OMÜ'de Kültürel Miras Yolculugu

Ondokuz Mayis Üniversitesi Türkçe Ögretimi Uygulama ve Arastirma Merkezi (OMÜ-TÜRKÇE) tarafindan 19 Mayis Gençlik Haftasi etkinliklerinin ikinci gününde “Kültürel Mirasimiza Sahip Çikiyoruz” adli etkinlikle birçok geleneksel deger ögrencilerle bulusturuldu.

OMÜ'de Kültürel Miras Yolculugu
UNESCO (Birlesmis Milletler Egitim, Bilim ve Kültür Örgütü) Türkiye Millî Komisyonu tarafindan da desteklenen etkinliklerde; Mevlevi sema töreni, Karagöz, âsiklik ve meddahlik gelenegi, semah, Türk kahvesi, ebru sanati, hüsnühat, geleneksel okçuluk gibi geleneksel degerler atölye çalismalarinin içerigini olusturdu. Etkinliklerde ögrencilere Türk geleneksel kültür ve belleginin sembollerinden olan keskek, mesir macunu, Türk kahvesi ikram edildi.

“19 Mayis bir varolus hikâyesidir”

Programin açilisinda konusan Rektör Prof. Dr. Yavuz Ünal, kültürel degerleri anlamayi ve korumayi kendisine hedef seçen OMÜ-Türkçe’nin bu etkinligi üstlenmesinin kayda deger olduguna dikkat çekerek, Samsun ve ülke açisindan önemli bir tarih olan 19 Mayis’ta böylesine bir organizasyona ev sahipligi yapmanin daha anlamli oldugunu söyledi.

19 Mayis’in bir varolus hikâyesi oldugunu vurgulayan Rektör Ünal, “Ümidin tükendigi, yok olusun artik tercihe dönüstügü bir atmosferde 19 Mayis bir mesale olarak ortaya çikiyor. Samsun’dan baslayan Kurtulus Mücadelesi bütün ülkeyi kusatirken millî heyecani da diriltiyor. Ancak bir kez daha 19 Mayis’in yasanmamasi ve yeniden bir Istiklal Marsi’nin yazimina ihtiyaç duyulmamasi için yasadiklarimizi unutmamamiz gerekiyor” dedi.



“Kültür üzerindeki duyarlilik kaybedilirse yok olus süreci baslar”

Insanlarin, ancak bir kültür havzasinda kendini güvende hissedecegini belirten Rektör Ünal, sunlari kaydetti: “Eger kültür üzerindeki duyarlilik kaybedilirse yok olus süreci baslamis demektir. Bizim bu nedenle somut olmayan kültürel varliklarimizi toplum olarak korumamiz gerekiyor. Çünkü kültürel degerlere karsi hassasiyet yitirildigi zaman bu mirasimiz baskalasima ugrar.”

“Bu etkinliklerin yasamimizin dogal parçasina dönüsmesi için çalismaliyiz”

Anadolu’nun geçmisten gelen kültürel varliklarinin nasil olustuguna da deginen Rektör Ünal, konusmasini söyle tamamladi: “Kültürel mirasin bilinmesi, bu mirasa özgü birtakim etkinliklere ilgi duymamiz geleneklere ait oldugumuzu göstermektedir. Dolayisiyla bu etkinliklerin yasamimizin dogal parçasina dönüsmesi için çalismaliyiz. Bu nedenle OMÜ’nün etkinlikler yoluyla Türk kültürüne ve kültürel mirasimiza yönelik vurgusu son derece önemlidir zira bu kültürel kodlar bizi birbirimize yaklastiracaktir. Ayrica ögrenci arkadaslarimizin, kültürel mirasimiza yönelik beceriler gelistirmesini saglayacak hobiler edinmesini öneriyorum. Bunlar, hayat boyu kendinizi tanimanizi saglayarak birçok fayda saglayacaktir.”

Sisman: “Gelecege aktardigimiz degerlerimizin bütünüdür kültür”

OMÜ Türkçe Müdürü Prof. Dr. Bekir Sisman ise yaptigi tesekkür konusmasinda “Kültür esasen insan beyninin ürettigi her seydir, kültür bellektir, yasam içerigidir. Geçmisten miras aldigimiz; sosyal çevrenin, dinî olusumlarin, tarihî olaylarin ve teknolojik gelismelerin etkisiyle gelecege aktardigimiz bütün maddi ve manevi degerlerimizin bütünüdür kültür” dedi.

Birçok kültürel degerin, UNESCO’nun somut olmayan kültürel miras temsilî listesine kaydedilerek koruma altina alindigini hatirlatan Sisman, bu degerleri korumak ve gelecek kusaklara aktarmanin basta devlet kurumlari olmak üzere herkesin görevi oldugunu dile getirdi. Türk milletinin, yüzlerce yil ayakta olan kültürel benligini dili ve dini sayesinde koruduguna ve bugüne kadar aktardigina atifta bulunan Prof. Dr. Sisman, etkinliklere katki sunan kurulus ve firmalara sükranlarini sundu.

Etkinlikler Ankara’dan gelen meddah ve hayalî (karagöz oyununu icra eden kisi) Safak Yilmaz’in oyunu ile basladi.

Meddah ve hayalî Yilmaz, oyununda jest, mimik ve tavirlariyla begeni kazanirken sonrasinda gerçeklestirdigi Karagöz gölge oyununda nostaljik dakikalar yasatti. Meddah ve hayalî Safak Yilmaz, ardindan icra ettigi kukla gösterisinde ise Türk halk müziginin ustasi ve unutulmaz ismi Âsik Veysel’i “Kara Toprak” türküsüyle andi.

Etkinliklere Samsun’dan katilan âsik Obali ve âsik Yavuz, sazlari ve sözleriyle hünerlerini sergilerken paylastiklari hikâyeler ve yaptiklari atismalarla katilimcilardan yogun alkis aldi.

Akabinde sahne alan semazen Mehmet Nur Yazgan ve ekibi Mevlevi sema töreniyle, Amasya Suluova Haci Bektas Veli Kültür Vakfi Baskani Sefa Gül ve semah toplulugu ise semah gösterisiyle katilimcilara hitap etti.

Programda ayrica ebru sanatçisi Semra Sar ve hüsnühat uzmani Meryem Yazici, ortaya çikardiklari örneklerle katilimcilarin ilgisini çekti.

Diger bir kültürel miras olan geleneksel okçuluk da etkinlige renk katarken katilimcilar, ok ustalari Cihan Çelik ve Dinçer Sanci’nin direktifleriyle ok atislarinda hedefi tutturmaya çalisti.

Etkinliklerde Türk kültür mirasi örneklerini emekleriyle görünür kilan konuklara tesekkür sertifikalari takdim edildi.

Atatürk Kongre ve Kültür Merkezi’nde (AKM) düzenlenen etkinlige ayrica; Rektör Yardimcisi Prof. Dr. Cengiz Batuk, Ziraat Fakültesi Dekani Prof. Dr. Muharrem Özcan, Fen-Edebiyat Fakültesi Dekani Prof. Dr. Emin Kasap, Atakum Ilçe Milli Egitim Müdürü Mehmet Irfan Yetik, akademisyenler ile yabanci uyruklularin da aralarinda oldugu çok sayida ögrenciler katildi.

Kaynak: İHA