Balikesir Ticaret Odasi Baskani Rahmi Kula, Paris Iklim Anlasmasi Ve Avrupa Yesil Mutabakati'ni Degerlendirdi
Balikesir Ticaret Odasi Yönetim Kurulu Baskani Rahmi Kula, Paris Iklim Anlasmasi’nin Türkiye tarafindan onaylanmasini, yesil dönüsüm ve yesil kalkinma adina tarihi bir adim olarak gördüklerini bildirdi.
Kula, yaptigi yazili açiklamada, anlasmanin ülkeye hayirli olmasi temennisinde bulunarak, is dünyasi olarak anlasmayi gelecek nesillere yesil bir dünya mirasi birakabilmek adina büyük bir adim olarak gördüklerini belirtti.
Anlasma ile ilgili degerlendirmelerde bulunan Kula, söyle devam etti:
"Paris Iklim Anlasmasi, önümüzdeki yillarda hayatimiza girecek Avrupa Yesil Mutabakati olarak bildigimiz ve giderek küresellesen dünyada göz ardi edemeyecegimiz bir mutabakatin da ilk adimidir. Bu mutabakata uymayan ülkelerin, ithalat ve ihracatimizin büyük bir bölümünü gerçeklestirdigimiz AB ülkeleriyle ticari faaliyetleri askiya alinacak. Türkiye’nin bu Iklim Anlasmasi’nin disinda kalmasi demek aslinda dünyanin disinda kalmasi anlamina geliyordu. Iklim Anlasmasi’ni onaylayan 198 ülke arasinda yer alarak hem serbest ticaret anlasmalarina dahil olabiliyor hem bu anlasmaya dahil olan ülkelerin yararlanabilecegi finansal desteklere erisim saglayabiliyoruz. En önemlisi de iklim degisikliginden en fazla etkilenecek cografyalardan birinde bulunan ülkemiz için, bu tahribattan korunmak ve gelecek nesillere yesil bir dünya miras birakabilmek adina büyük bir adim olarak görüyoruz."
- "Düzenlemenin 2023 yili itibariyla yürürlüge konulacagini düsünüyoruz"
Kula, özellikle ihracatçi firmalarin temiz enerjiye önem vermeleri gerektigini vurguladi.
Avrupa Birligi (AB) tarafindan Aralik 2019’da iklim degisikligi ile mücadele kapsaminda açiklanan Yesil Mutabakat'in, AB ile olan iliskiler ve ticaret hacmi bakimindan Türkiye için büyük öneme sahip olduguna deginen Kula, su ifadeleri kullandi:
"Yesil Mutabakat, Paris Anlasmasi’na ek olarak, Avrupa’nin 2050 yilina kadar karbon ayak izi saliniminin azaltilarak nötr hale getirilmesini ve 2030 yilina kadar net sera gazi emisyonlarinin 1990 seviyesine kiyasla yüzde 55 azaltilmasini amaçliyor. AB ihracatçi firmalarin ürünlerinin karbon emisyonlari için karbon fiyatlandirma düzenlemeleri kapsaminda karbon vergisi ödemelerini öngörüyor. Böylece karbon kaçaginin engellenmesi ve dünyada çevreye duyarli üretimin tesvik edilmesi amaçlaniyor. Ton basina yaklasik 50 dolar vergi alinacagini varsaydigimizda özel sektöre, ihracatçiya çok agir yük getirecegini söyleyebiliriz. Bu Avrupa’da rekabet sansimizi kaybetmemiz anlamina geliyor. Ayrica AB, karbon fiyatlandirma sistemine sahip olmayan ülkelerden gerçeklestirilen yüksek karbon ayak izine sahip mallarin ithalatini izlemeyi ve azaltmayi amaçliyor. Düzenlemenin 2023 yili itibariyla yürürlüge konulacagini düsünüyoruz. Dolayisiyla ihracatçi firmalar uygulama esnasinda karsilasabilecekleri maddi kayiplari ve geçis dönemi risklerini azaltmak için temiz enerjiye geçislerini hizlandirmali.”
- "Karbon ayak izimizi yesil ve temiz enerjiye geçerek azaltilabiliriz"
Rahmi Kula, Türkiye'nin küresel iklim degisikligi ile mücadele eden ülkelerden biri oldugunu ve önceliklerinin yesil dönüsüm oldugunu aktardi.
Günlük üretim ve tüketim faaliyetleri sonucu ortaya çikan sera gazi emisyonunun bugün iklim degisikliginin en önemli sebeplerinden biri olduguna isaret eden Kula, sunlari kaydetti:
"Karbon ayak izimizi yesil ve temiz enerjiye geçerek azaltilabiliriz. Tüm ülkelerin iklim degisikligine sorumlulugu oraninda katkida bulunmasi ve tasin altina elini koymasi gerekiyor. Atilacak adimlarla ve ilgili düzenlemeleri yerine getirerek ülke olarak üzerimize düseni sonuna kadar yapacagimiza inaniyoruz. Türkiye’nin iklim politikasinda yeni bir dönem baslarken ilerleyen dönemde AB ile gerçeklestirecegimiz ticarette karbon emisyon azaltimi çalismalarini üretimde uygulayacagimiz bir süreç bizleri bekliyor. Üretim bantlari, kullanilan ham madde kisacasi tüm proses degisecek. Bunun için hibe destegine ihtiyaç var. Bu anlamda bizler Balikesir Ticaret Odasi olarak yetkililere taleplerimizi iletiyor olacagiz. Karbon vergisi uygulamalarindan, yeni dönemi kapsayacak üretim süreçlerindeki degisikliklere, üyelerimizi bildirmeye ve uygulamaya koymaya devam edecek, gelismeleri birlikte takip edecegiz."
Kaynak: AA
Anlasma ile ilgili degerlendirmelerde bulunan Kula, söyle devam etti:
"Paris Iklim Anlasmasi, önümüzdeki yillarda hayatimiza girecek Avrupa Yesil Mutabakati olarak bildigimiz ve giderek küresellesen dünyada göz ardi edemeyecegimiz bir mutabakatin da ilk adimidir. Bu mutabakata uymayan ülkelerin, ithalat ve ihracatimizin büyük bir bölümünü gerçeklestirdigimiz AB ülkeleriyle ticari faaliyetleri askiya alinacak. Türkiye’nin bu Iklim Anlasmasi’nin disinda kalmasi demek aslinda dünyanin disinda kalmasi anlamina geliyordu. Iklim Anlasmasi’ni onaylayan 198 ülke arasinda yer alarak hem serbest ticaret anlasmalarina dahil olabiliyor hem bu anlasmaya dahil olan ülkelerin yararlanabilecegi finansal desteklere erisim saglayabiliyoruz. En önemlisi de iklim degisikliginden en fazla etkilenecek cografyalardan birinde bulunan ülkemiz için, bu tahribattan korunmak ve gelecek nesillere yesil bir dünya miras birakabilmek adina büyük bir adim olarak görüyoruz."
- "Düzenlemenin 2023 yili itibariyla yürürlüge konulacagini düsünüyoruz"
Kula, özellikle ihracatçi firmalarin temiz enerjiye önem vermeleri gerektigini vurguladi.
Avrupa Birligi (AB) tarafindan Aralik 2019’da iklim degisikligi ile mücadele kapsaminda açiklanan Yesil Mutabakat'in, AB ile olan iliskiler ve ticaret hacmi bakimindan Türkiye için büyük öneme sahip olduguna deginen Kula, su ifadeleri kullandi:
"Yesil Mutabakat, Paris Anlasmasi’na ek olarak, Avrupa’nin 2050 yilina kadar karbon ayak izi saliniminin azaltilarak nötr hale getirilmesini ve 2030 yilina kadar net sera gazi emisyonlarinin 1990 seviyesine kiyasla yüzde 55 azaltilmasini amaçliyor. AB ihracatçi firmalarin ürünlerinin karbon emisyonlari için karbon fiyatlandirma düzenlemeleri kapsaminda karbon vergisi ödemelerini öngörüyor. Böylece karbon kaçaginin engellenmesi ve dünyada çevreye duyarli üretimin tesvik edilmesi amaçlaniyor. Ton basina yaklasik 50 dolar vergi alinacagini varsaydigimizda özel sektöre, ihracatçiya çok agir yük getirecegini söyleyebiliriz. Bu Avrupa’da rekabet sansimizi kaybetmemiz anlamina geliyor. Ayrica AB, karbon fiyatlandirma sistemine sahip olmayan ülkelerden gerçeklestirilen yüksek karbon ayak izine sahip mallarin ithalatini izlemeyi ve azaltmayi amaçliyor. Düzenlemenin 2023 yili itibariyla yürürlüge konulacagini düsünüyoruz. Dolayisiyla ihracatçi firmalar uygulama esnasinda karsilasabilecekleri maddi kayiplari ve geçis dönemi risklerini azaltmak için temiz enerjiye geçislerini hizlandirmali.”
- "Karbon ayak izimizi yesil ve temiz enerjiye geçerek azaltilabiliriz"
Rahmi Kula, Türkiye'nin küresel iklim degisikligi ile mücadele eden ülkelerden biri oldugunu ve önceliklerinin yesil dönüsüm oldugunu aktardi.
Günlük üretim ve tüketim faaliyetleri sonucu ortaya çikan sera gazi emisyonunun bugün iklim degisikliginin en önemli sebeplerinden biri olduguna isaret eden Kula, sunlari kaydetti:
"Karbon ayak izimizi yesil ve temiz enerjiye geçerek azaltilabiliriz. Tüm ülkelerin iklim degisikligine sorumlulugu oraninda katkida bulunmasi ve tasin altina elini koymasi gerekiyor. Atilacak adimlarla ve ilgili düzenlemeleri yerine getirerek ülke olarak üzerimize düseni sonuna kadar yapacagimiza inaniyoruz. Türkiye’nin iklim politikasinda yeni bir dönem baslarken ilerleyen dönemde AB ile gerçeklestirecegimiz ticarette karbon emisyon azaltimi çalismalarini üretimde uygulayacagimiz bir süreç bizleri bekliyor. Üretim bantlari, kullanilan ham madde kisacasi tüm proses degisecek. Bunun için hibe destegine ihtiyaç var. Bu anlamda bizler Balikesir Ticaret Odasi olarak yetkililere taleplerimizi iletiyor olacagiz. Karbon vergisi uygulamalarindan, yeni dönemi kapsayacak üretim süreçlerindeki degisikliklere, üyelerimizi bildirmeye ve uygulamaya koymaya devam edecek, gelismeleri birlikte takip edecegiz."