Ramazan Ayindaki Kilo Kaybi Kalici Olmaz

Lapseki Devlet Hastanesi Diyetisyeni Dyt. Düzgün Taskin, Ramazan ayinda kilo kaybi beklenebilir ancak bunun kalici bir kilo kaybi olmayacagini söyledi.

Ramazan Ayindaki Kilo Kaybi Kalici Olmaz
Ramazan ayinin gelmesiyle birlikte herkesin kafasinda, ’Ramazan ayinda nasil beslenmeliyim?’, ’Oruç tuttugum için kilo verir miyim?’, ’Sahurda ne yemeliyim?’ gibi soru isretleri olusmaya basladigini belirten Lapseki Devlet Hastanesi Diyetisyeni Dyt. Düzgün Taskin, "Ramazan ayinda ögün sayisinin azalmasi ve yaklasik 16-17 saati bulan oruç süresiyle birlikte günlük alinan enerjinin düsmesi ve sivi tüketiminin de azalmasina bagli olarak metabolizma hizi yavaslamaktadir. Ayrica açlik esnasinda insülin yapimi artar ve yenilen yemege insülin cevabi yüksek olur. Uzun süreli açlik sonrasi vücudumuz yag depolamaya daha meyilli olur. Bu sebeple Ramazan ayindaki beslenme sekli ne agirlik kazanimi ne de artisini destekleyecek sekilde olmalidir. Yani ramazanda kilo kaybi beklenebilir ama bu kalici bir kilo kaybi olmayacaktir. Oruç sirasinda bas agrisi, halsizlik, hazimsizlik, böbrek ve sindirim sorunlari yasanabilir. Bu sebeple bu dönemde dengeli bir diyet sürdürmek çok önemlidir. Özellikle sivi elektrolit dengesinin korunmasi için iftar ve sahur arasinda kalan dilimde yeterli sivi tüketimi önemlidir. Önerilen tek seferde yüksek miktarlarda su tüketimi degil, aralikli olarak 2-2.5 litre su tüketimidir. Yeterince su tüketilmezse, vücut su orani azalmakta, su-tuz dengesi bozulmakta, bununla beraber halsizlik, iste verimsizlik, depresyon, konsantrasyon güçlügü, uyuklama, mide agrisi, hazimsizlik, tansiyon düsmesi gibi birçok saglik problemi yasanabilmektedir" dedi.

Sahura mutlaka kalkilmasi gerekildigini belirten Taskin, "Ramazanda yapilan en büyük yanlislardan biri gece yatmadan önce yemek yemek ve sahura kalkip sadece su içmektir. Bu açlik süresini uzatacagi için metabolizma yavaslamasini destekleyecek, halsizlik, bas agrisi gibi sorunlari beraberinde getirecektir. Çok uzun süreli açlikla kan sekeri ve tansiyon düserken, mide asit salgisi artmaktadir. Sahur ögünü yavas sindirilen ve besleyici degeri yüksek olan besinlerden olusmalidir. Ekmek tercihiniz kepek, tam bugday, çavdar ekmegi olabilir. Beyaz un, seker gibi çok hizli sindirilen besinlerden kaçinilmalidir. Pogaça, börek ya da tatli türevlerinin tüketiminden kaçinilmalidir. Kizartilmis besinler gün boyu mide bulantisi yasamaniza neden olabilir. Bu nedenle sahurda kizartilmis besinlerin tüketiminden kaçinilmalidir. Yüksek tuz içeren besinler gün içerisinde susamayi arttirmaktadir. Ekstra tuz tüketiminden kaçinilmali; salam, sosis, sucuk gibi islenmis et ürünleri tüketilmemelidir. Uzun bir açlik sonrasi iftar ögününde hizli bir baslangiç yapmamak yemek sonrasi hazimsizlik yasamamaniz açisindan önemlidir. Hurma karbonhidrat, posa, potasyum ve magnezyumdan zengin orucunuzu açmak için iyi bir seçenektir. Yogun ögün tüketimi öncesi 1 kâse çorba yaninda bir miktar ekmek ile baslangiç yapilabilir. 10 dakikalik bir mola sonrasi ögüne devam edilebilir. Iftar ögününde izgara/firinda et, tavuk, balik, yogurt, cacik veya ayran, zeytinyagli sebze yemekleri, salata ve tam tahilli ekmeklerden olusan bir ögün tercih edilebilir. Iftardan 1 saat sonra hafif yürüyüsler ile enerji alimi dengesi korunabilir” diye konustu.

Kaynak: İHA