Konya Ovasi'nda Yer Alti Su Kaynaklarinda Kuraklik Alarmi
Konya ve yakin çevresindeki illerde yasanan kuraklik, bilinçsiz tarimsal sulama ve topragin yer altina çökmesi sonucu meydana gelen obruklarin sayisi, yapilan son arastirmalara göre 2 bin 500’ü geçti. Uzmanlar, su tüketiminin bu sekilde devam etmesinin yakin zamanda sadece tarimsal alanda degil, kullanma suyuna da ihtiyaç gösterecegi uyarisinda bulundu.

“Yer alti su kaynaklarinda sikintili süreç basladi”
Yer alti su kaynaklarinin azalmasinda belgesiz ve bilinçsiz açilan su kuyularinin büyük rol oynadigini belirten Konya Teknik Üniversitesi Obruk Uygulama ve Arastirma Merkezi Müdürü Prof. Dr. Fetullah Arik, “Hem kuraklikla hem de yogun yer alti su kullanimi sonrasi yer alti su kaynaklarimizin seviyelerinde ciddi düsüsler var. Bu ölçümü yapan sadece devlet birimlerimiz degil, vatandaslarimiz da ifade ediyor. Her yil kuyularindan su kullanabilmek için birkaç boy boru indiklerini söylüyorlar. Bu da asgari 10 ile 15 metre gibi bir ölçüme denk geliyor. Tabii bu yer alti su kaynaklarinda 10 ile 15 metre belki çok önemli gibi görünmeyebilir ama bütün havza olarak düsünüldügü zaman ciddi miktarda su kaybi yasadigimizi gösteriyor. Havzanin bir çok bölümünde suya ulasmak oldukça zorlasmis durumda, birkaç yüz metrelik kuyular açilmak zorunda kaliyor. Dolaysiyla havzadaki yer alti su kaynaklarinda sikintili süreç basladi” dedi.
“Metrekareye 300 milimetre seviyelerinde yagis aliyor, bu da ciddi bir sorun”
Bölge içerisinde yagis azliginin oldukça yogun oldugunu aktaran Obruk Uygulama ve Arastirma Merkezi Müdürü Prof. Dr. Fetullah Arik, “Konya Kapali Havzasi ülke ortalamasinin yarisi kadar yagis aliyor. Kapali havza içerisinde Konya, Karaman, Aksaray ve Nigde’yi birlikte degerlendirdigimiz zaman özellikle Tuz Gölü ve Konya arasindaki daha az yagis aldigini söyleyebiliriz. Metrekareye 300 milimetre seviyelerinde, bu da ciddi bir sorun. Havzada bunun tam tersine ülkede en fazla su kullanimi bu bölgede var. Bu havza kullanimi içerisinde yer alti su kullanimi daha çok tarimsal üretim için kullaniliyor. Tarimsal üretimde özellikle su ihtiyaci fazla bitkilerde ve bunlarin verimli bir sekilde üretilmesi suya olan talebi gün geçtikçe arttiriyor. Sezon içerisinde misir, seker pancari, ayçiçek gibi ürünlerin yetistirilmesinde ve büyükbas hayvanlar için silajlik misir, yoncanin yetistirilmesinde suya olan ihtiyaci giderek arttiriyor. Bir taraftan kuraklik bir taraftan da bu su kullanimlari yer alti suyunu olumsuz yönde etkiliyor” ifadelerini kullandi.
“Kullanma suyu da ihtiyaç gösterecek”
Bölge içerisinde kayitli kuyular disinda, belgesiz su kuyularinin oldugu ve bu nedenle sorunun daha da yükseldigini anlatan Prof. Dr. Fetullah Arik, “Bölge içerisinde baktigimiz zaman özellikle Devlet Su Islerimizin kayit altina aldigi kuyular disinda, belgesiz su kuyulari da var, bunlar oldukça sorun. Bölgede 30 ile 40 bin arasinda belgeli kuyu var, bunun 3 kati kadar da belgesiz kuyu var. Bu kaçak kuyularin en önemli tehlikesi ise hangi alanda su çektikleri belli degil. Bazen aldiklari su tarim alaninda kullanilmayacak niteliksiz su olabilir. Çünkü havza içerisinde artik suyun üst seviyelerinde suyu kirletecek derecede tuzlu seviyeler var. Burada teknige uygun yapilmayan kuyular temiz su kaynaklarimizi da kirletiyor. Suyun kontrollü olmasi gerekiyor. Bölgede bu kadar yogun su tüketimi gerçeklestigi zaman yakin zamanda sadece tarimsal alanda degil belki de kullanma suyu da ihtiyaç gösterecek o nedenle tedbiri simdiden almamiz gerekiyor” seklinde konustu.
“Havza içerisinde olusan obruklar, maalesef olusmaya devam ediyor”
Obruk olusumlariyla ilgili AFAD ile 3 yildir sahada devam eden çalismalarinin son buldugunu anlatan Arik, “Ilk yil Karapinar’da, ikinci yil Çumra ve çevresinde, bu yil da Selçuklu ve Kuzey bölgede arastirmamizi yaparak tamamladik. Bu bölge içerisinde de bu yil havza içerisinde olusan obruklar maalesef olusmaya da devam ediyor. Geçmiste çalistigimiz alanlar da dahil olmak üzere bu yil 20 kadar yeni obruk olustu. Ama envantere kayit edilen 100’den fazla obruk var. Geçtigimiz yil 2 binin üzerinde dedigimiz obruk sayisi bu yil 2 bin 500’e kadar çikmis durumda. Ama bu obruklar daha önceden olusan büyük çukurlar gibi degil, bin 800 kadari 1 metre kadar derinligi olanlar, yani oturma obruklari” diye konustu.
