Persembe Sohbetleri'nde Avrupalilarin Türkleri Kesfi Ve Türk Imaji Konusuldu

Eskisehir Türk Ocagi tarafindan düzenlenen Persembe Sohbetleri’nde bu hafta “16’nci Yüzyila Kadar Avrupalilarin Türkleri Kesfi ve Türk Imaji” konusuldu.

Persembe Sohbetleri'nde Avrupalilarin Türkleri Kesfi Ve Türk Imaji Konusuldu
Dumlupinar Üniversitesi Ögretim Üyesi Prof. Dr. Altay Tayfun Özcan’in sunumlariyla ocak binasinda yapilan toplantiya merakli, ilgili ve heyecanli her yastan Eskisehirliler katildilar. Prof. Dr. Özcan, sunumunda Türklerin Selçuklulardan itibaren batiya dogru fetih hareketlerinin farkli toplumlar için degisime yola açtigini belirterek, “Selçuklularin 1040’dan devletlerini kurmalarindan hemen sonra batiya dogru sürdürdükleri fetih hareketleri pek çok toplum için tarihin degismesi manasina geliyordu. Farslar, Ermeniler, Gürcüler, Araplar ve Bizans egemenliginde yasayan halklar artik farkli bir sürece adim atmislardi. Ancak degisim sadece Selçuklu fetihleri ile yüz yüze kalan insanlarla sinirli degildi. Bu global etki kendisini Avrupa’da da hissettirmisti; Malazgirt Muharebesi’nin üzerinden sadece 25 yil geçtikten sonra Avrupa’daki bu tesir, yeni bir askeri hareketliligin ortaya çikmasina neden oldu. Bilim âleminde Haçli Seferleri olarak bilinen bu hareketlilik Anadolu ile Avrupa arasindaki iliskilerin baslangicidir. Ancak Avrupalilar baslangiçta düsmanlari olarak gördükleri halk hakkinda hiçbir sey bilmiyorlardi. Hatta adlarini bile Ancak süreç nasil oldu da, 19’uncu yüzyilda Türk aydinlarinin kendi tarihlerini Batililardan ögrenmeye kadar vardi?” diye konustu.



“Avrupalilar için Türk tarihi iki açidan önemliydi”

Sunumunun devaminda Türk tarihinin Avrupalilar için önemine deginen Özcan, “Avrupalilar için Türk tarihi iki açidan önemliydi. Birincisi, yeni Haçli Seferleri düzenlemek için çesitli uydurma bilgileri tekrar eden ve gerçek bilgileri de tahrif eden genellikle din adamlarindan olusan sinif. Ikinci grup ise sürekli gerçege ulasmaya çalisan, aralarinda din adamlarinin da oldugu, ancak önemli bir kismini hümanistlerin teskil ettigi grup. Onlar, Bizans kaynaklarini kullanarak yavas yavas Türklerin kökenini ve tarihlerini ortaya koymaya giristiler. Sonunda 16’nci yüzyilin sonunda bazi entelektüeller dogrudan Türkçe eserler de kullanmak suretiyle çok yönlü ve çok kaynakli bir arastirma yapabildiler. Bu zemin, ilerleyen yillarda Çin ve Arap-Fars kaynaklarinin da Bati lisanlarina çevrilmesiyle çok daha ileri bir seviyeye yükselecekti” ifadelerini kullandi.

Avrupalilarin Türklere bakis açisini degerlendiren Özcan, sunumunu su sözlerle sonlandirdi:

“Tüm bu arastirmalar sirasinda yazarlar Türkleri çesitli imajlarda degerlendirdiler. Bazilarina göre onlar tanrinin kirbaciydi. Bazilarina göre de gözünü kan bürümüs barbarlardilar. Daha baskalarini ise onlara olumlu bir bakis açisiyla yaklasiyor ve sempatik buluyordu. Bu kimseler onlarin Istanbul’u ele geçirmelerini bile olumsuz görünüyorlardi. 15 ve 16’nci yüzyilda bunlara Türk gibi estetik zevkleri pesine düsen bir kesim de takip etti. Usak halilari, Iznik çinileri ve Bursa ipeklileri isteyen Istanbul ciltleri talep eden bu insanlar da Turkophil insanlardi. Bu açidan bakildiginda Avrupalilarin Türklere bakis açilarinin Turcophobia iki Turcophil arasinda geçirdigini söylemek mümkündür.”

Soru ve cevaplardan sonra ilgiyle takip edilen konusma Ocak Baskani Prof. Dr. Nedim Ünal’in verdigi hediye ve sükran berati takdimi ile sonlandi.
Kaynak: İHA