Antalyali Balcilar Toros Daglari'nda Firari Arilarin Izini Sürerek Bal Topluyor

Antalya’da kovanlardan ayrilip agaç gövdesi ve kayaliklara yuva yapan arilarin yaptigi ballar, su kenarlarinda takip ettikleri arilarin yuvasina ulasan bal avcilari tarafindan çikariliyor. Akseki ilçesinde yasayan bal avcilarini havalarin serinlemesiyle tatli bir telas sariyor. Bin ile 2 bin metre yükseklikteki yaylalarda bazen saatlerce, bazen günlerce arilari takip eden bal avcilari, arilarin dogal ortamda yaptiklari kovanlara ulasiyor. Dere yataklarinda pusuya yatarak suya gelen arilari takip eden avcilar, ilk etapta arilarin yuva yaptigi agaç kovuklarini ve kayaliklari tespit ediyor. Bu yuvalari isaretleyen avcilar, hasat zamani söz konusu alana giderek arilarin yaptigi bali topluyor. Arilarin kendilerini sokmamasi için bulduklari yuvalarin agzini kapatan avcilar, daha sonra peteklere ve arilara zarar vermeden hassas bir sekilde agaci tiraslayip bali bulunduklari yerden çikariyor, arilari da kovanlara alarak götürüyor.

Akseki ilçesinde yasayan Fatma Kara, esi ile birlikte her yil ilkbahardan itibaren kovandan kaçan arilarin yuvalarini aramaya basladiklarini söyledi.

Kendilerine özgü arama teknikleri oldugunu belirten Kara, "Kaçan arilari bulmak için kendimize özgü arama tekniklerimiz var. Biz esimle birlikte ariyi takip ediyoruz. Esimle birlikte bu isin pesine düsüyoruz. Arilarin ogullama, ilkbaharda süratle çogalan ve artik kovana sigamayan ari kolonisi zamani oluyor. Arilar nisan ayinda baslayarak haziran ayinin sonuna kadar havalarin sicakligina göre ogullama yapip kovanlarindan çikarak daglarda kuru agaçlarin kovuklarina, deliklerine giriyorlar. Bizde esimle birlikte agustos ayinda kaçan arilarin pesine düsüyoruz. Daglarda arilarin izini sürerek aramaya basliyoruz. Bazen çabuk buluyoruz, bazen de günler sürüyor. Agaçlarda ve kayalarda buldugumuz arilarin yerlerini isaretliyoruz. Eylül ayinda ise buldugumuz arilarin ballarini aliyoruz. Ekim ayinin sonuna kadar devam ediyoruz” dedi.

Kara, yaptiklari isin çok zevkli oldugunu bildirerek, söyle konustu:

“Bu is çok zahmetli bir is fakat zahmetine göre çok zevkli bir is. Bu isi severek yapiyoruz. Yoruluyoruz. Günlerce yürüdügümüz zamanlar da olur. Kendimizin kovanlari da var fakat daglardaki buldugumuz arilarin zevkini kovanlardaki zevk vermiyor. Bunu bazen üç günde, bazen bes günde buluyoruz. Hiç belli olmaz. Bazen bir günde buluyoruz. Arinin girdigi deligi açiyoruz. Bu bir sans isidir. Bazen hiç bal çikmayabilir. Bazen ise 1 kilo, bazen 3 kilo, bazen de 10 kiloya kadar bal çikabiliyor. Bir sezonda ise yaklasik 30 ila 50 kilogram civarinda bal alabiliyoruz.”

“Her hastaliga sifa”

Bulduklari balin dogal ve katkisiz oldugunu anlatan Kara, “Bali buluyoruz. Buldugumuz bali paketliyoruz. Bu bali özellikle kanser hastasi olan kisiler istiyor. Tamamen dogal. Toros Daglari’nda temiz havada arilarin dogal olarak yaptiklari bu ballar tamamen organik bir baldir. Peteklerini bile kendisi yapar. Bu bal her hastaliga sifadir” dedi.



“Arilari dagda birakmayiz”

Arilarin balini alinca arilari dagda kesinlikle birakmadiklarini söyleyen Kara, “Arilar bizim için çok önemlidir. Dagda birakirsak burada ölürler. Arilari çuvala veya kolilere katarak götürürüz. Eve getirince ise kovanlara katariz. Arilarin telef olmalarini önlüyoruz” seklinde konustu.



“Bu bir hastaliktir”

Fatma Kara’nin esi Mehmet Kara da daglarda kaçan arilari aramanin zevkli bir is oldugunu söyledi.

Kara, “Bende ari hastaligi vardir. Daglari dolasiyorum. Arilari takip ediyorum. Tabii ki oldukça zor bir is. Bu yalniz yapilacak bir is degildir. Esimle birlikte daglarda gezip arilari ariyoruz. Bazen bir günde, bazen ise günlerce geziyoruz. Çok zahmetli bir is” diye konustu.

Akseki ilçesinde hayvancilik ve aricilik yapan Ramazan Topaça da kovanlarindan kaçan arilarin izini sürüyor. Topaça, temmuz ve agustos aylarinda kovanlarindan kaçan arilarin pisliklerinden ve sabahin erken saatlerinde günes isigi ile yüksek tepelerden geçis noktalarini günlerce takip ederek dogal kovanlarini bulmayi basariyor. Topaça, “Bu bal dogal ve sifa kaynagi. Bu bal sezonun iyi geçmesi, çiçegin bol olmasi sebebiyle ogullayan arilarin daga kaçmasi sonucu agaç ve tas kovuklarina yaptigi dogal sifa kaynagidir. Bu ballari temmuz ayinda çiçegin bol oldugu zamanlarda daglara çikarak kilometrelerce yürüyerek, arilari çiçeklerden ve sabahin ilk isiklari ile yüksek noktalardan takip ediyoruz. Daha sonra bal sezonunun bitmesinin ardindan eylül ayinda gidip agaçlardan ve taslardan açarak aldigimiz gerçek dogal sifa kaynagi baldir. Bu ballari genellikle hastalar ve özel isteyenlere Türkiye’nin her noktasina kargo ile gönderiyoruz. Kilogramini ise bin 500 liraya satiyoruz. Bu bali astim, seker hastalari gibi çesitli hastaliklari olan insanlar istiyor. Gerçekten sifa kaynagidir. Bu bali bulmak oldukça zor ve zahmetli bir istir. Yeri gelince kayalara çikiyoruz, agaçlara tirmaniyoruz” diye konustu.