Disisleri Bakan Yardimcisi Kaymakci Trabzon'da AB Konferansinda Konustu Açiklamasi

'TürkiyeAB iliskilerinde belli bir normallesmeye dogru gidiyoruz. Umariz 2022 yilindan itibaren müzakere sürecinin yeniden canlandigi, diyalogun arttigi bir dönem olabilir' '(AB üyeligi) Bunu sadece kendimiz için istemiyoruz. Avrupa'nin daha huzurlu ve daha medeni bir gelecegi için arzu ediyoruz. Bu, hem Türkiye'nin hem AB'nin hem de üçüncü taraflarin yararina olacagi bir üyelik süreci'

Disisleri Bakan Yardimcisi ve Avrupa Birligi (AB) Baskani Büyükelçi Faruk Kaymakci, Türkiye'nin Avrupa Birligi (AB) ile iliskilerinde 15 Temmuz 2016'daki darbe girisiminin ardindan belli bir normallesmeye dogru gidildigini belirterek, "Umariz 2022 yilindan itibaren müzakere sürecinin yeniden canlandigi, diyalogun arttigi bir dönem olabilir." dedi.

Trabzon Ticaret ve Sanayi Odasi (TTSO) toplanti salonunda düzenlenen "AB Üyelik Süreci, Avrupa Yesil Mutabakati ve TÜRKAK'in Rolü" konferansinda konusan Kaymakci, Türkiye'nin amacinin, AB'ye tam üye olmak oldugunu, bunun için de AB ile gerçekten samimi, güvene dayanan ve ortak çikarlari gözeten bir iliski istediklerini söyledi.

Anadolu cografyasindaki Türkiye'nin, Avrupa'nin cografi, tarihi, kültürel, siyasi ve ekonomik olarak önemli bir parçasi oldugunu vurgulayan Kaymakci, AB'nin, Avrupa kitasinda genel karar alici ve genel yönlendirici konumuna geldigini, Türkiye'nin kendi çikarlarini ve egemenligini en iyi sekilde savunabilmesi için bu karar alma mekanizmasinin içinde olmasi gerektigini belirtti.

Üniversite diplomalarinin denkliginden, firmalarin AB ülkelerine ihraç edecegi ürünlerin standartlarina ve tabi olacaklari vergiye kadar birçok konuyu AB'nin belirlemeye basladigina isaret eden Kaymakci, sunlari kaydetti:

"Türkiye'nin Avrupali oldugu halde AB disinda kalma seçenegi yok. Dolayisiyla bu bizim için bir kara sevda degil, bu bir çikar iliskisi. Biz üyeligimizin ayni zamanda AB için de çok yararli olacagina inaniyoruz. Eger gerçekten bir degerler Avrupasi olusturulacaksa, eger gerçekten dünyada Avrupa kitasi yükselen Çin'e, yüklesen Hindistan'a, Brezilya'ya, ABD ve Rusya'ya dünyaya belli bir düzen getirme, kural temelli bir düzen yaratma isteniyorsa burada Türkiye'nin AB üyeliginin, AB'ye katkisi son derece vazgeçilmez ve önemli. Biz bunu sadece kendimiz için istemiyoruz. Avrupa'nin daha huzurlu ve daha medeni bir gelecegi için arzu ediyoruz. Bu, hem Türkiye'nin hem AB'nin hem de üçüncü taraflarin yararina olacagi bir üyelik süreci."

- "Hiçbir ülkenin Türkiye'nin AB üyeligini engellemesi mümkün degil"

AB'nin üyelik sürecinin çok kolay olmadigini ama en degerli, en anlamli ve en yararli üyeliginin Türkiye'nin üyeligi olacagini ifade eden Kaymakci, "Iliskilerde yasadigimiz gerginliklere ragmen AB tarafi da Türkiye'den kolay kolay vazgeçemiyor. Türkiye'nin üyelik müzakerelerini sonlandirmak isteyenler oldu, bunu basaramadilar. Bizim yapmamiz gereken AB üyelik sürecini de kullanarak ülkemizi üyelik noktasina getirelim. Ondan sonrasina bakariz. AB üyelik süreci gerçekten en az üyelik kadar degerli." diye konustu.

Türkiye Cumhuriyeti'nin Atatürk reformlarindan sonra en parlak döneminin Türkiye'nin resmi aday ilan edildigi 1999 ile 2007-2008 dönemi oldugunu dile getiren Kaymakci, söyle devam etti:

"O 8-9 yillik döneme bakarsaniz Türkiye, AB üyeligi yolunda attigi adimlarla, bati bunu biliyorsunuz 'sessiz devrim' olarak tanimlamisti, milli gelirini 3'e katladi. O Türkiye degisik reform paketleriyle anayasasini çok iyi noktaya getirdi, yasalarini, ekonomisinin isleyisini çok iyi bir noktaya getirdi. Dolayisiyla AB üyelik perspektifi, üyelik gayretleri Türkiye'yi her zaman ileriye götürdü ve tüm aday ülkelerde de durum böyle. Dolayisiyla bizim bu sürece yeniden ivme kazandirmamiz çok yararli olacak. Gerisine bakacagiz. Biz üyelik noktasina gelelim, istiyorsa Kibris Rum Kesimi veya bir ülke bizim üyeligimizi engellemeye kalksin ki bunun mümkün olabilecegini düsünmüyorum. Çünkü 85 milyonluk, milli gelirini 3'e, 4'e katlamis, demokrasi, ekonomi, kültür, sanat, spor konusunda Avrupa'da agirligi olan bir Türkiye'nin AB üyeligini hiçbir ülkenin engellemesi mümkün degil. Bu mantiga da uygun degil."

- "Türkiye'nin uygulamak zorunda kaldigi güvenlik odakli politikalar bizim elimizi bagladi"

Türkiye'nin AB'ye üyelik müzakerelerindeki durumunu da degerlendiren Kaymakci, katilim müzakerelerinde 16 fasli açtiklarini ve 1 fasli kapattiklarini anlatti.

Su anda üyelik müzakerelerinin Kibris, Yunanistan, Avusturya gibi ülkelerin siyasi gerekçeleriyle engellendigini kaydeden Kaymakci, su ifadeleri kullandi:

"Burada tabi 15 Temmuz hain FETÖ darbe girisimi sonrasi Türkiye'nin uygulamak zorunda kaldigi güvenlik odakli politikalar bizim elimizi bagladi. Darbe sonrasi olaganüstü önlemler aldik. Bu da tabi AB tarafindan 'Türkiye AB'den uzaklasiyor mu?' diye sorgulamaya neden oldu. Bu sogukluk henüz tam olarak asilabilmis degil. Son 1-1,5 yilda bazi gelismeler oldu. Türkiye-AB iliskilerinde belli bir normallesmeye dogru gidiyoruz. Umariz 2022 yilindan itibaren müzakere sürecinin yeniden canlandigi, diyalogun arttigi bir dönem olabilir. Sonuçta bizim hedefimiz katilim müzakerelerini ilerletmek ve tam üye olmak. Burada Türkiye kararli. Belki istedigimiz hizda reformlar olmuyor, belki AB tarafindan bir sogukluk var su anda ama bu bizim hedefimizi degistirmiyor."

Kaymakci, vize serbestisi konusunda Türkiye için belirlenen 72 kriterden 65'inin yerine getirildigini, kalan 7 kriterin de hizla tamamlanmaya çalisildigi dönemde Türkiye'de 15 Temmuz darbe girisimi nedeniyle OHAL ilan edilmek zorunda kalindigi için diger kriterlerin henüz tamamlanamadigini aktardi.

Göç konusunun da Türkiye-AB iliskilerinde önemli bir baslik oldugunu ve Türkiye'nin bu konuda üzerine düsenin çok fazlasini yerine getirdigini vurgulayan Kaymakci, sunlari kaydetti:

"Iki söz vermistik; 'engelleriz ve buna ragmen Yunan adalarina gitmisler varsa bunlari da geri aliriz' dedik ve bu sözümüzü de yerine getirdik. AB de göç konusunda 4 söz vermisti. Bir tanesi, Yunan adalarindan alinacak her yasa disi göçmen için bir Suriyeliyi AB alacakti. Bu sözünü AB fazlasiyla tuttu. Biz 2 bin 200 civarinda göçmeni aldik. AB de 31 bin civarinda bizden Suriyeli aldi ama 31 bin sayisi, Türkiye'deki 3,7 milyon Suriyeli ile karsilastirdigimiz zaman çok anlamli olmuyor. Ancak buna ragmen AB bu alanda sözünü tuttu diyebiliriz. Ikinci sözü 3+3=6 milyar avroyu 2018'e kadar seferber edecegini söyledi AB. Tabi bizim seferberlikten bekledigimiz bu paranin 2018'in sonuna kadar harcanmasiydi. Ancak sadece 4,2 milyar avrosu harcandi. Üstelik bu para Türkiye'ye verilen bir para da degil, bu para Türkiye'deki Suriyeliler için harcanan para. Biz AB'ye 'daha hizli ol daha fazla katkida bulun' diyoruz."

- "Türkiye'yi yavas yavas AB üyeligine hazirlamaya devam ediyoruz"

Kaymakci, özellikle 2021 yilinin basindan itibaren AB ile iliskilere bir sakinlestirme getirebildiklerini ama 2020 yilinin oldukça gergin geçtigini, yaptirimlarin, tehditlerin konusuldugu bir yil oldugunu belirterek, sözlerini söyle sürdürdü:

"Umariz AB'de de sagduyu hakim olur, umariz komsularimiz Yunanistan ve Rumlar bizi kiskirtmaya devam etmezler ve umariz AB'deki diger ortaklarimiz, NATO müttefiklerimiz de bu tek yanli, kiskirtici adimlara prim vermez ve Türkiye-AB iliskilerini bu iki ülkenin tamamen bencil ve dar görüslü hedeflerinin kurbani etmez. Bunlar yapildigi taktirde Türkiye-AB iliskilerinin çok hizli bir sekilde canlanabilecegine, bu canliligin Gümrük Birligi güncellemesinin önünü açacagina, vize serbestisinin önünü açacagina inaniyorum. Her halükarda Türkiye-AB üst düzey diyaloglari devam ediyor. Su anda mevcutta ise birlik programlarina etkin bir sekilde katilarak Türkiye'yi yavas yavas AB üyeligine hazirlamaya devam ediyoruz."

Programin sonunda Kaymakci'ya TTSO Yönetim Kurulu Baskani Suat Hacisalihoglu tarafindan plaket ve Trabzonspor formasi takdim edildi.
Kaynak: AA