Bu Cezveler En Az 200 Yil Garantili

Makine kullanmadan kendi imkânlariyla cezveye hayat verdiklerini belirten Öztürk, “Bir cezve yaklasik 4 saatte 5-6 bin kadar çekiçle döverek meydana getiriyoruz. Yaptigimiz cezveler en az 200 yil garantili ancak 500 yila kadar çikabiliyor. Dolayisiyla 200 yil garantisi var. Osmanli döneminden bin yillik, 500 yillik cezveler vardi. Uzun ömürlü olmasinin sebebi, bakirin içinde olan atomlari çekiçle döverek sikistiriyoruz. Böylece daha uzun ömürlü oluyor. Bu isi 50 yildir yapiyorum. 50 yil önce sanayi yoktu, simdiki gibi teknik imkânlar yoktu ancak biz teknik imkânsizliklara ragmen elde yapmaya çalisiyoruz. Eski ustalarimiz hepsi elle döverek yaparlardi biz de onlarin yolundan giderek sanatimiz kaybolmasin diye mücadele ediyoruz. Bu gün bu isi yapan 5-6 kisi kaldi. 50 yil önce 200-250 kisi vardik. Ürünlerimizi genelde sanattan anlayan uzun ömürlü olmasini isteyenler aliyor” dedi.



"Hediyelik esya satarak ayakta durmaya çalisiyoruz"

Yaklasik 63 yildir bakir sanatiyla ugrasan Emin Özkara da sattiklari hediyelik esyalarla ayakta durmaya çalistiklarini ifade ederek “Eskiden satmis oldugumuz bakirin simdi üçte birini satamiyoruz. Bakir uzun ömürlüdür ancak kalay masrafi oldugu için vatandas pek ragbet göstermiyor. Günümüzde bizim gibi bakir ustalari artik çok azaldi. Bu meslegi artik tercih eden de pek yok. Biz ve bizim gibiler meslegi yasatmaya çalisiyor bugün sayimiz 4-5 kadar diyebiliriz. Yani sanat olarak kimse benimsemiyor. Sehrimizde bakir dövmecisi pek kalmadi hep disardan geliyor. Yenilik yapmadik bu arada sikisip kaldik. Dolayisiyla burada kaldigimiz için sanayilesemedik. Bir Maras, bir Antep gibi sanayilesmedik. Yaz sezonunda oldugumuz için genelde hediyelik esyalar satiyoruz dolayisiyla bu da fazla yekûn teskil etmiyor. Örnegin eskiden gelin çeyizinde 40-50 kilo bakir esya olurdu artik günümüz gençler bakiri tercih etmiyor” diye konustu.