Nuri Gökasan 54 Yildir Sahnelerde

Sivrihisar’da devam eden “Gönül Dagi” dizisindeki rolü ve “Agaçlar Ayakta Ölür” oyunuyla yogun bir tempoyla sanat yasamini sürdüren, oyunculugun yani sira, yönetmenlik, oyun yazarligi, seslendirme ve spikerlik yapan Nuri Gökasan 19 yasinda çiktigi sahneden 54 yildir hiç inmeden sanatini devam ettiriyor.

Nuri Gökasan 54 Yildir Sahnelerde
1950 yilinda Ankara dogan ve Ankara’da Iktisadi Ticari Ilimler Akademisi Gazetecilik ve Halkla Iliskiler Yüksek Okulu’nun Radyo TV Bölümü’nden mezun olan, oyunculuk, yönetmenlik, oyun yazarligi, seslendirme ve spikerlik yapan Nuri Gökasan 54 yildir sahnelerin tozunu yutmaya devam ediyor.

Ömrünün büyük bir kismini sahnede geçirmis bir oyuncu olarak tiyatroyu degerlendiren Nuri Gökasan, “Tiyatroyu diger mesleklerden farkli bir misyon hiç bir zaman yüklemedim. Benim tiyatro sanatim, benim isim, diger mesleklerden daha mühim, daha makbul, daha gösterisli hiç bir zaman olmadi. Insani iyilestiren bir doktordan, hayata insan yetistiren bir ögretmenden, viyadük insa eden bir mühendisten ya da kömür çikaran bir madenciden daha önemli görmedim isimi. Hep bir emekçi olarak hissettim kendimi. Bir ressam çizdigi resim ile bir yontucu elinden çikardigi heykelle, edebiyatçi eseriyle ve bir sair dilinden döktügü misralar ile ne kadar kiymetli ve sayginsa, tiyatro sanatim ve emegimle ben de öyle saygi ve itibar gördüm“ dedi.

Tiyatroya çok genç yasta basladigini, 19 yasindan beri sahne üstünde oldugunu ifade eden Gökasan, “Tiyatro seyirci için gerçekten bir rehabilite aracidir. Tiyatro seyircisi sahnede adini koyamadigi sorunlarinin açildigi konu edildigi belki de kendi hakliliginin ispatladigi oyunlari izlediginde rahatlar, insanin dert ettigi bir probleminin sahnede çözüme kavustugunu, dogrulandigini görmesi sifa degilse nedir? Kaldi ki sadece sorunlar degil. Özlemler, aidiyetler, gülmeceler, meraklar, asklar, benzeri bir sürü iyilestirici etmen seyirciyi kavrar, mutlu kilar. Oyuncu ise, buna vesile oldugu için kivanç duyar” dedi.

Nuri Gökasan, tiyatro ile televizyon arasindaki iliski hakkinda ise sunlari söyledi:

“Televizyon, tiyatrodan çok sonra ortaya çikmis bir yapidir. Insanliga, toplum hayatina, egitim, ögrenim ve eglence amaçli hizmet verir. Bu hizmeti verebilmek için de bazi araçlari elinin altinda tutar, haber kaynaklari gazeteler, arastirmaci yazarlarin eserleri, belgesel kurucular, spor ve sanat icracilari, politikacilar, sivil kitle örgütleri vesaire kuruluslar gibi, tiyatro da televizyona hizmet verir, televizyon yapimlarinda hem oyuncu kullanimi, hem bu yapimlarin yönetimi ve seslendirilmesinde de tiyatro, televizyon için çok degerli bir kaynaktir.

Tiyatro içinse televizyonun önemi, tiyatro oyunlarinin duyurulmasi, tanitilmasi ve sanatçilarinin takip edilmesi anlamin da çok ciddi bir deger tasir. Tiyatro ve televizyon arasinda böyle karsilikli birbirini besleyen bir iliskiden söz etmek mümkündür.”

Film sanatinin 7. Sanat olarak nitelendirildigini söyleyen Nuri Gökasan, “Tiyatro iyiyi dogruyu güzeli hakliyi arar ve sorgular, irdeler. Bu kavramlar her insanin, her toplumun ihtiyaç duydugu kavramlardir. Üstelik bireysel ve toplumsal gelismenin önünü açar. Iyiyi güzeli hak ve hukuku arayan sorgulayan diger disiplinlerle içli disli olabildiginden tiyatronun elestiri kabiliyeti artar” seklinde konustu.

Kaynak: İHA