Bakan Soylu Açiklamasi 'Gülistan Doku'nun Kaybolmasinin Ardindan 261 Günlük Arama Kurtarma Çalismasi Sürdürüldü'

Içisleri Bakani Süleyman Soylu, CHP Genel Baskani Kemal Kiliçdaroglu ve IYI Parti Genel Baskani Meral Aksener’in 5 Ocak 2020’den bu yana haber alinamayan, üniversite ögrencisi Gülistan Doku’ya iliskin yaptigi açiklamalari “ölüm üzerinden istismar” seklinde niteleyerek, “Gülistan Doku’nun 261 gün süren söz konusu arama çalismalarina; 97 su alti ve su üstü kurtarma ekibi, 545 personel, 101 araç, 45 bot, 14 row, 6 drone, 7 sonar, 3 köpekli arama ekibi katilmistir” dedi.

Bakan Soylu Açiklamasi 'Gülistan Doku'nun Kaybolmasinin Ardindan 261 Günlük Arama Kurtarma Çalismasi Sürdürüldü'


Içisleri Bakani Süleyman Soylu, sosyal medya hesabinda, Tunceli’de 5 Ocak 2020’den bu yana haber alinamayan, üniversite ögrencisi Gülistan Doku’nun, Türkiye Büyük Millet Meclisi (TBMM) gündemine gelmesi ve Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Genel Baskani Kemal Kiliçdaroglu ile IYI Parti Genel Baskani Meral Aksener’in grup toplantilarinda yaptigi konusmalara iliskin paylasimla açiklama yapti. Bakan Soylu paylasiminda, üniversite ögrencisi Gülistan Doku’nun 5 Ocak 2020’ten beri kaybolmasinin ardindan milletçe büyük bir üzüntü yasandigini ve hem ailesinin acisini paylasmak hem de sorumluluklarinin geregini yerine getirmek üzere devletin tüm imkanlariyla ciddi bir gayret ortaya koyuldugunu belirterek, “Bu samimi çabaya ragmen; CHP Genel Baskani Kemal Kiliçdaroglu’nun, Meral Aksener’in ve terör örgütünün siyasi uzantilarinin da dün ve bugünkü grup toplantilarinda yaptiklari gerçeklikten ve hakkaniyetten uzak degerlendirmeler, ölüm üzerinden yaptiklari istismar, siyasi rant adina siyaset sorumlulugundan ve insani degerlerden ne denli uzaklasildiginin; ilgili tüm birimleriyle yapilmasi gereken ne varsa yapan devletimize karsi bitmeyen bir öç alma duygusunun, açik bir tezahürüdür” ifadelerini kullandi.

Gülistan Doku’nun kaybolmasi olayi ile ilgili olarak ilk andan itibaren Emniyet Genel Müdürlügü’nden bir tane ve Istihbarat Sube Müdürlügü baskanliginda, KOM, Istihbarat ve Siber Suçlar birimlerinin uzmanlarindan olusan ortak bir ekip olusturuldugu bilgisini veren Soylu, “Bu ekip Tunceli’ye gönderilmis ve eldeki tüm delil ve bulgular, Il Emniyet Müdürlügü ekipleriyle koordineli sekilde sahada titizlikle takip edilmistir. Kayip ihbarinin alindigi ilk andan itibaren, 5 Ocak 2020 tarihinde Tunceli Il Emniyet Müdürlügü tarafindan arama çalismalarina baslanmis, Tunceli ilindeki tüm giris çikis noktalarindaki MOBESE kameralari ve 863 araç geçisine ait PTS kayitlari taranmistir. Sorusturma boyunca bilgi sahibi 219 kisi, 2 müsteki ve 1 süpheli ile görüsme yapilmis, araç kameralari ve HTS kayitlari dahil eldeki bütün alternatifler titizlikle incelenmistir. 5 Ocak 2020 tarihinden itibaren yürütülen kapsamli çalismalar neticesinde; Gülistan Doku’nun en son olarak Uzunçayir Baraj Gölü üzerinde bulunan Sari Saltuk Viyadügü üzerinde görüldügü, görgü taniklarinin beyani ve araç kamerasi görüntüsü ile tespit edilmistir. Telefon sinyalinin köprü üzerinde kesildiginin tespit edilmesi üzerine, su alti ve su üstü arama çalismalari, Tunceli Il Afet ve Acil Durum Müdürlügümüz koordinesinde hizlica baslatilmistir. Arama çalismalari kapsaminda Uzunçayir Baraj Gölü birisi yarim, birisi tam seviye olmak üzere iki kez bosaltilmis, su seviyesinin teknik olarak mümkün olan minimum seviyesine kadar indirilmesi saglanmistir” dedi.



“Gülistan Doku’nun 261 gün süren söz konusu arama çalismalarina; 97 su alti ve su üstü kurtarma ekibi, 545 personel, 101 araç, 45 bot, 14 row, 6 drone, 7 sonar, 3 köpekli arama ekibi katilmistir”

Tüm bu çalismalarin toplamda 261 gün sürdügünü ifade eden Soylu, “Bütün bunlarin yani sira; Sari Saltuk Viyadügü civari ile 1 kilometre üstü ve 1 kilometre baraj bendine dogru su alti ve su üstü arama faaliyetleri icra edilmis, baraj gölü botlarla günlük olarak taranmistir. 15 Ekim 2020 tarihinde Uzunçayir Baraj Gölü’nden baslatilan ikinci tarama; Ögretmenevi’nden Uzunçayir Baraj bendine kadar row ve dalgiçlarla su alti aramasi seklinde yapilmistir. Gülistan Doku’nun 261 gün süren söz konusu arama çalismalarina; 97 su alti ve su üstü kurtarma ekibi, 545 personel, 101 araç, 45 bot, 14 row, 6 drone, 7 sonar, 3 köpekli arama ekibi katilmistir” degerlendirmesini yapti.

Doku ailesinin yapilan çalismalarla alakali bilgilendirilmedigine dair yapilan açiklamalarin tamamen yalan oldugunu belirten Soylu, “Bu elim hadise, ilk anindan bugüne kadar her asamasinda bizzat Cumhurbaskanimiz Sayin Recep Tayyip Erdogan’in takibinde olmustur. Kendileri aile ile hem telefonla hem de Elazig ziyareti sirasinda bizzat yüz yüze görüsmüstür. Ayrica Sayin Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanimiz ve Içisleri Bakani olarak bizzat kendim, Elazig’da, Ankara’da ve Tunceli’de aile ile defalarca görüsme gerçeklestirdik ve her süreçte bilgilendirdik. Ayrica; Valilerimiz, arama kurtarma birimlerimiz, arama çalismalarinin her safhasinda; yine konuyla ilgili kurulan özel ekibimiz, yürütülen çalismanin bir çok bölümünde, aileyi sik sik bilgilendirmistir. Bizatihi aile üyeleri, arama kurtarma çalismalarini ve tüm detaylari, olay yerinde de takip etmistir. Içisleri Bakanligi olarak, arama ve kurtarma faaliyetleri için ayri bir egitim, ayri bir yapilanma ve ayri bir kapasite ayirmis bulunmaktayiz. Burada herhangi bir zafiyet söz konusu degildir. Son yillarda üst üste yasadigimiz afetlerde de benzer arama kurtarma çalismalari gerçeklestirilmistir. Rize’deki sel afetinde kaybolan 2 vatandasimiz için 65 gün; Giresun’da 4 kayip vatandasimiz için 76 gün; Kastamonu sel afetinde kayip 8 vatandasimiz için 100 gün; Sinop-Ayancik sel afetinde kayip 6 vatandasimiz için 100 gün; Balikesir-Manyas Gölü’ndeki kayip vatandasimiz için 34 gün süren arama kurtarma çalismalari gerçeklestirilmistir” ifadelerine yer verdi.

“Bir kayip olayini, tam da terör örgütünün ve uzantisi olan siyasi partinin stratejisine uygun sekilde siyasi sahaya çekmeye çalismak, ‘isine gelen ölümlerden’ beslenmektir”

Devlet olarak görev ve sorumluluklarinin farkinda olduklarini ve buna göre bir gayret ortaya koyduklarina dikkati çeken Soylu, sunlari kaydetti:

“Ancak muhalefetin de bir görevi var. Bu görev, elbette ki sorumsuzca iftira atmak ve her meseleyi devlete, iktidara kara çalma vesilesi olarak görmek degildir. Bu açik bir haksizliktir, vicdansizliktir ve bu konuda gayret gösteren, günlerce suda arama yapan, sahada bu konuyu takip eden personelimizin hakkina girmektir. Bir kayip olayini, tam da terör örgütünün ve uzantisi olan siyasi partinin stratejisine uygun sekilde siyasi sahaya çekmeye çalismak, eli direge baglanip öldürülen masumlara, bombali eylemlerde sehit olan bebeklere bir çift kelami olmayanlarin çukurlugudur, ’isine gelen ölümlerden’ beslenmektir. Iftirayi ve yalani sistematik hale getirmis, rahatça iftira atabilsin diye kendisi için ajanslar kurulmus bir siyasiden ve yillardir siyasi sahada terör örgütünün sözcülügünü yapanlardan etik davranma ve hakkaniyet erdemlerini beklemenin gerçekçi olmadigini elbette ki biliyoruz. Ancak, Kiliçdaroglu’nun CHP’yi, Meral Aksener’in de IYI Parti’yi, terörün örgütünün partisinin iftirasina payanda yapmalari, bulunduklari kürsüleri de istismar ederek iftirayi ve yalani kamusallastirmalari, bunun için ayirt etmeksizin masum insanlarin acilarini istismar etmeleri, dekorasyonu terör örgütüne ait olan hafiza odalarinda kaybolmalari, Türk siyaseti açisindan kaygi verici bir görüntüdür.”
Kaynak: İHA