Muhtarligi Sinifa Çevirdiler
Izmirli kadin muhtar, mahallesinde çok sayida okuma-yazma bilmeyen kadin oldugunu fark edince egitim seferberligi baslatti. Muhtarligin bir bölümü sinifa çevrilirken, 6 metrekarelik alanda bugüne dek 350 kadin okuma-yazma ögrendi. Hayatlari degisen kadinlarin bazilari disaridan liseyi bitirdi, bazilari is hayatina girdi.

Zamanla Akar’in egitim seferberligi mahalle kadinlarinin kulagina gitti. Talep çok olunca Karabaglar Halk Egitim Merkezi ve Refet Bele Mahallesi Muhtarligi arasinda bir protokol imzalandi ve merkezin ögretmenleri mahalleye gelerek kadinlara okuma-yazma ögretmeye basladi.
Muhtarlik binasinda dersler sürerken alanin yetmedigini düsünen Akar, bu kez de Izmir Büyüksehir Belediye Baskani Tunç Soyer’in kapisini çaldi. Baskan Soyer’in girisimi ile muhtarligin mevcut alani sinifa çevrildi, muhtarlik binasi da sinifin üst bölümüne insa edildi. Kurs saatleri ise hafta içi sabah, öglen, aksam ve hafta sonu olarak belirlendi. Bu sayede çocugunu okula götürmek zorunda olan ya da ise giden kadinlar kendi uygunluk durumlarina göre kurslara katilabildi. Dersler bazen tek kisiye, bazen de 3 kisiye birden verilince kursiyerlerle birebir ilgilenilmesi saglandi. Kadin muhtarin girisimiyle 6 metrekarelik alanda simdiye dek 350 hayat degisirken, kadinlar okuryazar olmanin tadina vardi.
“Bir sandalyenin oldugu her yerde bu kurs verilebilir”
Hikayesini anlatan Hatice Akar, “Muhtar olmadan önce herkesin okuma-yazma bildigini düsünüyordum. 2015 yilinda 8 çocugu olan ve evde boncuk isleyen mahalleli bir kadina evde okuma-yazma ögrettim. Ardindan okuma-yazma ögrenmek isteyen kadinlar atti. Sonra Karabaglar Halk Egitim Merkezi ile bir protokol imzaladik. Merkezden ögretmen destegi geldi. 2015 yilinin temmuz ayindan bu yana düzenli olarak kurs veriliyor. Insanlar genelde en az 15 kisilik kontenjan doldugunda kurs açilabilecegini düsünüyor ama bir kadina bir ögretmen düsüyor. Yani bir sandalyenin oldugu her yerde bu kurs verilebilir. Buraya simdiye dek 22 yas-74 yas arasinda çok sayida kadin gelip okuma-yazma ögrendi. Kadinlar ne zaman müsaitse o zaman ders veriliyor. Bazilari sabah çocuklarini okula birakip geliyor, bazilari merdiven yikamaya gidip öglen geliyor. Hafta içi çalisanlara aksamlari ya da hafta sonlari kurs veriliyor” dedi.
Muhtarligi sinifa çevirdiler
Kurs basladiginda muhtarlik binasinda ders verdiklerini belirten Akar, “Muhtarligin alani kurs için yetmeyince Izmir Büyüksehir Belediye Baskani Tunç Soyer’den rica ettik ve muhtarligi kurs yerine çevirdik. Üst tarafa da muhtarlik binamiz yapildi. 6 metrekarelik yerde bugüne dek 350 kadin okuma-yazma ögrendi. Ben burada oldugum sürece bu kurs bitmeyecek. Buraya farkli mahallelerden de kadinlar geliyor. Okuma-yazma ögrenen kadinlarin hayatlari degisti. Sürücü belgesi almak isteyenler yogunlukta. Burada kurs görüp liseye baslayanlar var, is hayatina atilanlar var. Kendi isini kendileri görüyor. Bir kursiyerimiz kurs bittikten sonra kanser taramasina gitti. Orada kanser oldugunu ögrendi. ‘Okuma-yazma ögrenmeseydim hastane islerimi yapmak için sürekli insanlardan yardim istemek zorunda kalacaktim’ diyor. Hastaligi süresince kendi isini kendi görebildi” diye konustu.
“Kalbimiz, evimiz, muhtarligimiz herkese açik”
Kadinlarin okuryazar olmasinin çok önemli oldugunu vurgulayan Akar, “Özellikle kadinlarin okuma-yazma ögrenmelerine karsi gelen eslere söylüyorum; kadinlar okur yazar olursa muhtarliga gider evrakini alir, çocugunun okuluna gider veli olur, hastaneye giderken yaninda birini götürmez, evine ekonomik katkida bulunur, okuma-yazma bilmesini istemeyen esi hastalandiginda ambulansi arar. Kadinlarin okuma-yazma ögrenmesi çok önemli. Bu yüzden bu kadinlarin sayisinin artmasini istiyoruz. Kalbimiz, evimiz, muhtarligimiz herkese açik” ifadelerini kullandi.
“Bakis açim degisti”
63 yasindan sonra okuma-yazma ögrenmeye çalisan Selviye Elverisli de sunlari söyledi: “Bugüne dek hep çalistim ama 2 yildir çalismiyorum. Okumayi çok istiyordum. Eskiden otobüslerin numaralarini okuyamadigim için çok zorluk çekerdim. Kendi kendime bazi otobüslerin numaralarini ögrenmistim ama yine zorlaniyordum. Bir gün muhtarimiza okuma-yazma ögrenmeyi çok istedigimi söyledim. Burada kurs verildiginden bahsedince çok mutlu oldum. Hemen kursa kaydoldum. Birinci dönem bitti. Dersler çok güzel gidiyor. Artik adimi yazabiliyorum, okuyabiliyorum. Disaridan okula baslamayi da düsünüyorum. Cahil olmak çok kötü bir sey. Ben Bingöllüyüm. Oturdugumuz yerde çok kar varmis ve okul da uzakta oldugu için ailem beni okula gönderememis. 63 yasinda okuma-yazma ögrenebiliyorum. Hayatimda çok sey degisti. Bakis açim degisti, mutlu bir insan oldum.”
“Hayatimdaki her sey degisti”
Kursu eylül ayinda tamamlayan 46 yasindaki Figen Coskun ise “Muhtarimiz sayesinde bu kursa baslamistim. Su anda okuyorum, yaziyorum. Ögretmenimizle matematik ve tarih dersleri bile çalistik. Disaridan okumayi ve ehliyet almayi düsünüyorum. Hayatimdaki her sey degisti. Televizyonda yazanlari okuyabiliyorum, istedigim otobüse biniyorum, telefondan mesaj yolluyorum. Ailem beni okula göndermemisti ama kursa baslarken esim ve çocuklarim bana çok destek oldu” sözlerine yer verdi.
