Dostlari Ve Sevenleri Sezai Karakoç'u Anlatti

Eserleri ve siirleriyle topluma yön veren yazar, mütefekkir ve 'Dirilis Sairi'nin vefatinin ardindan sevenleri, duygu ve düsüncelerini paylasti Prof. Dr. Turan Koç: 'Mevlana Anadolu'da ne yaptiysa, insanlara nasil bir sey asiladiysa ve onlari diri tuttuysa Sezai Karakoç da en azindan 5060 yildir bu ülkede ayni seyleri yapmistir. Onun kitaplari akan bir çesmedir. Gençlerimizi Sezai Karakoç ile doldurmamiz gerekiyor' Öykücü Ali Haydar Haksal: 'Insanligin yeniden kendisini bulabilmesi için böylesine bir düsünüre ihtiyaç olmustur, Cenabihak da bunu Sezai Karakoç'a nasip etmistir. O da eserleriyle, düsünceleriyle, anlattiklariyla ve durusuyla bunu hakkiyla yerine getirmistir'

Sair, yazar ve fikir adami Sezai Karakoç'un vefati, toplumun her kesimi tarafindan derinden hissediliyor.

Eserleri ve siirleriyle topluma yön veren usta mütefekkiri yakindan taniyan dost ve arkadaslari, "Dirilis Sairi" hakkinda duygu ve düsüncelerini dile getirdi.

Ankara Sosyal Bilimler Üniversitesi Ögretim Üyesi, yazar Prof. Dr. Turan Karatas, AA muhabirine yaptigi açiklamada, Karakoç'un vefatindan duydugu üzüntüyü dile getirdi.

"Dogu'nun Yedinci Oglu Sezai Karakoç" kitabinin da yazari olan Karatas, "Büyük bir degeri kaybettik. Ülkemizin basi sag olsun. Dünyanin en büyük sairini kaybettik. Türkçenin de en büyük sairini kaybettik." ifadelerini kullandi.

Yazar Mustafa Kirenci ise çok üzgün oldugunu belirterek, "Islam milletinin basi sag olsun. Bir mütefekkir, önder, büyük bir sair ve birçok nesli yetistirmis ve onlarin önünü aydinlatmis güzel bir insandi. Allah rahmet eylesin." degerlendirmesinde bulundu.

- "Onun kitaplari akan bir çesmedir"

Istanbul Sabahattin Zaim Üniversitesi Ögretim Üyesi Prof. Dr. Turan Koç, Karakoç'un mekaninin cennet olmasi için dua ettigini dile getirerek, "Ben, benim yasimdakiler ve benden sonrakiler özellikle Gül Mustusu, Sahdamar, Körfez, Mona Roza siirlerini okuyarak, oradaki duygularla halleserek büyüdük." dedi.

Karakoç'un suur alanini genisleten, toplum bilincine derinlik kazandiran, duyargalarin basta Islam dünyasi olmak üzere bütün dünyaya uzatilmasi gerektigi konusunda telkin edici ve ilham verici diliyle herkesi derinden etkileyen bir düsünür sair olduguna isaret eden Koç, sunlari kaydetti:

"Mevlana Anadolu'da ne yaptiysa, insanlara nasil bir sey asiladiysa ve onlari diri tuttuysa Sezai Karakoç da en azindan 50-60 yildir bu ülkede ayni seyleri yapmistir. Yagmurun serptigi, rüzgarin teptigi birtakim kirli döküntüleri, molozlari temizlemenin yaninda ayni zamanda bilincimizi, duyarliligimizi parlatan bir kisi olarak sürekli anilacaktir, kitaplari okunacaktir. Onun kitaplari akan bir çesmedir. Testilerimiz hala bos, onun eserlerine ihtiyacimiz var. Gençlerimizi Sezai Karakoç ile doldurmamiz gerekiyor."

Turan Koç, "Insan dostunu uzaktan durarak anlatamiyor, bu çok imkansiz bir sey. Ben Sezai Karakoç'u seviyorum, sevenlerinin de çok oldugunu biliyorum. Bu gençlik, Anadolu Gençligi olarak onu çok seviyoruz. Mekani cennet olsun." seklinde konustu.

- "Bu çagin insanina medeniyetimizi anlatmakla yükümlüyüz"

Yedi Iklim Dergisi Genel Yayin Yönetmeni, öykücü Ali Haydar Haksal da Karakoç'un bu yüzyil içinde yetismis en önemli düsünürlerden biri oldugunu vurguladi.

Haksal, Sezai Karakoç'u sadece bir sair olarak degil, bütünüyle bir düsünce, medeniyet ve kültür insani olarak degerlendirmek gerektigine dikkati çekerek, "Siir yazmak için siir yazmamistir. Yazi yazmak için yazi yazmamistir. Onun bütün derdi, bütün çabasi Islam medeniyeti, Islam ümmeti, Islam toplumu çabasi olmustur." dedi.

Özellikle Bati düsüncesi karsisinda ezilmis, kendi degerlerini yitirmis toplumlara yeniden kendi degerlerini hatirlatan Sezai Karakoç'un "Dirilis"inin diger anlamiyla "basübadelmevt" yani "öldükten sonra yeniden dirilme, hem bu dünyada dirilmek hem öteki dünyada dirilmek" oldugunu ifade eden Haksal, sunlari söyledi:

"Bu çagin üzerinden bir silindir geçmistir, büyük bir tufan geçmistir. Insanligin yeniden kendisini bulabilmesi için böylesine bir düsünüre ihtiyaç olmustur, Cenabihak da bunu Sezai Karakoç'a nasip etmistir. O da eserleriyle, düsünceleriyle, anlattiklariyla ve durusuyla bunu hakkiyla yerine getirmistir. Ben onu hep söyle nitelendiririm, o adeta peygamber ahlakli bir insandi. Onun hayatinin etrafinda bir lekeye, bir ize, bir karaltiya rastlanmaz. Böylesi bir insandi. Yani onun öfkesi de sevgisi de hepsi davasina dönüktü. Kendisiyle son zamanlarda yaptigim görüsmede de sik sik vurguladigi bir sey sudur. 'Bu çagin insanina biz kendi medeniyetimizi, Islam'i ve düsüncemizi anlatmakla yükümlüyüz.' Bize biraktigi emanet budur. Bizim de yapacagimiz budur."

Karakoç'un "Dirilis" ekolüne iliskin çalismalar yaptigi bilgisini de paylasan Haksal, "Bugün düsünce hayatimizda onun kusaginda olmasa ondan sonra olsa dahi yazanlarin hemen hepsi, eli kalem tutanlar, düsünce üretenler ondan dogrudan veya dolayli olarak beslenmis ve etkilenmislerdir. Çünkü üstat Necip Fazil'in mücadelesi o dönemin sartlarinda Türkiye ile sinirli kalmisken, üstat Sezai Karakoç ise ümmeti, insanligi ve Islam milletini bir bütün olarak ele alip onun üzerinden bir degerlendirme yapmistir. Dolayisiyla üstadin degerlendirmesi, bakisi kendisine çok özgü ama Islam ruhunun yeniden dirilisini saglamaya dönüktü." seklinde konustu.
Kaynak: AA