmak gibi fikrimiz yoktu. Aldigimiz ürünlerinde tamiratini yapacak kimse yoktu. Elimden de biraz bu isler geliyordu. El becerim vardi. Önce koleksiyoner olarak basladigimiz için aldigimiz ürünleri eve koyuyorduk. Hanim beni evden kovdu. Bir mekanimiz yoktu. Haliyle bir mekan tutmak için de ekstradan gidere ihtiyaç vardi. Çünkü koleksiyoner olmak biraz külfetli bir is. Aldiginiz ürünleri koyacak bir yer lazim. Alinan ürünleri tamir edecek kimse de olmayinca ivir zivir tamirata basladim. Düsündügüm bir meslek yoktu. En azindan su an hatirlamiyorum ne olmak istedigimi. Su an antikayla ugrasiyorum. Zevkle de yapiyorum. Ben hala su an çalisiyorum. Kamu da hala devam ediyorum” ifadelerini kullandi.
“Son kullanici dedigimiz müsterilerde biraz daha antikaya merak saldi”
Son 5 yildir antikaya daha fazla merak oldugunu dile getiren antikaci Uysal, “Genelde aldigimiz ürünlerin çogu yurt disindan geliyor. Yurt disindan kendimiz de getiriyoruz. Getiren arkadaslar da var, onlardan aliyoruz. Ya da burada evlerden çikan ürünler olabiliyor. Daktilolar konusundan bahsedeyim; daktilolar F klavye, A klavye ve Q klavye vardir. Q klavyeler yurt disindan gelen klavyelerdir. Türkiye’de çikan klavyeler F klavyedir. Agirlikli olarak Türkiye’de F klavye çikar. Daha öncesinde de A klavye var. A ve F klavyeler Türkiye’de bol miktarda bulunabilir. Ama Q klavyelerin hepsini yurt disindan getiriyoruz. Onlar da zaten Alman mali ya da Ingiliz klavye olarak geliyor. Diger ürünler içinde geçerli. Dedigim gibi evlerden çikan ürünler de var ya da esnaflara tamirat yapiyoruz. Birçok malzeme yurt disindan temin ediliyor. Burada internet üzerinden satislari yapmaya çalisiyoruz. Dükkanimizin önünden geçenler olursa onlara verebiliyoruz. Sosyal medyalara koyuyoruz. 15 yildir aktif olarak çalisiyorum ama son 5 yildir özellikle biraz daha aktif. Son kullanici dedigimiz müsteriler de biraz daha antikaya merak saldi. 10-15 yil öncesinde bu kadar hareketlilik yoktu” seklinde konustu.
“Istanbul’da su an tamir yapan 3 tane usta var, bir tanesi benim”
Istanbul’da tamir yapan 3 ustadan biri oldugunu söyleyen Uysal, “Bir 15 yil önce atiyorum Türkiye’de farazi konusacagim bu rakami antika dükkani olan 100 tane dükkan varsa suan en az 300-400 tane vardir. Bizim basladigimiz zaman da çok nadirdir antika dükkani olan ama su an için aslinda koleksiyonerlerin birçogu dükkan sahibi olmus oldu. Biriktire biriktire belli evreye geldikten sonra satmaya basliyorlar. Istanbul’da su an tamir yapan 3 tane usta var. Bir tanesi benim. Ben digerlerinden biraz daha farkliyim. Kondisyonlarini da düzeltiyorum. Diger ustalar sadece normal bakim yaparlar. Ben yeri geldigi zaman boyasini ya da her seyini yapabiliyorum. Polisajlarini yapiyorum, parlatiyorum. Gördügünüz daktilonun her seyini elden geçirmis oluyorum. Diger ustalarim bana kizmasinlar ama onlar mesela polisajlarina falan genel de fazla ellemezler. Ben bunlarin polisajlarini ve boyalarini su üzerindeki yazilarini çikarip yeniden yapiyorum” dedi.
“Eski ürünlerinizi mümkün oldugu kadar bodrumlara, çatilara koymayin”
Antika ürünler hakkinda tavsiye veren Sefik Uysal, “Eski ürünlerinizi mümkün oldugu kadar bodrumlara, çatilara koymayin. Rutubetli yerlere koymayin. Çünkü geri döndürmesi biraz daha zor oluyor. En azindan kiymetini bilen birilerine verirlerse antikaciya veya onu seven birine verirlerse en azindan degerlenmis olur. Harap olup gitmemis olurlar” diye konustu.
