Cumhurbaskanligi Iletisim Baskani Altun'dan 'Küresel Zorluklar Çaginda Türkiye'nin NATO Vizyonu' Makalesi Açiklamasi
'Son on yilda degisen bölgesel güvenlik dinamiklerinin ardindan, NATO'nun stratejik konseptini güncelleme zamani gelmistir' 'Bu yeni konsept, Kovid19 salginin yani sira son yillarda hizla degisen bölgesel ve küresel dinamikler arasinda ulusal öncelikleri ittifakin öncelikleriyle uzlastirma ihtiyacini da kabul etmelidir' 'Ittifakimiz ortak düsmanlari belirlemeye odaklanmakla birlikte, hepimizin ulusal çikarlarina da hizmet eden ortak bir amaç etrafinda bir araya gelmelidir' 'Asiri sagci terör ve Islam karsiti saldirilar da dahil olmak üzere terörün her türü hakkinda ayni durusa sahip olmak ve bununla mücadele için bir strateji üzerinde anlasmak en önemli önceliklerden biri olmalidir'.
Cumhurbaskanligi Iletisim Baskani Fahrettin Altun, "Son on yilda degisen bölgesel güvenlik dinamiklerinin ardindan, NATO'nun stratejik konseptini güncelleme zamani gelmistir." degerlendirmesinde bulundu.
Altun, AlJazeera için kaleme aldigi "Küresel Zorluklar Çaginda Türkiye'nin NATO Vizyonu" baslikli makalede, Türkiye'nin, 1952'de ittifaka katilimindan bu yana saglam bir NATO müttefiki oldugunu belirtti.
Türkiye'nin ortak güvenlige yönelik zorluklarla mücadelede her zaman ön saflarda yer aldigina dikkati çeken Altun, söyle devam etti:
"Dünya çapinda kritik öneme sahip misyonlara katilimimiz ve stratejik NATO varliklarina topraklarimizda ev sahipligi yapmamiz, ittifaka olan güçlü bagliligimizin devam ettiginin bir kanitidir. Türkiye, Afganistan, Irak ve bunlar disindaki NATO misyonlarinda güçlü liderlik rolleri üstlenmistir. Ülkemizin güvenligi ve bölgemizdeki baris için NATO'nun vazgeçilmez oldugu kanaatindeyiz. NATO faaliyetlerine en üst düzeyde katki saglamayi garanti ederken, ayni zamanda stratejik bir öncelik olarak ulusal savunmamiza da büyük yatirimlar yapmaktayiz. Ulusal savunma harcamalarimiz, NATO'nun GSYIH'sinin yüzde 2'lik hedefine yakindir ve çogu ittifak üyesinin çok daha üstündedir. Bu yatirimlar, son yillarda milli savunma kapasitemizi artirmis ve NATO ittifakinin genel gücüne de katkida bulunmustur.
Son on yilda degisen bölgesel güvenlik dinamiklerinin ardindan, NATO'nun stratejik konseptini güncelleme zamani gelmistir. Ittifakin son yillarda artan boyutuyla paralel sekilde, NATO'nun yeni stratejik bakis açisinin yeterince genis olmasi gerekmektedir. Bu yeni strateji ayni zamanda net ve bir amaca yönelik olmalidir. Hibrit savas yeteneklerinin artan kullanimi göz önüne alindiginda, ittifakimizin karsilastigi zorluklar her zamankinden daha karmasik bir hal almistir. Bununla birlikte, NATO'yu bu yeni çaga hazirlamak da bizim kudretimiz dahilindedir."
Yeni konseptin, çesitli NATO müttefikleri arasindaki bazi meselelerdeki farkliliklari ele alacak mekanizmalar yaratmasi gerektigine isaret eden Altun, su görüslere yer verdi:
"Bu yeni konsept ayrica, Kovid-19 salginin yani sira son yillarda hizla degisen bölgesel ve küresel dinamikler arasinda ulusal öncelikleri ittifakin öncelikleriyle uzlastirma ihtiyacini da kabul etmelidir. Uluslararasi terör, göç, insan kaçakçiligi, siber tehditler gibi konularda farkli ulusal politikalarimiz bulunmaktadir. Her konuda ayni kanaatte olmayacagimiz açiktir. Ancak, küresel tehditlere ortak bir yanit için ittifak çapinda bir anlayisa ulasmak bir NATO önceligi olmalidir. Ittifakimiz ortak düsmanlari belirlemeye odaklanmakla birlikte, hepimizin ulusal çikarlarina da hizmet eden ortak bir amaç etrafinda bir araya gelmelidir.
Asiri sagci terör ve Islam karsiti saldirilar da dahil olmak üzere terörün her türü hakkinda ayni durusa sahip olmak ve bununla mücadele için bir strateji üzerinde anlasmak en önemli önceliklerden biri olmalidir. Ayrica insani felaketleri önlemek ve ülkelerimiz üzerine yapilan asimetrik saldirilarin önüne geçebilmek için insan güvenligini de içine alacak sekilde daha kapsamli bir güvenlik anlayisi gelistirmemiz de gerekmektedir."
- "Daha yapici bir yaklasim görmeyi umuyoruz"
Türkiye'nin, ittifakin kolektif güvenligini saglamak için üzerine düseni yaptigini ve yapmaya devam edecegini belirten Altun, sunlari kaydetti:
"Külfet paylasimi, yalnizca askeri bütçeler ve NATO'ya yapilan katkilarla sinirli kalmamali, ayni zamanda bölgemizdeki mülteci krizi ile basa çikmayi da içermelidir. 4 milyonu askin mülteciyi misafir eden bir ülke olarak, müttefiklerimizden bu tarihi sinamada üzerlerine düseni yerine getirmelerini ve daha yapici bir yaklasim görmeyi umuyoruz. Son yillarda milli güvenlik gereksinimlerimiz ve stratejik önceliklerimizle alakali yersiz elestiriler aldik. Kolektif güvenligimizi ilgilendiren konular hususunda her türlü yapici söylemi dikkate aliyoruz. Üye ülkeler arasindaki farkliliklari çözüme kavusturmak için diyalogun en önemli unsur olduguna inaniyoruz."
Altun, Dogu Akdeniz'deki meseleleri çözüme kavusturmak için uluslararasi bir konferans düzenleme teklifinde bulunmalarinin bu yaklasimlarinin bir örnegi oldugunu vurgulayarak, söyle devam etti:
"Ancak, bazi üye ülkelerin makul olmayan taleplerinin ve on yildir mücadele ettigimiz bölgesel kriz hakkindaki kusurlu algilarinin Türkiye'nin milli güvenligini ve bagimsizligini baltalamasi beklenemez. Terör ve bölgesel istikrarsizlik tehdidiyle karsi karsiya gelen Türkiye, ulusal güvenligini saglamaya hem muktedir hem de kararlidir. Ancak NATO müttefiklerimiz, Türkiye'nin bu mücadelesine ne yazik ki örnek bir destek göstermemistir. Bunu, halihazirda gündeme gelen uyusmazliklari vurgulamak için degil, eger ortaya çikan yeni tehditlere hazirlikli olmak istiyorsak, daha iyi bir NATO dayanismasina olan ihtiyacin altini çizmek için belirtiyoruz.
Kovid-19 salgini bize dünyanin karsilastigi zorluklarin güçlü uluslararasi is birligi olmadan çözülemeyecegini göstermistir. NATO, böyle bir is birligi mekanizmasinin muhtesem bir örnegidir ve geçmisteki basarilari göz ardi edilemez. Ancak, onlarca yil önce tarihi bir anlasmayla birbirimizi savunmayi taahhüt ettigimiz gibi, gelecekte de ortak tehditlere karsi birbirimizi savunmaya hazir olmaliyiz.
Ittifakimiz, daha güvenli bir gelecek için bölgesel ve küresel degisimleri dikkate alan bütünlestirilmis bir çerçeve sunarken, her ülkenin ulusal kapasitesini de kullanmalidir. NATO, ancak üye devletlerin ulusal önceliklerini kabul ederek ve gerçek ihtiyaç anlarinda onlara güçlü destek konusunda güvence vererek, önümüzdeki yillarda daha etkili hale gelebilir. Türkiye her zaman üzerine düseni yapmaya hazir olmustur ve buna devam edecektir."
???????
Kaynak: AA
Altun, AlJazeera için kaleme aldigi "Küresel Zorluklar Çaginda Türkiye'nin NATO Vizyonu" baslikli makalede, Türkiye'nin, 1952'de ittifaka katilimindan bu yana saglam bir NATO müttefiki oldugunu belirtti.
Türkiye'nin ortak güvenlige yönelik zorluklarla mücadelede her zaman ön saflarda yer aldigina dikkati çeken Altun, söyle devam etti:
"Dünya çapinda kritik öneme sahip misyonlara katilimimiz ve stratejik NATO varliklarina topraklarimizda ev sahipligi yapmamiz, ittifaka olan güçlü bagliligimizin devam ettiginin bir kanitidir. Türkiye, Afganistan, Irak ve bunlar disindaki NATO misyonlarinda güçlü liderlik rolleri üstlenmistir. Ülkemizin güvenligi ve bölgemizdeki baris için NATO'nun vazgeçilmez oldugu kanaatindeyiz. NATO faaliyetlerine en üst düzeyde katki saglamayi garanti ederken, ayni zamanda stratejik bir öncelik olarak ulusal savunmamiza da büyük yatirimlar yapmaktayiz. Ulusal savunma harcamalarimiz, NATO'nun GSYIH'sinin yüzde 2'lik hedefine yakindir ve çogu ittifak üyesinin çok daha üstündedir. Bu yatirimlar, son yillarda milli savunma kapasitemizi artirmis ve NATO ittifakinin genel gücüne de katkida bulunmustur.
Son on yilda degisen bölgesel güvenlik dinamiklerinin ardindan, NATO'nun stratejik konseptini güncelleme zamani gelmistir. Ittifakin son yillarda artan boyutuyla paralel sekilde, NATO'nun yeni stratejik bakis açisinin yeterince genis olmasi gerekmektedir. Bu yeni strateji ayni zamanda net ve bir amaca yönelik olmalidir. Hibrit savas yeteneklerinin artan kullanimi göz önüne alindiginda, ittifakimizin karsilastigi zorluklar her zamankinden daha karmasik bir hal almistir. Bununla birlikte, NATO'yu bu yeni çaga hazirlamak da bizim kudretimiz dahilindedir."
Yeni konseptin, çesitli NATO müttefikleri arasindaki bazi meselelerdeki farkliliklari ele alacak mekanizmalar yaratmasi gerektigine isaret eden Altun, su görüslere yer verdi:
"Bu yeni konsept ayrica, Kovid-19 salginin yani sira son yillarda hizla degisen bölgesel ve küresel dinamikler arasinda ulusal öncelikleri ittifakin öncelikleriyle uzlastirma ihtiyacini da kabul etmelidir. Uluslararasi terör, göç, insan kaçakçiligi, siber tehditler gibi konularda farkli ulusal politikalarimiz bulunmaktadir. Her konuda ayni kanaatte olmayacagimiz açiktir. Ancak, küresel tehditlere ortak bir yanit için ittifak çapinda bir anlayisa ulasmak bir NATO önceligi olmalidir. Ittifakimiz ortak düsmanlari belirlemeye odaklanmakla birlikte, hepimizin ulusal çikarlarina da hizmet eden ortak bir amaç etrafinda bir araya gelmelidir.
Asiri sagci terör ve Islam karsiti saldirilar da dahil olmak üzere terörün her türü hakkinda ayni durusa sahip olmak ve bununla mücadele için bir strateji üzerinde anlasmak en önemli önceliklerden biri olmalidir. Ayrica insani felaketleri önlemek ve ülkelerimiz üzerine yapilan asimetrik saldirilarin önüne geçebilmek için insan güvenligini de içine alacak sekilde daha kapsamli bir güvenlik anlayisi gelistirmemiz de gerekmektedir."
- "Daha yapici bir yaklasim görmeyi umuyoruz"
Türkiye'nin, ittifakin kolektif güvenligini saglamak için üzerine düseni yaptigini ve yapmaya devam edecegini belirten Altun, sunlari kaydetti:
"Külfet paylasimi, yalnizca askeri bütçeler ve NATO'ya yapilan katkilarla sinirli kalmamali, ayni zamanda bölgemizdeki mülteci krizi ile basa çikmayi da içermelidir. 4 milyonu askin mülteciyi misafir eden bir ülke olarak, müttefiklerimizden bu tarihi sinamada üzerlerine düseni yerine getirmelerini ve daha yapici bir yaklasim görmeyi umuyoruz. Son yillarda milli güvenlik gereksinimlerimiz ve stratejik önceliklerimizle alakali yersiz elestiriler aldik. Kolektif güvenligimizi ilgilendiren konular hususunda her türlü yapici söylemi dikkate aliyoruz. Üye ülkeler arasindaki farkliliklari çözüme kavusturmak için diyalogun en önemli unsur olduguna inaniyoruz."
Altun, Dogu Akdeniz'deki meseleleri çözüme kavusturmak için uluslararasi bir konferans düzenleme teklifinde bulunmalarinin bu yaklasimlarinin bir örnegi oldugunu vurgulayarak, söyle devam etti:
"Ancak, bazi üye ülkelerin makul olmayan taleplerinin ve on yildir mücadele ettigimiz bölgesel kriz hakkindaki kusurlu algilarinin Türkiye'nin milli güvenligini ve bagimsizligini baltalamasi beklenemez. Terör ve bölgesel istikrarsizlik tehdidiyle karsi karsiya gelen Türkiye, ulusal güvenligini saglamaya hem muktedir hem de kararlidir. Ancak NATO müttefiklerimiz, Türkiye'nin bu mücadelesine ne yazik ki örnek bir destek göstermemistir. Bunu, halihazirda gündeme gelen uyusmazliklari vurgulamak için degil, eger ortaya çikan yeni tehditlere hazirlikli olmak istiyorsak, daha iyi bir NATO dayanismasina olan ihtiyacin altini çizmek için belirtiyoruz.
Kovid-19 salgini bize dünyanin karsilastigi zorluklarin güçlü uluslararasi is birligi olmadan çözülemeyecegini göstermistir. NATO, böyle bir is birligi mekanizmasinin muhtesem bir örnegidir ve geçmisteki basarilari göz ardi edilemez. Ancak, onlarca yil önce tarihi bir anlasmayla birbirimizi savunmayi taahhüt ettigimiz gibi, gelecekte de ortak tehditlere karsi birbirimizi savunmaya hazir olmaliyiz.
Ittifakimiz, daha güvenli bir gelecek için bölgesel ve küresel degisimleri dikkate alan bütünlestirilmis bir çerçeve sunarken, her ülkenin ulusal kapasitesini de kullanmalidir. NATO, ancak üye devletlerin ulusal önceliklerini kabul ederek ve gerçek ihtiyaç anlarinda onlara güçlü destek konusunda güvence vererek, önümüzdeki yillarda daha etkili hale gelebilir. Türkiye her zaman üzerine düseni yapmaya hazir olmustur ve buna devam edecektir."
???????