ANALIZ - Fransa'nin Afrika Siyaseti Türbülansta

Fransa'nin 2014 yilindan beri sürdürdügü Barkhane Operasyonu’nu sona erdime karari, askeri alanda bir basarisizligi gözler önüne sererken, ayni zamanda Fransa’nin bölgeyi siyasi açidan eskisi gibi dizayn edemediginin de bir göstergesi Yalnizca 2021 yilinin basindan bu yana Sahel bölgesinde yaklasik 500 sivilin hayatini kaybettigi göz önüne alindiginda, Barkhane Operasyonu'nun bölgede barisi degil, kaosu pekistiren bir sürecin bas müsebbiplerinden biri oldugu ifade edilebilir Bati siyaseti nezdinde bütün bir kitanin adeta güvenlik nesnesi haline getirildigi siyasi anlayisi asabilen ve Afrika’yla karsilikli kazanç üzerine iliski kurabilecek Türkiye gibi bölgesel güçlerin önümüzdeki yillarda bölgede yapici bir aktör olarak varligini hissettirmesi, Afrika siyaseti açisindan büyük önem tasiyor.

ISTANBUL -ORKUN ELMACIGIL- Fransa Cumhurbaskani Emmanuel Macron 10 Haziran 2021’de yaptigi açiklamada, 1 Agustos 2014 tarihinden beri sürdürülen Barkhane Operasyonu’ndan çekildiklerini açikladi. Fransa bir süre önce de Mali’de 9 ay içinde yasanan ikinci askeri darbenin ardindan operasyonu beraber sürdürdügü ülkelerin siyasi ve askeri otoritelerinden yeterli yardimi almadigi iddiasini daha yüksek perdeden dile getirmis ve Mali’yi ülkedeki Fransiz askerlerini geri çekmekle tehdit etmisti.

Fransa’nin iç politikasinda, radikal gruplarla uluslararasi bir mücadele sürdürdügüne dair propagandasi için araçsallastirdigi Barkhane Operasyonu Çad, Nijer, Burkina Faso, Mali ve Moritanya devletleriyle ortaklasa sürdürülüyordu. 2013 yilinin Ocak ayinda dönemin Mali Cumhurbaskani Dioncounda Traore bölgede gitgide gücü artan El Kaide ve DEAS tehdidine karsi “tarihi müttefik” addettigi Fransa’ya seslenmis, ayni yilin Subat ayinda Fransa Eski Cumhurbaskani François Hollande Mali’ye giderek, kendi ifadesiyle “Islamci terör” tehdidine karsi birlik çagrisini duyurmustu. Fransa yalnizca iç politikada degil, eski sömürgelerinin olusturdugu cografyalarda da Islamofobik dili kullanarak varligini pekistirdi. Mali siyaseti ve ordusunun istikrarsiz yapisi firsat bilinerek bölgedeki Fransiz askeri gücü artirildi ve operasyon, bes devletin konumlandigi Orta Afrika’daki Sahel kusagini kapsayacak sekilde genisletildi.

2014 yilinda bölgedeki El-Kaide, Boko Haram ve DEAS örgütlerine karsi 5 bini askin Fransiz askeri Sahel Kusagi boyunca konuslandirildi. Fransa’nin dokuz kati büyüklügünde bir alana yayilan, hava, deniz ve kara kuvvetlerinin ayni anda yer aldigi sinir ötesi operasyon Fransa’nin Orta Afrika’daki gücünün sembollerinden biriydi.

- Operasyon barisi degil, kaosu pekistirdi

Aradan geçen sekiz yilin ardindan, Macron tarafindan operasyonun sonlandirilmasi, askeri alanda bir basarisizligi gözler önüne sererken, ayni zamanda Fransa’nin bölgeyi siyasi açidan eskisi gibi dizayn edemediginin de bir göstergesi oldu. Operasyona katilan ve G-5 Sahel ülkeleri olarak anilan Çad, Mali, Nijer, Burkino Faso ve Moritanya’nin devlet baskanlariyla 2021 yilinin basinda Paris’te yapilan liderler zirvesinde Macron, hâlihazirda bölgedeki askerlerini azaltma planlari oldugunu ilgili devletlere zaten bildirmisti. Bu sartlar altinda, Mali’de, bazi bölgelerin yönetilmesi konusunda birtakim Islami örgütlerle anlasmaya varildiktan sonra gerçeklestigi iddia edilen askeri darbe Macron’a, zaten olumlu sekilde neticelendiremedigi bir askeri operasyonu siyasallastirarak bitirme firsatini verdi. Fransiz Cumhurbaskani’nin söylemlerine göre, operasyondan sorumlu diger devletlerin siyasi ve askeri erkleri üzerlerine düsen vazifeyi yerine getiremediler.

Fransa’nin eski sömürge topraklarina yaklasiminin tarihi serencamina baktigimizda ise ortaya konulan tavrin hiç de yeni olmadigini anlayabiliriz. 18 Nisan 2021 tarihinde Çad Cumhurbaskani’nin ölümüyle sonuçlanan ülkedeki çatisma süreci Fransa’yi Mali’deki askeri darbe kadar endiselendirmemis ve bu denli büyük kararlar almasina sebep olmamisti. Keza Mali’de dokuz ay önce gerçeklesen ilk askeri darbe de Fransa’nin uzaktan izlemek ve bir geçis hükümeti kurulmasini tavsiye etmekle yetindigi bir süreçti. Macron esasinda iflasin esigine gelen ve Afrika devletlerine sürekli sorunun kaynagi olarak bakan sömürgeci mantiktan beslenerek Fransa devlet geleneginin yüzyillardir izledigi siyaseti degistirmis degil. Bölgenin gelecegi için hâlihazirda planlarinda olan askeri geri çekilmeyi, terör operasyonlarinin islevsizligi üzerinden degil, Afrika’daki devlet yönetimlerinin beceriksizligi üzerinden kurguladi. Yalnizca 2021 yilinin basindan bu yana Sahel bölgesinde yaklasik 500 sivilin hayatini kaybettigi göz önüne alindiginda, Barkhane Operasyonu'nun bölgede barisi degil, kaosu pekistiren bir sürecin bas müsebbiplerinden biri oldugu ifade edilebilir.

- Sömürgeci yaklasim sorun üretiyor

Fransa Savunma Bakani Florence Parly bölgede “amaçlarinin degismedigini” yalnizca baska bir yaklasim ortaya koyacaklarini açiklayarak, Fransa’nin Sahel kusagindaki güçlerinin tamamen geri çekilmeyecegini belirtti. Bu noktada Elysée Sarayi Fransa’nin bölgedeki varligini uluslararasi alanda daha muteber hale getirecek bir söylem ve yöntem üzerinde çalisiyor. Birlesmis Milletler (BM) Mali Çok Boyutlu Entegre Istikrar Misyonu (MINUSMA) bu kapsamda daha güçlü bir yapi olarak öne çikarilacak. Bu durum da bölgedeki devletin bagimsiz kararlar alabilme kapasitesine zarar verecek. Bölgede etkinligini artirma ve istikrar konusunda bir hayli yol alan Çad’in son çatismalarla zayiflatilmasi, Mali’de yasanan istikrarsizlik, Batili güçler tarafindan Nijer ve Moritanya gibi ülkelerde çözülmesi imkânsiz hale getirilen güvenlik ve ekonomik sorunlari Sahel kusagini dis etkiye açik bir hale getiriyor. Rusya ve Çin gibi ülkelerin Afrika’da nüfuzunun arttigi bir ortamda Fransa, Orta Afrika Cumhuriyeti’ne yapacagini duyurdugu 10 milyon avro tutarindaki mali yardimi ülkede artan Rusya etkisi sebebiyle askiya aldigini açikladi. Bütün gelismeler Afrika’nin üzerinde onu sömürmek üzere konuslanan ülkelerin kita siyasetinin bagimsizligini kazanmasi yolunda büyük bir engel oldugunu gösterirken, Afrika’nin gerçekte öne çikan yoksulluk, tarim ve enerji politikalarindaki sorunlar sürekli hasir alti ediliyor.

Bati siyaseti nezdinde bütün bir kitanin adeta güvenlik nesnesi haline getirildigi bu siyasi anlayisi asabilen ve Afrika’yla karsilikli kazanç üzerine iliski kurabilecek Türkiye gibi bölgesel güçlerin önümüzdeki yillarda bölgede yapici bir aktör olarak varligini hissettirmesi, Afrika siyaseti açisindan büyük önem tasiyor. Fransa gibi bölgede sömürgeci geçmisinden güç alan ülkelerin ekonomik, siyasi ve askeri tahakkümü her geçen gün sorgulanirken, Afrika’nin gerçek sorunlarinin masaya yatirildigi uluslararasi bir zeminin olusturulmasinin gerekliligi kaçinilmaz gözüküyor.
Kaynak: AA