Cumhurbaşkanı Erdoğan'dan önemli açıklamalar!

Cumhurbaşkanı ve AK Parti Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan, partisinin TBMM Grup Toplantısı'nda konuşuyor. Cumhurbaşkanı Erdoğan, Gara'da bir mağarada şehit edilen 13 kişiyle ilgili olarak CHP ve HDP'yi sert sözlerle eleştirdi ve ''Öyle utanmaz ki çıkıyor bunu bile benim üzerime yıkmaya kalkıyor. Bu katliamın suçunu bize yıkmaya kalkacak kadar alçaldılar, alçaklaştılar. Bunun sorumlusu Erdoğan'dır diyor. Ne yüzsüzsün sen ya? Bunların cibilliyetleri bozuk'' dedi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan'dan önemli açıklamalar!
Cumhurbaşkanı Erdoğan'dan önemli açıklamalar!
Cumhurbaşkanı ve AK Parti Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan, partisinin TBMM Grup Toplantısı'nda konuşuyor.

Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın konuşmasından satırbaşları:

3 yıl önce Cumhur İttifakı'nı hukuki zemine oturtmak için ilk adımı atmıştık. Cumhur İttifakı'nın en ilkeli, en onurlu ittifak olduğunu görüyoruz. Cumhur İttifakı'na karşı CHP'nin lokomotifliğinde kurulan yapının terörle mücadele başta olmak üzere yaşanan her hadisede tel tel dökülmesi, oturduğu zeminin çürüklüğünden kaynaklanıyor. CHP, bir yanına terör örgütünün güdümündeki partiyi, diğer yanına yerli ve milli hassasiyetlerini koruduğunu umut ettiğimiz bir başka yapıyı alarak, ortaya da kimi bulursa doldurarak, kendince bir siyaset terazisi kurdu. Bu zoraki ittifakın içinde, ülkenin bütünlüğü konusunda fikir birliğine rastlayamazsınız Karşımızda sadece dışarıdan üflenen sufleleri muhalefet kisvesi altında tekrarlayan, vizyonsuz, hedefsiz, ilkesiz bir yapı, daha doğrusu bir heyula var. Heyula tek başına filli varlığı olmayan, başka bir varlıkla anlam kazanan maddedir. CHP kendi başına planı, projesi, eseri olmayan ancak bir yerlerden gelecek olumlu veya olumsuz etkiyle harekete geçen bir partidir.

''CHP SÜZME FAŞİST BİR PARTİDİR''

CHP'nin içinde millet yoktur. Millet tek parti iktidarından beri CHP'nin ciğerini bilir. CHP'nin içinde demokrasi yoktur. CHP sadece lafını ettiği, istismarını yaptığı demokrasinin D'sinden bile nasibini almamış, süzme faşist bir partidir. CHP'nin içinde kalkınma yoktur. CHP halkın derdine derman olacak hiçbir işe yanaşmaz. CHP'nin içinde adalet yoktur. CHP'nin içinde milli ve yerli hassasiyet yoktur. CHP'nin içinde sürekli istismarını yaptığı değerlerin hiçbiri yoktur. Çünkü CHP kendi içindeki taciz, tecavüz, hırsızlık, arsızlık vukuatlarıyla bile yüzleşemeyecek kadar kibir bataklığına saplanmıştır. CHP hakiki bir siyasi parti olmaktan çıkıp heyula haline dönüşmüş amorf bir yapıdır.

Gazi'nin mirasına hürmeten CHP'ye gönül vermiş veya herhangi bir sebeple oy tercihini ondan yana kullanan vatandaşlarıma sesleniyorum: Görüldüğü gibi CHP kayıp bir partidir. Gelin, 84 milyon hep birlikte 2023 yılında Türkiye'ye, diğer alanlardaki hedefleriyle birlikte gerçek anlamda bir ana muhalefet de kazandıralım. Gelin 2023'te hep birlikte yepyeni bir Türkiye'nin kapılarını aralayalım. Görüldüğü gibi CHP kayıp bir partidir. Geçtiğimiz günlerde yağan karın ardından CHP'li belediyelerin yönetimindeki şehirlerde yaşanan manzara bile bu gerçeği göstermektedir.

''KATLİAMIN SUÇUNU BİZE YIKMAYA KALKACAK KADAR ALÇALDILAR''

Gelin 2023'te yepyeni bir Türkiye'nin kapılarını aralayalım. Ülkemizde kendi devletine düşman kirli bir zihniyet vardır. Ülkemizde kendi devletine düşman, kendi milletine hasım, kendi vatanını bulduğu her fırsatta sırtından hançerleyen kirli bir zihniyet vardır. Bu kirli zihniyetin siyasetteki temsilciliğini de CHP ve giderek iç içe geçtiği terör örgütünün güdümündeki parti yapıyor. Geçtiğimiz günlerde Irak’ın kuzeyinde bir mağarada alenen infaz edilen 13 silahsız masum insanın başına gelen acı hadise bile, karşımızdaki kirli zihniyeti utandırmaya yetmemiştir. Bunlar öyle utanmaz ki, çıkıyor, şu anda, onu bile benim üzerime yıkmaya çalışıyor. Bu 13 kişiyi kaçıran kim? Bu 5-6 yıl içinde dağ taş demedik, bütün buraları güvenlik güçlerimizle aradık taradık. Utanmadan sıkılmadan 'güvence altındalar' diyecek kadar yüzsüzler. Kim bunlar? CHP ve ortağı HDP. Bu tezgahı beraber yürüttüler. Biz 5-6 yıl sonra operasyonu yapmak zorunda kaldık. Savunma ve İçişleri Bakanımı bu beyefendilerin makamına gönderdik. Bizzat gidip anlattılar. Anlatıldığı halde utanmadan eleştiri yağmuruna tuttular. Siz ne yüzsüzsünüz ki Meclis'teki bu çalışmadan sonra da yine hala saldırıyorsunuz. Bu Cumhur İttifakı, AK Parti iktidarı bu yolda inançla, sizin kol gerdiğiniz o teröristleri de inlerinde bitire bitire yoluna devam edecektir. Bu katliamın suçunu bize yıkmaya kalkacak kadar alçaldılar, alçaklaştılar. Bunun sorumlusu Erdoğan'dır diyor. Ne yüzsüzsün sen ya? Bunların cibilliyetleri bozuk. Onların intikamını alacağız, onların kanlarını da yerde bırakmayacağız. Bunu da böyle bilsin Bay Kemal. Ortağı HDP de öyle bilsin. PKK ve PYD'den FETÖ'ye, DHKP-C'ye kadar her çeşidinden terör örgütünün mensuplarını savunmak için genel başkanından milletvekillerine, il başkanlarından belediye başkanlarına kadar seferber olan siz değil misiniz? Terör örgütü mensuplarıyla kol kola Ankara'dan İstanbul'a yürüyen siz değil misiniz? Terörle mücadele için ne yaptınız da engel olduk' diyorlar. İşte beraber teröristlerle yürüdünüz, daha ne yapacaktın?

Gara katliamı öncesi ve sonrasıyla ülkemizde terör konusunda kimin nerede durduğunu göstermesi bakımından turnusol olmuştur. Bir asır önce İzmir'de başlayan işgalin bir benzerini, 40 yıldır doğu ve güneydoğu sınırlarımızda tekrarlamak için çalışanları nasıl hüsrana uğrattıysak, onların fiili ve siyasi iş birlikçilerine de hak ettikleri dersi vereceğiz. Ülkemiz uluslararası tuzakların üstesinden nasıl geldiyse bu kirli zihniyeti de tarihin tozlu sayfalarına havale edecektir. Sordukları her soruyla devlet yönetiminden, ekonominin nasıl işlediğinden, salgının nasıl sonuçlara yol açtığından zerre kadar anlamadıklarını kendi ağızlarından ikrar ediyorlar. Bir de 20 yıl öncesinin Türkiyesi'ne güzellemeler diziyorlar. Milletimiz 20 yıl önce neler yaşadığını unutmadı. Siz o dönemde ölüleri bile rehin aldınız. Şu anda Batı, Türkiye'nin sağlık sistemini örnek alıyor.

''KİMSEDEN İCAZET ALACAK DEĞİLİZ''

Ülkemizin terörle mücadele konusundaki kararlılığı dışarıda da epey bir kesimi rahatsız ediyor. Türkiye'nin sınırları içinde ve dışında yürüttüğü terör operasyonları meşru hakkıdır. Coğrafyamızdaki bin yıllık varlığımızın bize yüklediği kardeşlik, dostluk görevlerimizi yerine getirmek için kimseden icazet alacak değiliz. Tüm sınırlarımızı yeteri kadar derinliğe inerek güvenli hale getirene kadar durmayacağız. Her kim bu mücadeleyi 'ama'lı, 'fakat'lı beyanlarla gölge düşürmeye kalkarsa bilsin ki hayati bir yanlış içindedir. Yıllardır Batılı dostlarımızı terör örgütleriyle aynı yatağa girmeyin, bunlar yılan gibidir, bir gün sizi de ısırır diye uyarıyoruz. Buna rağmen aynı yanlışlar tekrarlanıyor. Bizi de aynı kara deliğe sürüklemek amacıyla kullandıkları aparatlar da onları kurtarmayacaktır. Ne yaparlarsa yapsınlar milletimizin birliğini, kardeşliğini bozamayacaklar.

Koronavirüs salgınını da yakından takip ediyoruz. Koronavirüs salgını ülkemizde de etkili olmuş, 2 milyon 600 bine yakın virüse maruz kalmış, 28 bine yakın vatandaşımızın da vefatına neden olmuştur. Tüm dünyada ekonomiler geçtiğimiz yıl ciddi bir daralma olmuşken Türkiye büyümesini sürdürebilen az sayıdaki ülkeler arasında yerini aldı. Salgın bahanesiyle yeni bir finansman dalgalanmasını oluşturmak isteyenlere fırsat verdik. Kılıçdaroğlu'nun sürekli sorduğu dövizlerin bir kısmı bu mücadelede kullanılmıştır. Salgının yol açtığı sıkıntıları aşmak için çok ciddi destek paketlerini hayata geçirdik. 311 milyar lirayı bulan kaynak kullanarak her bir vatandaşımızın yanında olmaya çalıştık. Milletimize karşılıksız aktardığımız kaynak miktarı 53 milyar lirayı aştı. Berat Bey'in bu süreçte gösterdiği gayretlerin şahidiyiz. Esnaflarımıza yönelik ciro desteğinden kira yardımına kadar pek çok ilave destekte bulunduk. Tek bir vatandaşımızın bile mağdur olmaması için devletimizin tüm imkanlarını seferber ettik. Üretimi yeniden canlandırmanın yolunun normalleşme adımlarından geçtiğini unutmuyoruz. Şayet kontrolsüz bir normalleşmeye yönelirsek bir süre sonra artan vaka ve vefat sayıları sebebiyle çok daha sert tedbirleri hayata geçirmemiz kaçınılmaz olacaktır. Bu yüzden milletimden sabır istiyorum. Bu sürecin tüm dünya ile birlikte, Avrupa coğrafyası ile birlikte yürümesi şart.