Bakan Akar Açiklamasi Türkiye Terörle Mücadelede Yalniz Birakildi
Milli Savunma Bakani Hulusi Akar Türkiye’nin terörle mücadelede yalniz birakildigini belirterek, "NATO müttefiklerimiz, dünyanin birçok bölgesinde terör örgütlerine karsi kararlilikla mücadele etmislerse de maalesef PKK/YPG terör örgütüne karsi ayni kararli durusu göstermemistir" dedi.
Milli Savunma Bakani Hulusi Akar Deniz Güvenligi Mükemmeliyet Komutanliginin (DGMM/NATO MARSEC COE) açilis törenine katildi.
Besiktas’ta bulunan Çok Uluslu Deniz Güvenligi Mükemmeliyet Merkezi Komutanligi’nda düzenlenen törende konusan Akar, mükemmeliyet merkezlerinin NATO’nun dönüsüm çalismalarinin temel tasi oldugunu vurguladi.
Küresel risk ve tehditlerin arttigi bir dönemde NATO’nun önemine deginen Akar, "Türkiye olarak inancimiz odur ki NATO, varolus gerekçesini korumakta ve NATO’nun önemi giderek artmaktadir. Bu nedenle ittifak daha da güçlendirilmeli ve NATO’nun gerçek bir müttefiklik ruhu içinde çalismasi saglanmalidir. NATO’nun ikinci büyük ordusuna sahip olan Türkiye, Ittifak’in yükünü ve tüm degerlerini paylasarak NATO’yu kendi güvenliginin merkezine koymakta ve ayni zamanda NATO’nun güvenliginin merkezinde yer almaktadir. Yine NATO’ya kuvvet katkisinda birinci, komuta yapisi dahil, NATO misyon, harekat ve karargahlarina yaklasik 3 bin personel ile istirak ederek siralamada ilk bes ülke arasindadir. Bunun yani sira gayri safi milli hasilasinin yaklasik yüzde 2’lik orani ile askeri bütçeye en fazla katki saglayan ilk sekiz ülke arasinda yer almaktadir. Özellikle belirtmek isterim ki Türkiye, bölgesindeki risk, tehdit ve tehlikeler ile mesguliyetine ragmen Ittifak’in tatbikatlar, kuvvet yapisi ve kadrolarina kesintisiz bir sekilde katki saglamaya devam etmekte, NATO ve Avrupa’nin sinirlarini teröre, kaçakçiliga ve insan kaçakçiligina karsi korumak için ne gerekiyorsa yapmaktadir" diye konustu.
"NATO MÜTTEFIKLERIMIZ TERÖRLE MÜCADELEDE MAALESEF PKK/YPG TERÖR ÖRGÜTÜNE KARSI AYNI KARARLI DURUSU GÖSTERMEMISTIR"
Terörle mücadele konusunda Türkiye’nin NATO’dan bekledigi destegi göremediginin altini çizen Akar, "NATO müttefiklerimiz, dünyanin birçok bölgesinde terör örgütlerine karsi kararlilikla mücadele etmislerse de maalesef PKK/YPG terör örgütüne karsi ayni kararli durusu göstermemistir. Türkiye, ulusal güvenligini ve bölgesel istikrari tehdit eden PKK/YPG ve DEAS terör örgütünün Suriye’nin kuzeyindeki eylemlerine karsi, birlikte mücadele için müttefiklerine sayisiz çagrida bulunmustur. Defalarca NATO müttefiklerimize Suriye’de bir güvenli bölge olusturulmasini önerdik ve birlikte bazi planlar üzerinde mutabik kaldik. Ne var ki bu mutabakatlarin geregi yerine getirilmedi ve Türkiye terörle mücadelede yalniz birakildi. Türkiye, Suriye halkinin acilarini dindirmek için en büyük yükü omuzlamis NATO ülkesidir ve Türk Silahli Kuvvetleri de DEAS ile gögüs gögüse çarpisan tek NATO ordusudur. Beklentimiz, terörle mücadele konusunda müttefiklerimizin bizimle ortak hareket etmeleri, Türkiye’nin ciddi güvenlik kaygilarina birlikte çözüm aramalari ve yanimizda durmalaridir. Tüm komsularimizin sinirlarina, toprak bütünlügüne ve egemenligine saygiliyiz. Kimsenin hakkinda, hukukunda, topraginda gözümüz yoktur. Mücadelemiz, terörledir, teröristledir" ifadelerini kullandi.
ABD Savunma Bakani Llyod James Austin ile dün aksam bir telefon görüsmesi gerçeklestirdiklerini hatirlatan Akar, görüsmenin açik, yapici ve olumlu oldugunu söyledi.
"HIÇBIR OLDUBITTIYE MÜSAADE ETMEYIZ"
Türkiye’nin bölgesindeki sorunlarin barisçil ve uluslararasi hukuka uygun olarak çözümden yana oldugunu vurgulayan Akar, "Ancak Kibris dahil, Mavi Vatanimizdaki hak, alaka ve menfaatlerimizi korumakta azimliyiz, kararliyiz ve buna muktediriz. Hiçbir oldubittiye müsaade etmeyiz" dedi.
Akar konusmasinda S-400 tedariki konusuna da deginerek sunlari söyledi, "Ülkemize yönelik risk ve tehditlerin en üst düzeye yükseldigi bir dönemde hava savunma sistemlerinin temini için müttefiklerimizle görüserek ABD’den Patriot, Fransa-Italya’dan SAMP-T alma girisimlerinde bulunduk. Ancak bu, çesitli nedenlerle mümkün olmadi. Bunun üzerine istedigimiz sartlari saglayan Rusya’dan S-400 hava ve füze savunma sistemlerini satin aldik. Bunlari gizli sakli yapmadik, gizli bir gündemimiz hiçbir zaman olmadi. Bu sistemleri almaktaki temel amacimiz, ülkemizi ve 84 milyon vatandasimizi havadan gelecek muhtemel tehditlere karsi savunmaktir. Muhataplarimizin bu konuda teknik anlamda kaygisini ele almaya hazir oldugumuzu da defalarca belirttik. Görüsmelerde açik ve seffaf davraniyoruz. Makul ve mantikli çözümler her zaman mümkün. Türkiye’nin NATO’ya katkisi ve NATO’nun Türkiye ile is birligi, F-35’lerden, S-400’lerden çok daha derin ve kapsamlidir. Bunu, NATO Genel Sekreteri Sayin Stoltenberg de açikça ifade etmistir. Sonuç olarak Türkiye’nin içinde oldugu NATO, daha anlamli ve daha güçlüdür ve gelecege daha emin adimlarla ilerleyecektir"
(Gülsah Kahveci - Murat Horoz /IHA)
Kaynak: İHA
Besiktas’ta bulunan Çok Uluslu Deniz Güvenligi Mükemmeliyet Merkezi Komutanligi’nda düzenlenen törende konusan Akar, mükemmeliyet merkezlerinin NATO’nun dönüsüm çalismalarinin temel tasi oldugunu vurguladi.
Küresel risk ve tehditlerin arttigi bir dönemde NATO’nun önemine deginen Akar, "Türkiye olarak inancimiz odur ki NATO, varolus gerekçesini korumakta ve NATO’nun önemi giderek artmaktadir. Bu nedenle ittifak daha da güçlendirilmeli ve NATO’nun gerçek bir müttefiklik ruhu içinde çalismasi saglanmalidir. NATO’nun ikinci büyük ordusuna sahip olan Türkiye, Ittifak’in yükünü ve tüm degerlerini paylasarak NATO’yu kendi güvenliginin merkezine koymakta ve ayni zamanda NATO’nun güvenliginin merkezinde yer almaktadir. Yine NATO’ya kuvvet katkisinda birinci, komuta yapisi dahil, NATO misyon, harekat ve karargahlarina yaklasik 3 bin personel ile istirak ederek siralamada ilk bes ülke arasindadir. Bunun yani sira gayri safi milli hasilasinin yaklasik yüzde 2’lik orani ile askeri bütçeye en fazla katki saglayan ilk sekiz ülke arasinda yer almaktadir. Özellikle belirtmek isterim ki Türkiye, bölgesindeki risk, tehdit ve tehlikeler ile mesguliyetine ragmen Ittifak’in tatbikatlar, kuvvet yapisi ve kadrolarina kesintisiz bir sekilde katki saglamaya devam etmekte, NATO ve Avrupa’nin sinirlarini teröre, kaçakçiliga ve insan kaçakçiligina karsi korumak için ne gerekiyorsa yapmaktadir" diye konustu.
"NATO MÜTTEFIKLERIMIZ TERÖRLE MÜCADELEDE MAALESEF PKK/YPG TERÖR ÖRGÜTÜNE KARSI AYNI KARARLI DURUSU GÖSTERMEMISTIR"
Terörle mücadele konusunda Türkiye’nin NATO’dan bekledigi destegi göremediginin altini çizen Akar, "NATO müttefiklerimiz, dünyanin birçok bölgesinde terör örgütlerine karsi kararlilikla mücadele etmislerse de maalesef PKK/YPG terör örgütüne karsi ayni kararli durusu göstermemistir. Türkiye, ulusal güvenligini ve bölgesel istikrari tehdit eden PKK/YPG ve DEAS terör örgütünün Suriye’nin kuzeyindeki eylemlerine karsi, birlikte mücadele için müttefiklerine sayisiz çagrida bulunmustur. Defalarca NATO müttefiklerimize Suriye’de bir güvenli bölge olusturulmasini önerdik ve birlikte bazi planlar üzerinde mutabik kaldik. Ne var ki bu mutabakatlarin geregi yerine getirilmedi ve Türkiye terörle mücadelede yalniz birakildi. Türkiye, Suriye halkinin acilarini dindirmek için en büyük yükü omuzlamis NATO ülkesidir ve Türk Silahli Kuvvetleri de DEAS ile gögüs gögüse çarpisan tek NATO ordusudur. Beklentimiz, terörle mücadele konusunda müttefiklerimizin bizimle ortak hareket etmeleri, Türkiye’nin ciddi güvenlik kaygilarina birlikte çözüm aramalari ve yanimizda durmalaridir. Tüm komsularimizin sinirlarina, toprak bütünlügüne ve egemenligine saygiliyiz. Kimsenin hakkinda, hukukunda, topraginda gözümüz yoktur. Mücadelemiz, terörledir, teröristledir" ifadelerini kullandi.
ABD Savunma Bakani Llyod James Austin ile dün aksam bir telefon görüsmesi gerçeklestirdiklerini hatirlatan Akar, görüsmenin açik, yapici ve olumlu oldugunu söyledi.
"HIÇBIR OLDUBITTIYE MÜSAADE ETMEYIZ"
Türkiye’nin bölgesindeki sorunlarin barisçil ve uluslararasi hukuka uygun olarak çözümden yana oldugunu vurgulayan Akar, "Ancak Kibris dahil, Mavi Vatanimizdaki hak, alaka ve menfaatlerimizi korumakta azimliyiz, kararliyiz ve buna muktediriz. Hiçbir oldubittiye müsaade etmeyiz" dedi.
Akar konusmasinda S-400 tedariki konusuna da deginerek sunlari söyledi, "Ülkemize yönelik risk ve tehditlerin en üst düzeye yükseldigi bir dönemde hava savunma sistemlerinin temini için müttefiklerimizle görüserek ABD’den Patriot, Fransa-Italya’dan SAMP-T alma girisimlerinde bulunduk. Ancak bu, çesitli nedenlerle mümkün olmadi. Bunun üzerine istedigimiz sartlari saglayan Rusya’dan S-400 hava ve füze savunma sistemlerini satin aldik. Bunlari gizli sakli yapmadik, gizli bir gündemimiz hiçbir zaman olmadi. Bu sistemleri almaktaki temel amacimiz, ülkemizi ve 84 milyon vatandasimizi havadan gelecek muhtemel tehditlere karsi savunmaktir. Muhataplarimizin bu konuda teknik anlamda kaygisini ele almaya hazir oldugumuzu da defalarca belirttik. Görüsmelerde açik ve seffaf davraniyoruz. Makul ve mantikli çözümler her zaman mümkün. Türkiye’nin NATO’ya katkisi ve NATO’nun Türkiye ile is birligi, F-35’lerden, S-400’lerden çok daha derin ve kapsamlidir. Bunu, NATO Genel Sekreteri Sayin Stoltenberg de açikça ifade etmistir. Sonuç olarak Türkiye’nin içinde oldugu NATO, daha anlamli ve daha güçlüdür ve gelecege daha emin adimlarla ilerleyecektir"
(Gülsah Kahveci - Murat Horoz /IHA)