Kaybettigi Kimligi Hayatini Karartti

Kocaeli’de 28 yasindaki zihinsel engelli Ugur Dektas’in evine, kaybettigi kimligi kullanilarak kendisi adina açilan sirketin borcu geldi. Yaklasik 7 buçuk milyon lira borcu gören Denktas’in hayati karardi.

Kaybettigi Kimligi Hayatini Karartti
Gebze ilçesinde ailesiyle birlikte yasayan ve bir fabrikada isçi olarak çalisan 28 yasindaki Ugur Denktas, iddiaya göre 2015 yilinda kimligini kaybetti. Daha sonra yeni kimlik çikartan Denktas, hayatina kaldigi yerden devam etti. Bu olaydan 3 yil sonra Denktas’in çalistigi is yerine maliyeden ekipler geldi. Ekiplerin kendisine borç tutanagi vermesiyle neye ugradigina sasiran Denktas, kendi ismine sirket açildigini ögrendi.

Hayatinin sokunu yasayan Denktas, o günden sonra hakkini adliyede aramaya basladi.

Imza uyusmazligi sebebiyle girdigi durusmalardan beraat eden Denktas, bu kez de geçtigimiz gün evine gelen belgelerle yikildi. Sirkete ait yaklasik 7 buçuk milyon liralik vergi borcu oldugunu ögrenen Denktas ailesi, kendilerine ait olmayan sirketin borcunu nasil ödeyeceklerini düsünüyor.

"Istanbul’da sirketimin oldugunu ögrendim"

2015 yilinda kimligini kaybettigini ve 3 yil sonra çalistigi markete maliyeden ekiplerin geldigini söyleyen Ugur Denktas, "Biz de markete geldiklerini düsünerek önemsemedik. Sonra maliyeciler benim ismimi verince bu olayi ögrendim. Istanbul’da sirketimin oldugunu ögrendim. Karakola gittim, imza attim. En son mahkemede imza uyusmazligi karari verildi.

Simdi de bana borç kagidi geldi. Ne yapacagimi bilmiyorum, magdurum. Sirketi kimin açtigi belli degil. Isimler yaziyor ama hiç birini tanimiyorum. Daha önce hiç görüsmedim, bilmiyorum. Mahkemede de söyledim bunu. Sirketin genel müdürü, kurucusu olarak benim ismim yaziyor" dedi.



"Borcu görünce kafamdan asagiya kaynar sular döküldü"

Durusmalara gidebilmek için sürekli is yerinden izin almak zorunda kaldigini söyleyen Denktas, "Bu seferde is yerimdekiler ‘Bu çocuk neden sürekli izin aliyor?’ diyor. Ben kaç günden beri adam akilli uyku uyuyamiyorum. 8 milyon lira borcu görünce kafamdan asagiya kaynar sular döküldü. Öyle bir parayi ben bir arada görmedim. Epilepsi hastasiyim, Yüzde 54 engel durumum var. Sürekli ilaç kullanan bir insanim, is yerimde de engelli kadrosunda çalisiyorum. 18 yasima girdim gireli çalisan bir insanim. Kendime ait bir is yerim olsa gider kendi is yerimde dururum. Neden baskasinin is yerinde çalisayim ki? Komik bir durum bu" diye konustu.



"Evime 7 buçuk milyon liralik bir vergi borcu geldi"

Oglunun zihinsel engelli oldugunu, algilama güçlügü, dikkat daginikligi ve davranis bozukluguna sahip oldugunu aktaran 3 çocuk annesi Sevim Denktas ise "Kendisi epilepsi hastasi. Biz bu sirket meselesini ögrendigimizde mahkemelere gittik geldik. Karakola gittik, sayisiz imzalar verdik. Oglum, imza tutarsizligindan 2019 yilinda bu davadan beraat etti. Beraat ettikten sonra bu sene yine mahkeme kagidi geldi. Oglum yürüyemedigi için dizlerinden ameliyat oldu, durusmanin birine katilamadik, digerine katildik. Haziranda yine durusma var. Beraat karari zaten daha önce verilmis. Simdi 3 gün önce evime 7 buçuk milyon liralik bir vergi borcu geldi. Dosyalarin hepsinde engelli raporu var. Her çalistigi yerde engelli kadrosunda çalisiyor. Su anda bir fabrikada engelli personel olarak çalisiyor" seklinde konustu.



"Çocugum benden ayri bir gününü geçiremez"

Oglunun kisisel bakimlarini bile kendisinin yaptigini aktaran Denktas, su ifadeleri kullandi:

"Bu çocugun kendine hayri yok. Çocugumun kisisel bakimlarini bile ben yapiyorum. Dusunu, banyosunu küçük kardesi yaptiriyor. Tirnagina varana kadar ben kesiyorum. Gerçekten çok kötü durumdayim ve psikolojim alt üst oldu. Borç eve geldiginde ben evde degildim. Çocuklarim aradi, bana bunu söylediklerinde çalistigim is yerimde sinir krizi geçirdim. ‘Böyle bir sey olamaz, mümkün degil’ dedim. 500 lira, 600 lira bir para degil ki ödeyelim. Zaten onu da ödemem, niye ödeyeyim? Ödemem için hiçbir sebep yok. Ben bunu kabullenmiyorum. Çünkü yaptigimiz hiç bir sey yok. Sirket sahibi bir insan engelli kadrosunda neden çalisiyor? Gitmem gereken neresi varsa gidebildigim yere kadar gidecegim. 3 gecedir uyumuyor benim çocugum. Agliyor, korkuyor, ‘Anne beni cezaevine atarlarsa ne yaparim?’ diyor. Benim çocugumun 3 gün cezaevinde kalmasi ölümü demek. Çocugum benden ayri bir gününü geçiremez. Benden ayri sofraya oturamaz benim çocugum"
Kaynak: İHA