Prof. Dr. Salihoglu Açiklamasi 'Marmara'daki 'Deniz Salyasi' Denizin Sessiz Çigligidir'
Bursa Uludag Üniversitesi Ögretim Üyesi Prof. Dr. Güray Salihoglu, “Marmara Denizi’nde olusan müsilaj (deniz salyasi) ve buna benzer olaylar, aslinda canlilarin ve denizin sessiz çigligidir. O yüzden hem vatandas hem de akademisyenler olarak sorumlulugumuz katbekat artiyor” dedi.
Ondokuz Mayis Üniversitesi (OMÜ) Çevre Sorunlari Arastirma ve Uygulama Merkezi (ÇEVSAM), gerçeklestirdigi söylesilerle de bu yönde rehberlik ederek çevre bilinci ve farkindaliginin kazandirilmasinda misyon üstleniyor. Bu minvalde yurt içi ve disindan uzmanlari davet eden OMÜ ÇEVSAM’in bu seferki konugu OMÜ mezunlarindan Bursa Uludag Üniversitesi Kalite Koordinatörlügü bünyesindeki Sürdürülebilirlik Ofisi Koordinatörü ve Çevre Mühendisligi Bölümü ögretim üyesi Prof. Dr. Güray Salihoglu oldu.
Ardali: “Sürdürülebilir çevreci ve yesil kampüs politikalari uyguluyoruz”
"Sürdürülebilir Üniversite ve Tehlikeli Atik Yönetimi" adli söylesi, internet üzerinden çevrim içi (on-line) yayimlandi. Programin açilisinda konusan OMÜ ÇEVSAM Müdürü ve Mühendislik Fakültesi Çevre Mühendisligi Bölümü ögretim üyesi Prof. Dr. Yüksel Ardali, çevre sorunlarini bilimsel olarak belirleme, bu yönde çözüm yöntemleri gelistirme ve bu politikalari uygulamanin ÇEVSAM’in temel hedefleri içerisinde oldugunu vurgulayarak “ÇEVSAM olarak belirledigimiz sürdürülebilir çevreci ve yesil kampüs politikalari dogrultusunda kamusal ve özel kuruluslarin çevre sorunlari ile ilgili basvurularini ele alarak bunlar üzerinde arastirma yapmak suretiyle çevre bilincinin ve farkindaliginin olusturulmasina çalisiyoruz” diye konustu.
Sürdürülebilirlik serüvenine Bursa Büyüksehir Belediyesinde baslayan OMÜ mezunu konuk akademisyen Prof. Dr. Güray Salihoglu ise konusmasinda Afrika ülkesi Zimbabve’de katildigi çalismalardan kesitler sunarak sürdürülebilirlik kavrami ve uygulamalarina iliskin detaylar paylasti.
Salihoglu: “Çevresel sürdürülebilirlik ve duyarlilik hepimizin hayat tarzi olmali”
Programin ilerleyen bölümlerinde çevre mühendisligi misyonlari ve görev yaptigi Bursa Uludag Üniversitesi’ndeki sürdürülebilir üniversite çalismalari üzerinde duran Prof. Dr. Salihoglu, “Yesil tedarik zinciri ve yesil kimya zincirinin gelistirilmesi ile projelerde atik yönetimi sorumlulugunun saglanmasi büyük bir önem arz ediyor. Bu anlamda endüstriden beklentiler, diger kurumlar ve elbette üniversiteler için de geçerli. Dolayisiyla istikrarli çevre bilinci ve kültürünü var etmek adina faaliyetleri hizlandirmamiz gerekiyor. Çevresel sürdürülebilirlik ve duyarlilik hepimizin hayat tarzi olmali” ifadelerini kullandi.
“Denizin sessiz çigligi”
Prof. Dr. Salihoglu, dünyada modern çevresel hareketi baslatan doga dostu bilim insani Rachel Carson’un 1962 yilinda yazdigi ve büyük ilgi gören çevre bilimi kitabi “Sessiz Bahar” kitabina atifta bulunarak, devaminda “Kitap, Ingiliz Sair John Keats’in ’Sazlar kurudu artik gölün kiyilarinda, Ötüsmez oldu kuslar’ dizeleriyle basliyor. Yazdigi bu ölümsüz eserle dünyada çevresel duyarliligi harekete geçiren Rachel Carson’un da ’Insan, tabiatin bir parçasidir ve dogaya karsi savasi, kaçinilmaz olarak kendisine karsi bir savastir’ sözü o kadar anlamli ki. Maalesef Marmara Denizi’nde olusan müsilaj (deniz salyasi) ve buna benzer olaylar, aslinda canlilarin ve denizin sessiz çigligidir. O yüzden hem vatandas hem de akademisyenler olarak sorumlulugumuz katbekat artiyor. Burada hayati bir sorumluluk olarak karsimiza çikan tehlikeli atik yönetimini bütün boyutlariyla ele almali ve insanlarin aktiviteleri sonucu dogaya ve canlilara verilecek zarari bertaraf etmek için bu koordinasyonu ve farkindaligi canli tutmaliyiz” seklinde konustu.
Ardali: “Sürdürülebilirlik; bir zihniyettir, dünyada var olma biçimidir”
Ardindan sürdürülebilirlik kavrami ile ilgili düsüncelerini aktaran ÇEVSAM Müdürü Prof. Dr. Yüksel Ardali “Sürdürülebilirlik kavramini ekonomi, sosyal yasam ve çevrenin ortak noktalarinda hayata geçirmek zorundayiz. Sürdürülebilirlik; bir teknik, bir politika veya bir eylem degildir, bir zihniyettir, dünyada var olma biçimidir, dogadir” sözlerine yer verdi.
‘BM Ortak Gelecegimiz Raporu’nda sürdürülebilir kalkinmanin hedefleri belirlendi
2000 yilinda gerçeklestirilen Birlesmis Milletler (BM) Genel Kurulunda baris, kalkinma, insan haklari, çevre gibi konularin yer aldigi 60’a yakin hedefin belirlendigini hatirlatan Prof. Dr. Ardali, bu süreç hakkinda “Ortak Gelecegimiz olarak adlandirilan Brundtland Raporu’nda sürdürülebilir kalkinmanin hedefleri; büyümenin kalitesini degistirmek, kaynaklari korumak ve zenginlestirmek, teknolojiyi yeniden yönlendirmek ve riski yönetmek, karar verme sürecinde çevre ve ekonomiyi birlestirmek’ seklinde siralandi. Bu hedeflere bakildiginda sürdürülebilir kalkinmanin amaç ve hedeflerini ekonomi, insan, çevre ve teknoloji açisindan degerlendirmenin uygun olacagini söyleyebiliriz. Sürdürülebilir kalkinmada; ekosistemi kirletmeyen ve dogal kaynaklarin kullanimini en aza indiren sistemler, daha verimli ve temiz teknolojilerle mevcutlarin degistirilmesi, küresel karbon saliniminin siniflandirilmasi amaciyla karbon emisyonunun azaltilmasi ve diger sera gazlarinin atmosferik seviyelerinin kisa sürede kararli hâle getirilmesi var. Çok boyutlulugu içeren bu kavram öte yandan alternatif enerji kaynaklarinin gelistirilmesi, dogal sistemlerin desteklenmesi, geleneksel ve kirletici içeren teknolojilerin kullaniminin terk edilmesi ile atik azaltilmasi ve dönüstürülmesini de içermekte” bilgisini verdi.
Söylesi sonunda ise Prof. Dr. Yüksel Ardali her iki üniversite arasinda ortak çalismalar ile güç birliginin dogabilecegine isaret ederek konuk akademisyen Prof. Dr. Güray Salihoglu’na hem programa katilimi ve katkisi hem de yaptigi çalismalar ile "Tehlikeli Atik Yönetimi" kitabi için sükranlarini sundu.
Kaynak: İHA
Ardali: “Sürdürülebilir çevreci ve yesil kampüs politikalari uyguluyoruz”
"Sürdürülebilir Üniversite ve Tehlikeli Atik Yönetimi" adli söylesi, internet üzerinden çevrim içi (on-line) yayimlandi. Programin açilisinda konusan OMÜ ÇEVSAM Müdürü ve Mühendislik Fakültesi Çevre Mühendisligi Bölümü ögretim üyesi Prof. Dr. Yüksel Ardali, çevre sorunlarini bilimsel olarak belirleme, bu yönde çözüm yöntemleri gelistirme ve bu politikalari uygulamanin ÇEVSAM’in temel hedefleri içerisinde oldugunu vurgulayarak “ÇEVSAM olarak belirledigimiz sürdürülebilir çevreci ve yesil kampüs politikalari dogrultusunda kamusal ve özel kuruluslarin çevre sorunlari ile ilgili basvurularini ele alarak bunlar üzerinde arastirma yapmak suretiyle çevre bilincinin ve farkindaliginin olusturulmasina çalisiyoruz” diye konustu.
Sürdürülebilirlik serüvenine Bursa Büyüksehir Belediyesinde baslayan OMÜ mezunu konuk akademisyen Prof. Dr. Güray Salihoglu ise konusmasinda Afrika ülkesi Zimbabve’de katildigi çalismalardan kesitler sunarak sürdürülebilirlik kavrami ve uygulamalarina iliskin detaylar paylasti.
Salihoglu: “Çevresel sürdürülebilirlik ve duyarlilik hepimizin hayat tarzi olmali”
Programin ilerleyen bölümlerinde çevre mühendisligi misyonlari ve görev yaptigi Bursa Uludag Üniversitesi’ndeki sürdürülebilir üniversite çalismalari üzerinde duran Prof. Dr. Salihoglu, “Yesil tedarik zinciri ve yesil kimya zincirinin gelistirilmesi ile projelerde atik yönetimi sorumlulugunun saglanmasi büyük bir önem arz ediyor. Bu anlamda endüstriden beklentiler, diger kurumlar ve elbette üniversiteler için de geçerli. Dolayisiyla istikrarli çevre bilinci ve kültürünü var etmek adina faaliyetleri hizlandirmamiz gerekiyor. Çevresel sürdürülebilirlik ve duyarlilik hepimizin hayat tarzi olmali” ifadelerini kullandi.
“Denizin sessiz çigligi”
Prof. Dr. Salihoglu, dünyada modern çevresel hareketi baslatan doga dostu bilim insani Rachel Carson’un 1962 yilinda yazdigi ve büyük ilgi gören çevre bilimi kitabi “Sessiz Bahar” kitabina atifta bulunarak, devaminda “Kitap, Ingiliz Sair John Keats’in ’Sazlar kurudu artik gölün kiyilarinda, Ötüsmez oldu kuslar’ dizeleriyle basliyor. Yazdigi bu ölümsüz eserle dünyada çevresel duyarliligi harekete geçiren Rachel Carson’un da ’Insan, tabiatin bir parçasidir ve dogaya karsi savasi, kaçinilmaz olarak kendisine karsi bir savastir’ sözü o kadar anlamli ki. Maalesef Marmara Denizi’nde olusan müsilaj (deniz salyasi) ve buna benzer olaylar, aslinda canlilarin ve denizin sessiz çigligidir. O yüzden hem vatandas hem de akademisyenler olarak sorumlulugumuz katbekat artiyor. Burada hayati bir sorumluluk olarak karsimiza çikan tehlikeli atik yönetimini bütün boyutlariyla ele almali ve insanlarin aktiviteleri sonucu dogaya ve canlilara verilecek zarari bertaraf etmek için bu koordinasyonu ve farkindaligi canli tutmaliyiz” seklinde konustu.
Ardali: “Sürdürülebilirlik; bir zihniyettir, dünyada var olma biçimidir”
Ardindan sürdürülebilirlik kavrami ile ilgili düsüncelerini aktaran ÇEVSAM Müdürü Prof. Dr. Yüksel Ardali “Sürdürülebilirlik kavramini ekonomi, sosyal yasam ve çevrenin ortak noktalarinda hayata geçirmek zorundayiz. Sürdürülebilirlik; bir teknik, bir politika veya bir eylem degildir, bir zihniyettir, dünyada var olma biçimidir, dogadir” sözlerine yer verdi.
‘BM Ortak Gelecegimiz Raporu’nda sürdürülebilir kalkinmanin hedefleri belirlendi
2000 yilinda gerçeklestirilen Birlesmis Milletler (BM) Genel Kurulunda baris, kalkinma, insan haklari, çevre gibi konularin yer aldigi 60’a yakin hedefin belirlendigini hatirlatan Prof. Dr. Ardali, bu süreç hakkinda “Ortak Gelecegimiz olarak adlandirilan Brundtland Raporu’nda sürdürülebilir kalkinmanin hedefleri; büyümenin kalitesini degistirmek, kaynaklari korumak ve zenginlestirmek, teknolojiyi yeniden yönlendirmek ve riski yönetmek, karar verme sürecinde çevre ve ekonomiyi birlestirmek’ seklinde siralandi. Bu hedeflere bakildiginda sürdürülebilir kalkinmanin amaç ve hedeflerini ekonomi, insan, çevre ve teknoloji açisindan degerlendirmenin uygun olacagini söyleyebiliriz. Sürdürülebilir kalkinmada; ekosistemi kirletmeyen ve dogal kaynaklarin kullanimini en aza indiren sistemler, daha verimli ve temiz teknolojilerle mevcutlarin degistirilmesi, küresel karbon saliniminin siniflandirilmasi amaciyla karbon emisyonunun azaltilmasi ve diger sera gazlarinin atmosferik seviyelerinin kisa sürede kararli hâle getirilmesi var. Çok boyutlulugu içeren bu kavram öte yandan alternatif enerji kaynaklarinin gelistirilmesi, dogal sistemlerin desteklenmesi, geleneksel ve kirletici içeren teknolojilerin kullaniminin terk edilmesi ile atik azaltilmasi ve dönüstürülmesini de içermekte” bilgisini verdi.
Söylesi sonunda ise Prof. Dr. Yüksel Ardali her iki üniversite arasinda ortak çalismalar ile güç birliginin dogabilecegine isaret ederek konuk akademisyen Prof. Dr. Güray Salihoglu’na hem programa katilimi ve katkisi hem de yaptigi çalismalar ile "Tehlikeli Atik Yönetimi" kitabi için sükranlarini sundu.